“Vatan hainlerinin yanında yer al­maktansa, hırsız bizim hırsızımız, biz onun yanında yer alırız” diyor adam...
Kim bu zatı muhterem?
Mersin Çamlıyayla AKP İlçe Baş­kanı...
Adamın “Vatan haini” dediği de AKP dışındaki partilerin adayları!
Kimi destekliyor? Hırsız belediye başkan adaylarını!
İşte günümüzde siyasi zihniyetin ve politika ahlâkının geldiği nokta bu...
Şaşırdık mı? Hayır! Bu zaten biliniyordu!
AKP İlçe Başkanı’nın itirafı, malûmun ilanı oldu!
Hırsız belediye başkan adaylarına oy isteyen AKP’linin dayandığı nokta, diğer partilere mensup adayların ona göre “Va­tan haini” olması!
Nasıl sakat bir kafadır bu?
Yani bir takım adaylar ülkeye hainlik yapmak, bir kısmı da çalmak için mi bele­diye başkanı olmak istiyor?
Ahlâk bunun neresinde?
Adam tabii ki zırvalıyor! Fakat, kendi kafasında olan partililerin bilinç altında­ki duygu ve düşüncelerini açığa vurmuş oluyor!
Din istismarı, hile, yolsuzluk, ahlâksızlık, hırsızlık ve arsızlık... Her şey var siyaset dünyasında...
Adamların “ar damarı” çatlamış!



Yunan Başbakanı Çipras Türkiye’ye geldi ve gitti.
Ona sorulacak çok soru vardı ama soran olmadı!
18 adamızı neden işgal ettiniz?
*Karasularınızı neden tek taraflı 12 mile çıkartma kararı aldınız?
Kıbrıs açıklarında uluslararası hukuka aykırı bir şekilde neden doğalgaz arama çalışmaları yapıyorsunuz?
Ege Denizi’ni bir Yunan gölü mü sayıyorsunuz?
- Bunların iyi niyetle, dostlukla bir ilgisi var mı?
İktidar nedense bunları sormayı gereksiz buldu.
Vatan toprağı olan adalarımız elden giderken, gösterilen bu hazin ilgisizlik nedendir?

★★★

Yunan Başbakanı Çipras Ankara’ya geldiğinde Anıtkabir’i ziyaret etmedi.
AKP iktidarı ona, 1971 yılından beri kapalı olan Heybeliada Ruhban Okulu’nu ziyaret izni verdi.
Muhalefetin ve iktidarın küçük ortağı MHP’nin sesi sedası çıkmadı!
Bir tek kişi hariç!
Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri E. Albay Ümit Yalım baktı ki kimseden ses çıkmıyor, sabahın erken saatinde vapura binip Heybeliada’ya gitti.
Kalabalık arasında itişip kakışarak, sağa sola omuz vurarak kendisine yol açıp Yunan Başbakanı Çipras’a yaklaştı ve ona hesap sordu:
“Sayın Çipras... Ege’deki adalarımızı hangi hakla işgal ettiniz? Hangi hakla oraya askeri birlikler yerleştirdiniz? Hangi hakla silahlandırdınız? Bunu açıklar mısınız?”
Ümit Yalım’ın İngilizce sorduğu sorulara Çipras tabii ki, hiçbir cevap veremedi!

★★★

AKP iktidarının, papaz yetiştiren Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılmasına yeşil ışık yaktığı görülüyor. Bu, siyaseten de hukuken de yanlıştır.
Lozan Antlaşması’nın 40’ıncı ve 45’inci maddeleri ile Anayasa’mızın 90’ıncı maddesine göre, Yunan Hükümeti, Batı Trakya’da İlahiyat Fakültesi açılmasına izin vermedikçe Heybeliada Ruhban Okulu açılamaz.
Zırt-pırt beka sorunundan bahseden muhteremlere bunu hatırlatmak gerekiyor!

İhlas’ın cariyeleri!


Sabahattin Önkibar’ın yazdığı “Takkeli Firavunlar” kitabı, İhlas Finans’ın merhum sahibi Enver Ören’in oğlu Mücahid Ören tarafından mahkemeye verildi. Fakat yargı kitapta hiçbir suç unsuru bulamadı, Önkibar beraat etti.
Kitabın 132’nci sayfasından bir bölüm:
Önkibar (Gülümseyerek): “Enver abi, haram diye kadınların elini sıkmıyorsun ama maşallah holdingde çalışan bütün güzel kadınları kucaklıyorsun.”
Enver Ören: “Sabahattin, holdingdeki hanımlar benim için cariye hükmünde...”
Önkibar: “Anlamadım, ne demek o?”
Enver Ören: “İaşesini sağladığın hanım sana dinen haram sayılmaz.”
Önkibar: “Peki, nikâh niye var o zaman? Bas parayı ya da ver maaşı, oldu bitti mi yani?”
Enver Ören: “Cariye diyorum, eş demiyorum. Cariyelerde nikâh aranmaz.”
Önkibar: “Peki, cariye olmak için gayrimüslim olmak gerekmiyor mu?”
Enver Ören: “O da var ama esas olan nafakasını sağlamaktır.”
Yorum okurların...

TEBESSÜM

Bir Kızılderili öyküsü


İki kovboy atlarıyla “dıgıdık dıgıdık” giderlerken, kulağını yere yapıştırmış yüzükoyun yatan bir Kızılderili’ye rastlamışlar. Kovboylardan biri diğerine:
“Bu şekilde bir Kızılderili, kilometrelerce öteyi dinleyebilir” demiş ve Kızılderili’ye seslenmiş:
“Selam yiğit adam, ne yapıyorsun öyle?”
“Bir posta arabası...” diye ağır ağır konuşmaya başlamış Kızılderili... “Dört at tarafından çekiliyor, ikisi beyaz, diğer ikisi siyah ve kahverengi... Erkek esmer, kadın sarışın... Ve bir de çocuk var...”
Kovboy şaşırmış bir halde:
“Yok artık” demiş “Bu kadar ayrıntıyı nasıl bilebilirsin yahu?”
Kızılderili “Ugh” demiş, eliyle belini tutarak güçlükle ayağa kalkmaya çalışmış:
“O şerefsizler az önce bana çarpıp kaçtılar!”

GÜNÜN SÖZÜ


Bir memlekette namus erbabı, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memleket için kurtuluş yoktur! (İ. İnönü)