Sadece 4 gün kaldı.
AKP Milletvekili Ahmet Uzer’in “Trene bakan şeylere” benzettiği insanlarımız bu pazar günü oylarını verecek.
Gaziantep’te tren projesinin test sürüşü yapılırken trende bulunan AKP Gaziantep Milletvekili Ahmet Uzer, kendilerini seyreden insanlara bakarak:
“Şeyin trene baktığı gibi bakıyorlar!” diye pek zarif (!) bir ifade kullanmıştı.
İşte bu tipler seçmenleri böyle trene bakan o iri boynuzlu yaratıklar gibi görüyor.
AKP milletvekili daha sonra yaptığı gafı fark etmiş olacak ki özür diledi ama ne fayda! Ağızdan çıkan sözler ok gibidir hedefe uçunca geri dönmez.
Böyle bir benzetmenin şakası bile çirkindir!
Bu sözler, bir kısım siyasetçinin bilinçaltında yatan düşüncelerinin dışavurumudur.
Halkımız oy verecekleri kişilerin gerçek yüzlerini iyi tanımalıdır.
Patavatsız milletvekilinin “Şaka kabilinden, lafzen, aklen ve kalben asla kabul edemeyeceğim sözlerden ötürü özür dilerim” demesi durumu düzeltmiyor. Testi kırıldıktan sonra tamire çalışmanın bir yararı olmaz!
Halkımız pazar günü oy verirken her zamankinden daha dikkatli olmalı!



Yüzdük yüzdük, kuyruğuna geldik!
Haftalardır ne saçmalar dinliyor, ne densizlikler görüyoruz!
İnsanlarımız böyle aşağılanmayı, korkutulup sindirilmeyi hak etmiyor!
Şu lâflara bakın:
“Türkiye’yi yıkmak istiyorlar!
“Hain emelleri var!”
“Mansur Yavaş seçilirse, 1 Nisan’dan sonra belediyeyi HDP (PKK) yönetecektir.”
“Belediye başkanı da, meclis üyesi de olsa seçimden sonra yetkiler alınır.”
“Bu adaylar seçimi kazanırsa Allah korusun o belediyelerde kaynaklar hep PKK’ye gider!” v.s.
Bunlar gibi bir sürü tehditlerin havada uçuşuyor.
Meral Akşener’i hapse atılmakla, Kılıçdaroğlu’nu asılmakla tehdit ediyorlar.
Kavga... Kavga... Kavga...
Nasıl bir seçim bu? Uygar Türkiye’ye hiç yakışıyor mu?

★★★

Hapse atılmakla tehdit edilen Meral Akşener dün Bodrum’daydı.
İYİ Parti’nin Bodrum Belediye Başkan adayı Mehmet Tosun:
“Aman sayın genel başkanım” dedi ve ekledi:
“Ne olur tepedeki kavgayı Bodrum’a yansıtmayalım. Burada çok sakin, çok huzurlu ve düzeyli seçim çalışmaları yapıyoruz. Bütün partilerin başkan adayları birbirlerine saygılı. Hiç birimizin ağzından kötü söz çıkmıyor. Sadece projelerimizi, yapacağımız işleri anlatıyoruz. Centilmence bir seçim yarışı var.”
Merak Akşener:
“Ne kadar güzel... Keşke bütün Türkiye böyle olsa” diye içini çekti.
Meral Hanım, Mehmet Tosun ile birlikte bütün Bodrum’u dolaştı, halkla konuştu, kaynaştı, “Pazar günü sandıkta bu iktidarın kulağını çekeceksiniz.” dedi.

★★★

Bodrum’da çok sayıda dostum var. Onlardan bazılarına:
“Siz Bodrum’u benden iyi tanıyorsunuz. Düşünceniz nedir? Kim kazanacak?” diye sordum.
Can Pulak “Benim favorim İYİ Parti adayı Mehmet Tosun’dur” dedi.
Kemal Ulusu “Ben de Mehmet Tosun’un kazanacağını sanıyorum.” diye görüş bildirdi.
Yılmaz Aksoy “Tanıdığım kişiler hep Mehmet Tosun diyor. Ben ve eşim Şifa Akyol da Mehmet Tosun diyoruz.” dedi.
Eşim Emel Turan’a sordum. “Benim oyum Mehmet Tosun’adır.” dedi.
En son Fatih Bozoğlu’na sordum. Fatih, Bodrum Dergisi’nin yöneticisi olan çok deneyimli bir meslektaşım ve arkadaşımdır.
“Her gün Bodrum kazan, ben kepçe dolaşıyor, halkın nabzını tutuyorum.” dedi ve ekledi:
“Şu anda durum başa baş görünüyor. CHP’nin Başkan adayı Ahmet Aras da Mehmet Tosun gibi kaliteli düzgün bir isim. İpi kimin göğüsleyeceği son üç günde belli olacak.”
“Hayırlısı ne ise o olsun” dedim.

Türkiye yolgeçen hanı mı?


Yunan Başbakanı Çipras, Yunanistan’ın bağımsızlık günü kutlamasını Ege’deki Eşek Adası’nda yaptı. Türkiye’ye ait olan o ada ne yazık ki, Yunan işgali altında...
Seçime öyle daldık ki, Ege’de işgal altında bulunan Türk adalarını unutur gibi olduk.
Neyse ki, Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım gibi takipçi bir yurtsever var.
Ümit Yalım “Türkiye yolgeçen hanı mı?” diye soruyor ve şöyle diyor:
“Ülkemiz maalesef bu iktidar döneminde yolgeçen hanına döndü. Yunan küstahlığı devam ediyor. Bizim yüksekten atan siyasilerimiz ne yazık ki işgalci Yunanistan’a bir müzik notası bile vermiyor. Yunan işgalleri de bu nedenle zorbaca devam ediyor!”

TEBESSÜM

Ağır roman!


Arkadaşlarının “İnsan roman okuyarak beynini geliştirir.” sözleri üzerine bir kitapçı dükkânına giden Temel tezgâhta soran gözlerle kendisine bakan kitapçıya:
“Pana hemen pir roman lâzım” der.
Kitapçı “Efendim siz hangi kitabı istediğinizi söyleyin, ben derhal bulurum.” deyince Temel, kitabın adını bilmediğini fakat iyi bir roman olması gerektiğini söyler.
Kitapçı “Peki, roman ağır mı olsun hafif mi?” diye sorar. Temel:
“Hiç fark etmez” der “Nasıl olsa arabam dışarudadur...”

GÜNÜN SÖZÜ


Milletlerin başına gelen iyilik de, kötülük de kendi kararları sonucudur!