Ekonomisi iyi gittiği iddia edilen ülkemizde açlık sınırında milyonlarca insan var!
Açlığı tanımayan yokluğu bilemez!
Saraylarda yaşayanların, yoksulların halinden anlamaları mümkün değildir!
Ülkemizde zenginsen kuvvetlisin!
Birkaç gün önce gazetelerde “Milyoner sayımız arttı!” diye bir haber vardı. Bu, varlık ifadesi midir? Hayır! Bence ülkede gelir dağılımın adaletsiz olduğunun göstergesidir!
Zengin yaşamak için değil, doğru yaşamak için çalışmalıyız!
Mezarların zengin insanlarla dolu olduğunu unutmamak gerekiyor!
“Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi?”
Ülkenin ekonomik kurtuluşu doğru çalışanlarla ve bilgisayar çağında bilgili olan yönetimlerle sağlanır!
Günümüzde işsizlik ve yoksulluk büyük boyutlarda... Kendi insanımıza iş ve aş bulamazken, 4,5 milyon Suriyeliyi besliyoruz!
Atalarımızın deyimi ile “Hem kel, hem foduluz!”
Fodul sözcüğü “Üstünlük taslayan, kibirlenen” demektir!



Sağlık olmadan varlık olmuş neye yarar?
Sağlık elden gittikten sonra pişmanlığın faydası yoktur.
Bizim bir Sağlık Bakanlığı’mız, bir de Sağlık Bakanı’mız var. Adı Fahrettin Koca...
Ne yapıyor? Kendi hastanesini iyi kolluyor ama ya diğerleri kan ağlıyor!
Üniversite hastanelerinde “İlaç ve tıbbi malzeme” bulunamaz hale geldi, çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Halk sağlığı büyük tehdit altında ama Sağlık Bakanlığı’ndan tık yok!
Oysa üniversite hastanelerinin ilâç ve tıbbi malzeme temininde yaşadığı sorunların çözümü için Sağlık Bakanlığı ve YÖK (Yüksek Öğrenim Kurumu) arasında 2015 ve 2018 yıllarında protokoller imzalanmıştı...
Karşılıksız senet veya çek gibi... Boşa atılan imzalar!

★★★

Ne yazık ki, protokol kararlarının bazıları hiç uygulanmadığı gibi, uygulananlar da bugüne kadar ihtiyaca yetmemiştir.
Sağlık Bakanlığı, halk sağlığında önemli bir yeri olan üniversite hastanelerinin ilâç ve tıbbi malzeme isteklerine garip bir şekilde kulak tıkıyor!
Üniversite hastaneleri donanımlı ve en iyi şekilde yetişmiş doktor, hemşire ve uzman kalitesine sahip ama tıbbi malzeme ve ilâç eksikliği nedeniyle maalesef yeterli hizmet veremiyor!
Çok yakında üniversite hastanelerinde (Sağlık Bakanlığı lütfedip önlem almazsa) yapılan birçok hizmet durma noktasına gelecek!

EKSİK OLAN MALZEMELER

- İlaçlı damar stenti.
- Kalp kapağı.
- Kalp pili.
- Kalıcı kalp destek sistemleri.
- Beyin damarını açan malzemeler.
- Kanamaları durduran girişimsel radyoloji malzemeleri.
- Nükleer tıp ve bazı endoskopik sarf malzemeleri.
- Kanser ilaçları ve başkaları.

★★★

Dilerim Sağlık Bakanı Fahrettin Koca görevini yapıp, üniversite hastanelerinin bu acıklı durumuna bir çare bulur.
Halk sağlığı için hayati önemi olan bu konunun takipçisi olacağım!

Türkiye ve Kanada!

Kanada’dan yazan kadim okurum Tarık Karslı (tjkars7@gmail.com) bir Kanada firmasının Kaz Dağları’nda siyanürle altın ararken yaptığı ağaç katliamı için şöyle diyor:
“Kanada’da böyle şey olmaz. Düşünülemez bile... Kurallar katıdır ve kamuoyu bilinçlidir. Fakat... Dünyanın her tarafında insanlar sonuçta insandır, yani aynı hamurdan gelmiştir. İmkân bulunca Kanadalı da her türlü haltı yer!
Daha feci bir olay hatırlıyorum.
Kanadalı ‘Vale Mining’ firması Brezilya’da maden ararken oradaki bir baraja da el attı. Sonuç: Facia! Bir sürü asit filan kullanılınca barajın duvarları yıkılmış ve 300 kadar talihsiz insan hayatını kaybetmişti.
Bu şirkete izin veren Brezilyalı yöneticiler sadece ceplerini doldurmayı düşünüyorlardı. Ülke umurlarında bile değildi...
Bizdeki Kaz Dağları’nda kesilen on binlerce ağaca gelince...
O doğa cinayetini işleyen Kanada firmasından çok, onlara ağaçların kesilmesi ve siyanürle altın arama iznini verenler suçludur. Hatayı kendimizde arayalım. Selam ve saygılarımla (Tarık Karslı-Kanada)

TEBESSÜM

Anne ve evlat!


Annesi öğrenci Temel’e cep telefonunda sordu:
“Alo oğlum, neredesin?”
“Trendeyim anne!”
“Okuldan çıktın mı, yetiştin mi trene?”
“Hayır anne, treni okula getirttim, içinde bekliyorum!”
* Temel evde ikide bir “Elâlemin çocukları birinci oluyor” diyen annesine:
“Yaa öyle! Bak analar neler doğuruyor? Demek ki, sende iş yok!” dedi, ardından terliği yedi!

GÜNÜN SÖZÜ

Gerçek sanatçı bugünün tarihini yapanların emrine girmez. (Albert Camus)