Haysiyetsiz TV programlarını izlemem...
Fakat... Bazı dostlar dün sabah aradı:
“Dinledin mi?” dediler “Yine SÖZCÜ’ye ve sana saldırdılar!”
Şahsiyetsiz iki yaratık, ahlâksızca lâflar etmiş!
“Normaldir” dedim “Mücahit Ören denilen şahsın itleri bunlar... Hiçbir köpeği ‘Hoşt’ demekle susturamazsınız. Daha çok havlarlar! Bizim hukuk servisimiz gereken yasal işlemleri yapıyor.”
Mücahit Ören kim? Tetikçilerini neden SÖZCÜ’ye saldırtıyor?
Yargıtay 11’inci Ceza Dairesi’nin, “Nitelikli dolandırıcılık” suçundan mahkûm ettiği şahıstır bu... İhlas Finans’ın sahibi... On binlerce kişinin 400 milyon dolarını hortumlayan adam...
Devlet maalesef 67 bin kişiyi dolandıran bu şahsı koruyup kolluyor ve yıllardır İhlas Finans mağdurlarının alacaklarını tahsil etmiyor!
Nitelikli dolandırıcılıktan hükümlü bu şahsın kiralık köpekleri akılları sıra bizi yıldırmak için saldırıp ‘Hav hav’ diyorlar!
Mücahit efendi... Sen önce paralarını yediğin İhlaszedelerin yakarışlarını dinle, onların haklarını öde! Bu mağdurların iki eli ahirette bile yakana yapışacak, haberin olsun!

serit-kalip-tokmak

ABD’nin çılgın Başkanı Trump, Türkiye’yi onursuzca tehdit etti.
Eğer Türk askeri, Fırat’ın Doğusu’na müdahale edip Kürtleri vurursa, Türkiye ekonomisini mahvedeceğini söyledi.
Trump’ın “Kürtler” dediği, her milletten insanın yer aldığı terör çeteleri! Adam “Teröristleri koruyorum” diyemiyor “Kürtler” diyor.
Türkiye’yi mahvedecekmiş!
Küstahça, terbiyesizce sözler bunlar...
“Mahvetmek” ifadesi, hiçbir diplomasi diline uymayan düşmanca söz!
Tamam, Trump denilen bu adam biraz kaçık ama, kaçıklığın da derecesi var!
Türkiye gibi büyük bir devlete karşı nasıl kullanabildi bu incitici sözü?
Ancak... Hatayı biraz da kendimizde aramakta fayda var.
Daha önce yine Trump’ın tehditleri ile Rahip Brunson’u serbest bıraktık ya... Trump artık her şeyi tehditle elde edeceği hissine kapıldı!

★★★

1964 yılında Türkiye, Kıbrıs’a çıkarma yapacaktı.
ABD Başkanı Lyndon Johnson, Türkiye’yi tehdit eden kaba ifadelerle dolu ağır bir mektup yazdı.
Türkiye o tarihte şimdiki kadar güçlü değildi. Her şeyimizle ABD’ye bağımlıydık!
Buna rağmen o günün Başbakanı İstiklal Savaşı kahramanı İsmet İnönü, ABD Başkanı Johnson’a ağzının payını veren onurlu bir cevap yazdı. Boynunu bükmedi, Türkiye’yi ezdirmedi.
Bugün yaşanan durum ve Trump’ın savurduğu rezil tehdit, 1964 yılındaki Johnson tehdidine benziyor.
55 yıl sonra bile ABD’nin tavrında bir değişiklik yok! Aynı gözdağı, aynı düşmanlık!
“Amerika gibi dostun (!) varken, düşmana ihtiyacın yoktur!” sözü o kadar doğru ki...

★★★

Peki, bizim iktidar buna ne cevap verdi?
Sadece “Bizi üzdü!” dedi.
İç politikada zehir zemberek ifadeler kullananlar, Trump’ın karşısında pamuk gibi yumuşadılar: “Üzgünüz!”
Sonra da “Dün gece bu meseleyi, tekrar konuştuk. Tarihi, öneme sahip anlayış birliğine vardığımıza inanıyoruz. Gayet müspet bir görüşme oldu!” diye açıklama yapıldı.
Vay canına!
Amerika’ya verilecek net ve etkili cevap bu mu?

★★★

Trump “Ey Türkiye! Ayağını denk al! Benim PKK’ma, PYD’me, YPG’me sakın dokunma... Eğer dokunacak olursan ekonomik olarak seni mahvederim. Papaz olayı size ders olmadı mı?” demek istiyor.
Biz ne diyoruz? “Üzgünüz!”
Millet de bu “boyun eğişe” üzgün!

İktidar pamuk gibi ama muhalefet sert!


İktidar, kaba ve çirkin olayı “Üzgünüz!” diye geçiştirirken, muhalefet partileri CHP ve İYİ Parti ile iktidarın küçük ortağı MHP, dengesiz Başkan Trump’a sert ifadelerle cevap verdi.
Hiç değilse onların davranışı milletin tesellisi oldu. Özetle şöyle dediler:
KILIÇDAROĞLU:
“Ey Trump! Sokak kabadayısı diliyle Türkiye’yi hiç kimse tehdit edemez. Biz egemen güçlere teslim olmamak için mücadele eden Kuvayı Milliye’cilerin torunlarıyız.”
MERAL AKŞENER:
“Türkiye herkese haddini bildirir. Türk Milleti katletmez. Türkiye bölgeye girerse, milli güvenliğimizi tehdit eden teröristlere haddini bildirmek için girer. Tehdide pabuç bırakmayız!”
DEVLET BAHÇELİ:
“Trump’ın doları varsa, bizim de imanımız var. Fırat’ın Doğusu’na girip, önümüze çıkan haini, bulduğumuz katili mahvı perişan etmek helali hakkımızdır!”
AKP İKTİDARI: “Üzgünüz!”
Bir de üzülmeseydiniz bari!

TEBESSÜM

Akıllı deney fareleri!


Bir araştırmacı, sabır ve dikkatle çalışarak iki deney faresine, acıktıkları zaman burunlarının ucu ile bir zile basmayı öğretmiş.
Bir hafta sonra farelerden biri diğerine şöyle demiş:
“Gel keyfim gel... Enayiyi amma alıştırdık yahu... Her zile bastığımızda koşa koşa bize peynir getiriyor!”

GÜNÜN SÖZÜ


“En büyük düşman, dost gibi görünendir!”

11rahmibey30cm