TV muhabiri, pazarda orta yaşlı bir kadına mikrofonu uzatarak sordu:

“Enflasyon yüzde 10.56 çıkmış. Ne diyorsunuz?”

Kadının yüzünde bir şaşkınlık ifadesi belirdi:

“Şaka yapıyorsunuz!”

Bu iki sözcük, ekonomi yönetimindeki temel mantığını özetliyordu.

Yıllardır millete şaka yapıyorlar!

Şakacıktan işsizlik azalıyor, şakacıktan enflasyon düşük çıkıyor, şakacıktan ülke ekonomisi uçuşa geçiyor!

Hayatları şaka yapmak! Biraz ciddi olmaları gerekmiyor mu?

TV muhabiri aynı hanıma bu defa şu soruyu yöneltti:

“Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK’in açıkladığı şaka ise, sizce enflasyon kaç?”

Kadın hemen cevap verdi:

“TÜİK gelsin de enflasyonu bana sorsun! Pazar sepetim fiyat artışlarının yüzde 35 veya yüzde 40 olduğunu söylüyor. Her şeye zam var. Pırasa bile 4 lira!”

Aynı pazarda başka bir vatandaşın TÜİK yorumu ise şöyle oldu:

“Anlatsınlar, anlatsınlar... Dinlemesi hoş oluyor!”



Son on günün olaylarını tekrarlamama gerek yok. Herkes biliyor.

Gazetelerde yüze yakın haber, yazı ve yorum çıktı. Televizyonlarda sabah-akşam günlerce açık oturumlar yapıldı.

Hemen herkes bana yüklendi.

Sanırım cinayet işlesem, üzerinde bu kadar durulmaz, böyle linç etmek istemezlerdi!

Bu süreçte, bahsi geçen kulis haberinin merkezinde olan kişilerin olgun davranışlarını takdirle karşıladığımı söylemeliyim. “Yiğide vur ama hakkını ver” derler. Ben de öyle yapıyor, bunu açık ve net bir şekilde ifade ediyorum:

1) Cumhurbaşkanı Erdoğan olaydan sonra “Yazar özür dilemiş, teşekkür ediyorum” dedi. Büyük bir olgunluktu, ben de ona teşekkür ediyorum.

2) Muharrem İnce ile konuşarak üzüntümü ve özrümü ona açıkça bildirdim. Olgunlukla karşıladı. Teşekkür ediyorum.

3) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir gazeteci arkadaşımla “Rahmi Bey üzülmesin” diye haber gönderdi. Teşekkür ediyorum.

Ya diğerleri?

Artık bu konunun üzerinde durmak istemiyorum.

Güzel ülkemizin ve insanlarımızın haklarını (elimden geldiği kadar) savunmaya devam edeceğim.

Şehir Hastaneleri’nde milyarlar çöpe gitti!


Şehir Hastaneleri yine gündemde...

Sağlık Bakanlığı yurt genelinde 31 adet “Şehir Hastanesi” açmayı düşünüyordu.

Planlanan bu hastanelerden 10’uncusu Ankara’da hizmete girdikten sonra Sağlık Bakanlığı yapılan işin yanlışlığının farkına vardı.

Çünkü, özel şirketlere yaptırılan “Şehir Hastaneleri” para yutuyor, kira ve hizmet giderleri için devlet kasasından özel şirketlere her yıl milyarlar akıtılıyordu.

Anlaşma gereğince bu sistem 25-30 yıl boyunca devam edecekti. Ülke ekonomisinin bu ağır yükü kaldırması mümkün değildi.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca “Şehir Hastaneleri’nde acı tecrübe edindik. Bu hastaneleri kendi bütçemizden çok daha ucuza mal edebiliriz” diye gerçeği söylemek zorunda kaldı.

Devlet kendi imkânlarıyla Şehir Hastaneleri’ni çok daha ucuza mal edebilirdi.

Konuyu incelerken aklıma sağlık konusunda yazılmış 2 kitap geldi:

1) Sağlıkta Kırmızı Alarm (2016 yılında basılmıştı.)

2) Ağlama Anne (11 ay önce basıldı)

Gazeteci arkadaşımız Coşkun Bel’in yazdığı bu iki kitapta hastaneler konusu ayrıntılı olarak inceleniyor, hatadan dönülmesi için Sağlık Bakanlığı uyarılıyordu.

Düşündüm de...

O kitaplar dikkate alınsaydı, Şehir Hastaneleri konusunda “Acı tecrübe” yaşanmayacak ve devletin milyarlarca lirası havaya gitmeyecekti!

İktidar uyarılara boş veriyor... Peki, ya ana muhalefet partisi ne yapıyor?

Sağlık konusunda uzman olan gazeteci Coşkun Bel’in tecrübelerinden yararlanmak gerekir diye düşünüyorum. Yazar, ülkemizin sağlık sorunlarını iyi analiz ediyor ve çözüm önerileri ortaya koyuyor. Yazdığı kitaplar ortada.

TEBESSÜM

Neyzen Tevfik’in yumurtası!


Delikanlı bir roman yazar ve fikrini  söylemesi için şair ve düşünür Neyzen Tevfik’e okutur.

Neyzen Tevfik, özü sözü doğru bir aydın olduğu için:

“Bak ahbap, bu roman hiç olmamış. Beğenmedim” der.

Canı sıkılan delikanlı:

“İyi ama” diye itiraz eder “Siz bugüne kadar hiç roman yazmadınız ki... Nasıl bilebilirsiniz romanımın iyi olmadığını?”

Neyzen Tevfik tebessüm eder:

“Yaa arkadaş... Ben bugüne kadar hiç yumurtlamadım. Fakat yumurtanın tazesini-bayatını iyi bilirim!”

GÜNÜN SÖZÜ


Güçlüklerden asla yılıp korkmayın, her güçlük başarının değerini arttırır!