Şöyle bir bakıyorum da... Ülke yangın yeri gibi... Perişan, umutsuz, çaresiz bir görünüm içinde...

Fiyatlar azgın bir it gibi saldırıp bütçeleri paramparça ediyor.

İşsizlik ateşten bir gömlek gibi... Yakıp kavuruyor!

Nüfusun yüzden 70’i borç batağı içinde çırpınıyor!

Böyle hazin bir tabloda yeni partiler doğmak üzere...

Abdullah Gül destekli Ali Babacan’ın partisi ile eski Başbakan Davutoğlu’nun kuracağı parti ülkeye ne kadar yararlı olur bilemiyorum!

Yolda bir de Rifat Serdaroğlu’nun partisi var: Çoban Ateşi Hareketi.

Kuruluş çalışmalarını sürdüren bu parti Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine ve Atatürk ilkelerine sahip çıkmaya söz veriyor.

Çoban Ateşi Hareketi’ne Cumhuriyetçi, Atatürkçü ve milliyetçi camiadan çok sayıda siyasetçinin destek vermesi sevindirici bir olay.

Bu partinin, yaşadığımız kara günleri biraz olsun aydınlatacağını umut ediyorum.



Bugünkü gençler belki tanımaz ama 40 ve daha yukarı yaşlardaki kuşak onu çok iyi tanır.

Türkiye’nin seçilmiş ilk kadın bakanı olan İmren Aykut’tan bahsediyorum.

Bir döneme damgasını vuran eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı İmren Aykut yaşamının bir bölümünü Bodrum’da geçiriyor.

Mütevazı ve kibar bir hanımefendi. Aynı zamanda ressam... Güzel resim yapıyor.

İmren Aykut, “Ben Bodrum sevdalısıyım ama ne yazık ki, Bodrum’un dokusu gün geçtikçe yok olmaya doğru gidiyor” diyor ve ekliyor:

“Hemen karşımızdaki Yunan adası Kos’a imreniyorum. Oradan Bodrum’a bakınca tüylerim diken diken oluyor. İğrenç bir görüntü! Dağların tepelerine kadar evler yapılmış. Sonra da atıl olarak kalıyor. Bodrum herhangi bir yer değildir. Bodrum bir ruh, bir felsefedir. Sahip çıkmamız gerekiyor.”

“AMERİKA’DAN ÇOK ÇEKTİK!”

İmren Aykut siyasi görüşlerini Bodrum Gündem’den Fatih Bozoğlu’na şöyle anlattı:

“Biz Amerika’dan çok çektik. Bütün oyunların oradan yönetildiği çok net! Çocuklarımızın kanı var Amerika’nın elinde...

Zaman zaman ülke yönetimlerinin de zaafı oldu. Türkiye kimi zaman da peşkeş çekildi. Direnildi de... Direnenlerin hepsi gitti... Çünkü olayların gerçek yüzü halka anlatılamadı.

Bu ülke eğitimi düşük halktan değil, eğitimli insanlardan çok ihanet gördü.

Ülkemiz, inanılmayacak kadar hain üreten bir ülkedir.

Neden? Bunu anlayabilmiş değilim.

Dünyanın hiç bir ülkesinde, kendi ülkesine bu kadar ihanet eden insan yoktur.

Önce ülkemizin menfaati önemli. Önce bu menfaatte birleşelim, öyle değil mi? Fakat hayır, yok!”

“AH, O HAİNLER!”

“Emperyalist güçler bu ülkeden hiçbir zaman ellerini çekmediler. Hep Türkiye’yi karıştırmak istediler. Türkiye’nin ekonomik açıdan belini doğrultmasını hiçbir zaman istemediler.

Hâlâ çok stratejik konumu olan önemli bir ülkeyiz. Rusya ve Amerika’nın tepinme alanıyız!

Ah o hainler! Her dönemde Türkiye’yi zor duruma düşüren içimizdeki hainlerdir maalesef!”

Rumlar ateşle oynuyor!


Kıbrıs Rum Yönetimi “Adanın tamamı bizimdir” iddiası ile Kıbrıs Türklerini esir etmek istiyor. Ne yazık ki, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da Rumların bu arsız isteğine boyun eğmiş gibi bir politika izliyor!

Rumlar Doğu Akdeniz’de doğal gaz arama faaliyetlerinde bulunan Fransız Total ve İtalyan Eni şirketlerine bölgedeki diğer parsellerde de sondaj yapması için yetki vererek bir şirretlik daha yaptı.

Rum yönetimi Doğu Akdeniz’de Türklerin hakkı olmadığını iddia ederek krizi derinleştirecek tehlikeli adımlar atıyor!

TEBESSÜM

Şaşırtıcı bilgiler...


- Şiddetli hapşıran bir kişinin kaburgaları kırılabilir ya da bel fıtığı olabilir!

- Dil izi de parmak izi gibi kişiye özeldir. Ayrıca dil, insandaki en güçlü kaslardan biridir.

- İnsan elinin en yavaş uzayan tırnağı başparmak, en çabuk uzayan tırnağı ise orta parmaktır.

- İnsan saçı 3 kilo ağırlık kaldırabilecek esnekliktedir.

- Bir insan günde ortalama 23 bin kere nefes alıp verir!

- İnsan vücudunda 30 ile 40 trilyon civarında hücre vardır. Trilyon malûm, 12 sıfırlı rakamdır. Bir trilyon 1000 milyardır. Bu akıl almaz rakamlar nedeniyle bilim adamları insan vücudundaki hücrelerin tam sayısını bilemiyor!

GÜNÜN SÖZÜ

Plansız çalışan bir ülke, var olmayan bir hazineyi  arayan insan gibi zavallıdır!