Güvenilmez bir müttefikimiz var: Amerika!

Elinden gelen her türlü kazığı atan bir müttefik! PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD’li teröristlere kol kanat geriyor, onları milyonlarca dolar­lık silah, cephane ve malzemeyle besliyor.

İşte böyle bir Amerika ile Suriye topraklarında sınırımıza paralel gü­venli bölge kurmak için müzakereler yürütüyoruz.

Bundan iki hafta önce, Ameri­ka’ya eylül sonuna kadar mühlet vermiş ve:

“Ey Amerika! Sabrımızı taşır­ma! Eğer Türkiye’nin isteklerini yerine getirmezsen, ülkemizin güvenliği için Fırat’ın doğusuna operasyon yapıp orayı terö­ristlerden temizleyeceğiz!” diye Trump’ı uyarmıştık!

Bugün verdiğimiz mühletin son günü! Amerika’nın oralı olduğu yok! Ne olacak? Tehdidimizi yerine getirebilecek miyiz?

İç kamuoyuna yönelik söylemler ve savurulan tehditler yerine geti­rilemeyince ne yazık ki ülkemizin inandırıcılığı azalıyor! Tutarsız bir dış politika izliyoruz!



Ne demek “Devr-i sa­bık?”

Bu deyim, “Önceki dö­nemde yapılan yolsuzluk ve usulsüzlükleri araştı­rarak suçlu olanın ceza­sını vermek” anlamındadır.

Yani “Yolsuzluk yapa­nın, millete kazık atanın yaptıkları yanına kâr kalmayacak, aradan ne kadar zaman geçse de bunun hesabı sorulacak” demektir.

Kim bunu vaat ediyor?

Parti kurma çalışmalarını sürdüren “Çoban Ateşi Hareketi.”

81 ilde örgütlenmesini sürdüren siyasal hareketin öncüsü eski Sağlık Bakan­larından Rifat Serdaroğ­lu:

“Türk Milleti’ne sö­zümüz şudur” diyor ve ekliyor:

*Devlette yolsuzluğa, hırsızlığa, soyguna asla ve asla izin verilmeye­cektir.

*Devri-sabık yaratıla­caktır. Kim Türk devletini bilerek ve planlayarak zarara sokmuşsa, kim soygunlara geçit vermişse, kim Türk milletinin haklarını gasp etmişse Türk Yargısı’na havale edilecektir.

*Harama, soyguna, rüş­vete bulaşanların her şeyi Türk devletinin hazinesine iade edilecektir.”

★★★

Rifat Serdaroğlu devam ediyor:

“Yönetimde çete anlayışın­da olan, Ortaçağ kafasına sahip, demokrasiye inanma­yan, bilgi ve ahlâk açısından çok fukara bir yapı ile nasıl mücadele edileceğini bilen iyi bir kadromuz var. Hal­kımız şu iki konuda bizleri takip etsin:

*Bu parti, Türk milleti­ne asla yalan söylemeye­cektir.

*Bu parti, ön şart ola­rak ‘Güzel ahlâkı’ uygu­layacak ve anlatacaktır.

Bunlar bizim olmazsa olmazlarımız olacaktır.

Türk milletinin tama­mına anlatmamız gereken ‘İki Mustafa’ rehberimiz olacaktır.

‘Ben, ancak güzel ahlâkı tamamlamak için gönderil­dim’ diyen Hz. Muham­med Mustafa...

‘Bir millet zenginliği ile de­ğil, ahlâkı ile ölçülür’ diyen Gazi Mustafa Kemal...

*Vay Türk milletini soyanlara...

*Vay Türk milletine yalan söyleyenlere...

*Vay Türk milletinin hakkını gasp edenlere...

Ne mutlu Türk’üm diye­ne...”

Devlet adamlığı dersi


Merak ve tartışmalar devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 5.8’lik depremden sonra alelacele İstanbul’a gelip, alınacak önlemleri görüşmek üzere, atanmış olan birtakım zevatla bir toplantı yapmıştı.

Peki, bu önemli toplantıya milletin oyuyla seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu çağrıldı mı?

Hayır, çağrılmadı!

Oysa en başta halkın temsilcisi olarak onun davet edilmesi gerekmez miydi? Gerekirdi ama ah şu particilik!

Yapılan toplantıya Ekrem İmamoğlu’nun çağrılmaması bu yanlış zihniyeti bir kez daha gözler önüne serdi.

“Siz neden o toplantıda yoksunuz? Çağrılmadınız mı?” şeklindeki sorulara Ekrem İmamoğlu “Genel sekreterim orada” diye cevap verdi. Neden böyle yaptı? Çok basit: Devlete olan saygısından davet edilmediğini açıklamadı.

Ekrem İmamoğlu devlet adamlığını ve yaptığı görevde bulunduğu yeri iyi biliyor. Davet edilmediği halde önemli bulduğu o toplantıya genel sekreterini göndererek birilerine devlet adamlığı dersi vermiş oluyor.

TEBESSÜM

Para, lider ve Tanrı


Alman kökenli Amerikalı bilim adamı Einstein dünyanın en zeki insanlarından biriydi. Bir toplantıda ona sordular:

“Delilik nedir?”

“Delilik, aynı şeyi tekrar tekrar yapıp farklı sonuç beklemektir.”

“Sizce dünya nasıl yönetiliyor?”

“Dünyayı ahmaklık, salaklık, korku ve açgözlülük yönetir.”

“Dünyada yaşam nasıldır?”

Dünyamızda üst sınıf yaşar, orta sınıf şikâyet eder, alt sınıf şükreder.”

“Ya inanç durumu?”

“Dünyada üst sınıf paraya, orta sınıf lidere, alt sınıf da Tanrı’ya tapar.”

GÜNÜN SÖZÜ


Kapana kısıldığını fark etmeyen toplum kapandan kurtulamaz!