Beka meselesi ne oldu? Seçim meydanlarında artık bu sözü telaffuz eden yok! Çünkü içi boş bir balondu!
Ucuz meyve-sebze çadırları ne oldu? Yok oldu. Hepsi göz boyamaca idi!
Kılıçdaroğlu’nu linç etmek isteyenler, Meral Akşener’in evini basanlar, gazeteci-yazar Sabahattin Önkibar ile Yavuz Selim Demirağ’a vahşice saldıranlar ne oldu?
Burası Türkiye! Ne olmasını bekliyordunuz ki? Faillerin hepsi serbest!
Suç ve ceza zıt kardeşlerdir. Ceza olmazsa suçlar geleceğimizi karartır!
Endişe ve sıkıntı büyüyor!
Ülkesini seven, akıl, vicdan ve iman sahibi herkes derin bir kaygı içinde.
Toplumu böldüler!
Dışarıda dostumuz kalmadı!
Halkın yarısı bu acı durumun farkında bile değil! Uykuda! Diğer yarısı farkında ama karşı çıkanlar ya hapse atılıyor ya da meslektaşlarımız Demirağ ve Önkibar gibi hastanelik ediliyor!
Maalesef ülkemizin geldiği hazin nokta bu!



Hey Tanrım, ne günlere kaldık?
8 yıldır kimseyle görüştürülmeyen Abdullah Öcalan’a ziyaret yasağının kaldırılması akla hemen Kürt seçmenin oylarını getiriyor!
AKP’nin adayı Binali Yıldırım’ın da TV’de açık açık “İstanbul’daki Kürt vatandaşlarımın oyunu istiyorum” demesi iktidarın İstanbul seçimi için umudunu Apo’ya bağladığı kuşkusunu yaratıyor.
31 Mart seçiminden önce “Teröristlerle işbirliği yapıyorlar...  Bunlar millet değil illet ve  zillet!” diye yeri göğü inletenlerin şimdi Apo’ya yanaşmaları hazin bir çelişkidir.

★★★

Saray’ın danışmanlarından Prof. Burhanettin Duran’ın, bebek katilinden “Sayın Öcalan” diye bahsetmesini değerlendiren İYİ Parti Adana Milletvekili İsmail Koncuk:
“Demek ki yeni bir açılım süreci, yani ihanet süreci başlıyor” yorumunu yaptı.
Geçmişten de mi ders alınmadı? Bunca yiğidimiz boşuna mı şehit oldu?
Diyarbakır’da teröristlerin açtığı hendekleri kapatmanın 793 şehidimize mal olduğu ne çabuk unutuldu

★★★

Tüm bunlar İstanbul’daki Kürt seçmenlerden PKK’ya sempati duyanların oylarını kapmak için yapılıyorsa yazık bu memlekete!
Konuştuğum İstanbullu Kürtler:
“Apo’ya ziyaret serbestliği filan boş çabadır. Bizler onların düşündüğünden çok daha akıllıyız” dediler.
Deneyimli eski Büyükelçi Onur Öymen “İktidar daha önce böyle bir süreçten acı tecrübe edinmiş olmalı. Yeni bir çözüm süreci daha büyük acı verir” derken, İYİ Parti lideri Meral Akşener gelinen noktayı bir cümle ile özetledi:
“Gitti bebek katili, geldi Sayın Öcalan!”

Bedri Koraman


Karikatür sanatının büyük ustası Bedri Koraman’ı kaybedeli dört yıl oldu... Anıları hâlâ çok taze...
Benim yakın arkadaşımdı... Aynı gazetelerde hiç çalışmadık ama yaz aylarında aynı sitede ailesiyle komşuyduk. Bedri ile hem tavla oynar, hem de halkımızın sıkıntılarının konuşup dertleşirdik.
Çizdiği bir karikatürle ülkenin gerçeklerini gözler önüne sererdi...
Başbakanlıkları ve cumhurbaşkanlıkları döneminde Süleyman Demirel ile Turgut Özal hakkında çizdiği karikatürler muhteşemdi.
Bedri Koraman, o karikatürleri sağ olup da bugün çizseydi  “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla soluğu mahkemede alır, 5 yıla kadar hapis iddiasıyla yargılanırdı.
Oysa Demirel de, Özal da hoşgörülü devlet adamlarıydı. Dava açmadıkları gibi o karikatürlerin orijinallerini Bedri Koraman’dan isteyip çerçeveleterek çalışma odalarının duvarına asmışlardı.
İşte dört yıl önce kaybettiğimiz bu büyük sanatçı yarın saat 11.00’de Bodrum Torba Mezarlığı’ndaki kabri başında anılacak.
Sanatçının eşi Nil Koraman şöyle diyor:
“Gülüşüyle, fırçasıyla, sevgisiyle yeni bir renk katmıştı bilinen renklere gökkuşağının... Kendi deyimiyle ‘Burada bir dünya vatandaşı yatıyor.”

TEBESSÜM

Temel’in savunması!


Bir tartışma sırasında kızarak merdivenden ittiği komşusunun yaralanmasına sebep olan Temel şikâyet üzerine mahkemeye çıkartılır.
Hâkim, kafası gözü sarılı olarak boynu bükük bir şekilde duran yaralı komşuyu göstererek sorar:
“Söyle bakalım, bu adamı merdivenlerden 30 basamak aşağıya neden ittin?”
Temel adama yan yan bakarak kendisini şöyle savunur:
“Yalan söylüyor hâkim bey... Ben onu sadece bir basamak ittim, gerisini kendi gitti!”

GÜNÜN SÖZÜ

Allah, yok edeceği bir kulunu önce “Ne oldum delisi” yapar!