Yarın yeni yıla sancılı gireceğiz!

Hukukun yerle bir edildiği, gazeteciliğin mahkûm edildiği bir ülkede, hak, huzur adalet kalır mı?

Bu gidiş son derece vahimdir ve ülkeye telafisi mümkün olmayan zararlar vermektedir.

Yalnız Avrupa’da değil, artık tüm dünyada bize “özgür olmayan ülkeler” sınıfında yer veriliyor!

Ülkede adalete güven iyice sarsıldı, basın özgürlüğü kalmadı, hukuk ve insan hakları ağır darbe yedi!

Siyasetin eli yargının üzerinden çekilmeden Türkiye’nin huzura kavuşması mümkün değildir.

Meclis’ten geçirilen “Yargı Reformu Paketi” de göstermelik çıktı!

Ülkemizde Adalet Bakanlığı, adalet sarayları filan var ama adalette maalesef sınıfta kaldık!

7 SÖZCÜ mensubunun hapis cezalarına çarptırılmasının hiçbir hukuki dayanağı yok! Mahkemenin tamamen siyasi bir karar vermiş olması üzücüdür!

Şimdi temyiz süreci başlıyor. Yanlıştan dönüleceğini düşünüyorum. Çünkü hâlâ Ankara’da hâkimler olduğuna inanıyorum.



“SÖZCÜ kararı adalette kara bir lekedir!”

Bu sözleri biz söylemiş olsak “Duygusal davranıyorlar” denilebilir. Fakat biz söylemiyoruz.

Yukarıdaki cümle Cumhuriyet Gazetesi’nin dünkü başyazısının başlığıdır.

Demokrasiye inancı olan ve aklı başında herkes, buna benzer sözlerle mahkemenin SÖZCÜ kararına tepkisini gösteriyor.

Bizler, SÖZCÜ çalışanları olarak cezaevlerinin kara gölgesinde ve hapis tehditleri altında, ülke ve insan sevgisiyle görev yapmaya devam edeceğiz!

★★★

Cumhuriyet, dünkü başyazısında şöyle yazıyor:

“SÖZCÜ Gazetesi ‘Her şeyi yapan siz, ihale bize kaldı’ diyor. Evet, her şeyi yapan FETÖ ve siyasi ayağıdır. Cezalar da SÖZCÜ’nün Atatürkçü ve korkusuz yazarlarına verilmiştir.

Bu yazarları FETÖ’cülük nedeniyle cezalandırmak, en büyük çelişkidir.

...Bu karara FETÖ’cüler sevinirler.

Dava dosyasının içi dolu değildir, kanıtlar ve deliller yoktur!”

Karar hakkında yalnız refiklerimiz değil, kamuoyu da böyle diyor. Daha ne desinler?

★★★

Ülkemizin en büyük basın kuruluşu olan ve iktidara yalakalık yapmayan, alnı açık, başı dik Türkiye Gazeteciler Cemiyeti  “SÖZCÜ Gazetesi çalışanları ve yazarları yalnız değildir” diyerek bildirisinde şu sözlere yer verdi:

“Türkiye’de yıllardır, işsizlik, sansür, oto sansür, dava ve cezaevleri gölgesinde gazetecilik mesleği yapılmaya çalışılıyor. İktidarı eleştiren yayın organlarında görev yapan meslektaşlarımıza ağır diyetler ödetiliyor.

Son olarak SÖZCÜ Davası’nda yine gazetecilik yargılandı, 7 meslektaşımıza hapis cezası verildi.

Bu karar, geçen ekim ayında iktidarın Yargı Reformu diye sunduğu pakette yer alan ‘Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz’ maddesinin de uygulanmadığının bir göstergesidir.

Bu karar, demokrasiye, gazeteciliğe, basın özgürlüğüne, halkın haber alma özgürlüğüne vurulmuş yeni bir darbedir!

Bu ülkede demokrasinin yeşermesi için gazetecilerin görevlerini yapmalarının engellenmesinden artık vazgeçilmelidir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak meslektaşlarımızla dayanışma içinde olmayı sürdürdük, sürdüreceğiz.”

Gazeteciye saldırı!


Murat İde... Düzgün, dürüst bir yazar... Yeniçağ’da köşe yazarlığı, İYİ Parti’de Meral Akşener’in basın danışmanlığını yapıyor.

Bu ülkede doğruları yazıp, gerçekleri gözler önüne seren gazetecilere hep haince saldırıyorlar!

Korkak ve kalleş oldukları için güruh halinde hücum ediyorlar!

Önceki gece Murat İde’ye 7-8 kişi birden evinin önünde saldırdı, darp etti. Yeniçağ’ın haberine göre Murat İde, ruhsatlı tabancasını çekip havaya ateş ederek saldırıdan kurtuldu.

Korkak saldırganlar, silahı görünce paniğe kapılıp çil yavrusu gibi dağıldılar. Onların yiğitlikleri, hep güçsüz ve savunmasız kişilere karşı...

Polis, otomobille kaçan saldırganlardan dördünü yakalayıp gözaltına aldı. Diğerleri de mutlaka yakalanacaktır.

★★★

Murat İde’yi, kendisini cesaretle savunduğu için kutluyor “Büyük geçmiş olsun” diyorum.

Daha önce de, değerli meslektaşlarımız Sabahattin Önkibar, Yavuz Selim Demirağ ve Ahmet Takan da aynı tipteki kişilerin kalleş saldırısına uğramışlardı. Bu arada bir gece Yeniçağ Gazetesi’ni basan taşlı-sopalı 30 kişilik bir grup gazete binasına zarar vermişti.

İşte böyle bir ülkede yaşıyor ve tehdit altında görev yapmaya çalışıyoruz.

Memleket neden bu hale getirildi? Ayrıca incelenmesi gereken bir konu bu!

GÜNÜN SÖZÜ


Ülkelerde en büyük trajedi, yöneticilerin aydınlıktan korkmasıdır!