Binali Bey, Meclis Başkanlığı’ndan istifa etmeli mi, etmemeli mi?
Binali Yıldırım önceki gün yerel seçimlerde uygulayacağı taktikleri, projeleri anlatırken:
“Meclis Başkanlığı’ndan istifa etmeme konusundaki kararlılığımda bir değişiklik yok. Hukukun olduğu yerde etik konuşulmaz” dedi.
Binali Bey’in bahsettiği hukuk hangi ülkenin hukuku acaba? Çünkü bizdeki Anayasa’nın 94’üncü maddesinin son fıkrası öyle demiyor.
Önceki dönemin Adalet Bakanı Prof. Hikmet Sami Türk bunu:
“Anayasa’nın 94’üncü maddesinin son fıkrası, Meclis Başkanı’nın tarafsızlığını sağlamak için konulmuş bir hükümdür. Böyle olunca Binali Yıldırım’ın Meclis Başkanı sıfatını koruyarak aday olmaması gerekir. AKP’nin Belediye Başkanı olmak için çalışmak, siyasi bir faaliyettir ve Anayasa’ya aykırıdır. Diğer adaylar dikkate alındığında eşit koşullarda yarışma kuralına da aykırıdır” diye izah ediyor.
İktidar, Anayasa’yı işine geldiği gibi yorumluyor ve hukuka aldırış etmiyor.
Ülkemizde ne yazık ki, yasalara saygı kalmadı!
Ege’de işgal edilen 18 Türk Adası konusunu sık sık dile getirdikçe bazı ileri (!) zekâlılar bana:
“Sen Yunan halkına neden bu kadar düşmansın?” diye mesajlar yollamaya devam ediyor. Zahmet etmesinler, artık bunların hiçbirini okumuyorum.
Be ahmaklar!
Ben fanatizme karşıyım. Kendi halinde, ılımlı, aklı başında Yunan halkına düşman olduğumu ne zaman yazdım ki?
Hiçbir ulusa karşı düşmanlığım yoktur.
Tam tersine Yunan halkını severim. Candan insanlardır. Bize benzeyen yanları çoktur. Geçtiğimiz yıllarda defalarca Yunanistan’a gittim, insanlardan hep arkadaşlık, dostluk gördüm. Sevgiyle anıyorum onları...
★★★
Peki ben hangi Yunan’a kızıyorum?
Yunanistan’ın Savunma Bakanı Panos Kammenos gibi dangalaklara düşmanım...
Yunan Genelkurmay Başkanı Evangelos Apostolakis gibi kışkırtıcı, düşüncesiz, ateşle oynayan salaklara kızıyorum!
Fanatik Yunanlara ve iflah olmaz Türk düşmanlarına karşı öfkeliyim.
Yunanistan’da Türk düşmanlığını siyasi geçim malzemesi yapan ahmak siyasetçilere düşmanım.
Bunlar kendi oy çıkarları için iki ulusu birbirine düşman eden alçaklardır.
★★★
Ya Yunan basını?
Başkent Atina yayınlanan gazetelerin yüzde 80’i alçaklar tayfasının elebaşlarıdır. Bunların yüreklerinde bir yılan gibi çöreklenen Türk düşmanlığı, korkunç bir fanatizm halindedir.
Yunan gazeteleri, bıkıp usanmadan her gün yayınladıkları yalan haberlerle Yunan halkı üzerinde “Türk korkusu” yaratır. Gazetelerin satışları artar bundan para kazanırlar.
Zavallılar aldatıldıklarını bilmez, hayali Türk tehlikesi endişesiyle yaşarlar.
Yunan basını da bizdeki yalaka basın kadar kışkırtıcı ve yalancıdır!
Her ulusta böyle muzır tipler var.
Tehlikeli hayaller!
Üstteki yazıda ırkçı Yunanistan Savunma Bakanı Kammenos ile onunla aynı haltları yiyen Genelkurmay Başkanı Apostolakis’in fanatik aptallıklarından bahsettim.
Bütün Yunanlar böyle salak değil tabii ki...
Yunanistan’ın âkil ve mantıklı insanları da var. Bunlardan biri de Emekli Korgeneral Konstantinos Logopulos...
Bu akıllı general “Liberal” adlı Yunan internet sitesinde, Türkiye-Yunanistan ilişkileri hakkında uzun bir makale yayınladı.
Yalnız Savunma Bakanı Kammenos’u değil, tüm Yunan Hükümeti’ni uyararak aklı selime davet eden Logopulos, makalesinde (özetle) şöyle diyor:
“Hükümet, Türk-Yunan ilişkilerinde tehlikeli hayaller üretiyor.
Ne yazık ki, ülkemizde gerçeklere gözümüzü kapatma ve yokmuş gibi davranma alışkanlığı oldukça uzun süredir hüküm sürüyor.
Yunanistan olarak gerçekler karşısında gözümüzü kapatarak onları yok sayamayız.
Ülkemizin Avrupa Birliği’nin üyesi olması, tehditlerden korunacağımız anlamına gelmiyor.
Çok uzun süredir gündemden düşürülmeyen, “AB’nin kurallara saygılı ülkesi ve karşısındaki saldırgan Türk ordusu söylemi” artık gerçeği yansıtmıyor.
Kammenos ve Başbakan’ın askeri danışmanları görevden alınmalıdır.
Unutmayalım, hayati çıkarı olmadıkça hiçbir ittifak veya müttefik bizi savunmaz. Bu kapsamda kendi gücümüzü doğru hesaplayarak politika oluşturmalıyız.”
TEBESSÜM
Karısı kaybolan adam...
Temiz giyimli bir adam hızla içeriye girmiş. Bir yandan da bağırıyormuş:
“Karım kayboldu, karım!”
Görevliler hemen yanına yaklaşmışlar:
“Sakin olun beyefendi, sakin olun...”
Adam tekrar bağırmış:
“Nasıl sakin olayım? Karım kayboldu diyorum size...”
“Tamam da beyefendi, burası karakol değil, yanlış geldiniz. Burası sağlık ocağı.”
“Öyle mi? Çok özür dilerim, kusura bakmayın... Ben sevinçten ne yaptığımı biliyor muyum?”
GÜNÜN SÖZÜ
Yeryüzünde korkmayan insan yoktur. Sadece aptallarla ölüler korkmaz!
