AKP’de korku dağları bekliyor! Ne­den korkuyorlar?
AKP’den istifa eden Ali Babacan’ın yeni parti kurma çalışmaları iktidarı can evinden vurmuşa benziyor. AKP oyları­nın bölünmesinden korkuyorlar!
“Jöleli” lâkabıyla tanınan Saray’ın Başdanışmanı Yiğit Bulut sert bir dille:
“Ali Bey’cim, seninle istediğin TV kanalında yarım saat tartışalım. Bende senin hakkında önemli belgeler var. Hazır mısın? Sana meydan okuyo­rum, er meydanından kaçılmaz!” diye seslendi.
Babacan, sanıyorum onu ciddiye al­madı. Cevap başka bir siyasiden geldi...
Yolsuzlukla Mücadele Derne­ği’nin Kurucu Başkanı ve eski parla­menter Tevfik Diker, Jöleli Yiğit’e meydan okudu:
“Ey rüzgârgülü Yiğit Bulut! Ali Babacan bakan iken neden sustun? ‘Parti kuruyorum’ demese tıkın çıkmazdı! Eğer yiğitsen bir TV kanalın­da beraber ‘Kurtlar Medyası’ndaki sözde yiğidi tartışalım. Var mısın?
Yiğit Bulut’tan tık yok! Oysa bütün kartlar açık oynansa ne güzel olurdu, değil mi?



Fırtınalı bir yaşam öyküsü olan insanlar için halk arasında “Hayatı film gibi” denir.
Günümüzde hayatı film gibi olacak kişilerken biri de Cavit Çağlar’dır.
Çağlar, 2015 yılında Suriye sınırında Rus savaş uçağının düşürülmesinden sonra savaşın eşiğine gelen Türkiye ile Rusya’nın barışmasını sağlayan gizli kahramanlardan biridir.
Rus uçağının düşürülmesinden sonra buz kesilen ilişkiler, Rusya Devlet Başkanı Putin’le diyaloğu çok iyi olan Cavit Çağlar’ın çabaları sonunda normale dönmüştü.

★★★

Ailesi Batı Trakyalı olan Cavit Çağlar bugün Yunanistan sınırları içinde yer alan Gümülcine’de doğmuş. 5 yaşındayken annesi ve babasıyla anavatana sığınmış...
Aile, coşkun bir şekilde akan Meriç nehrinden küçük bir sandalla Edirne’ye ulaşmış.
Babası Mustafa Çağlar 1961 yılında verem hastalığına yakalanıp 44 yaşında hayatını kaybetmiş. Ana-oğul yapayalnız kalmışlar!
Cavit Çağlar, 16 yaşında öğrenimini yarım bırakıp İstanbul Sultanhamam’da bir kumaşçının yanında tezgâhtar olmuş...
Askere gidip vatan görevini tamamladıktan sonra, Bursa’da yaşayan dayısı Şükrü Şenkaya ile birlikte tekstil sektöründe uzun soluklu iş hayatına girmiş...
Yıllar sonra Çağlar tekstil sektöründe zirveye ulaştı, ayrıca, ülkeye birçok büyük sanayi tesisi kazandırdı.

★★★

Cavit Çağlar, Adalet Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Süleyman Demirel ile tanıştıktan sonra onunla baba-oğul gibi oldu. Birbirlerini çok sevdiler.
1987 yılında milletvekili, 1991 yılında Bakan oldu.
1999 yılında, sahibi bulunduğu sanayi tesislerinde 25 bin kişiye iş veriyordu. Bir de bankası vardı.
O dönemde bankalar krizi başlamıştı. Kriz, Çağlar’ın bankasını da vurdu. Devlet bankaya ve Cavit Çağlar’ın sanayi tesislerine el koydu.
Bu genel bir krizdi. Çağlar borcunu inkâr etmiyordu ama yönetim acımasızdı.
Bir yurt dışı gezisi sırasında İnterpol, Çağlar’ı New York Havaalanı’nda gözaltına aldı. Amerikan mahkemesine çıkartıldı. Amerikalı savcı ondan Türkiye aleyhine itirafçı olmasını istedi. Şiddetle reddederek “Vatanımda yargılanmak istiyorum” dedi.
Türkiye’ye gönderilen Çağlar uzunca süre cezaevinde hapis yattıktan sonra tahliye oldu.

★★★

Cavit Çağlar borcunu, işletilen yüksek faizler nedeniyle üçe katlanmış halde “milyar dolar” olarak ödedi. Hiçbir resmi kuruluşa beş kuruş borcu kalmadı ama devletin el koyarak idare ettiği o sanayi tesisleri bir bir kapandı, 25 bin çalışan işsiz kaldı, 25 bin aile açlığa mahkûm edilmiş oldu!
Çağlar tüm bu olumsuzlukla rağmen devletine küsmedi. Türkiye ile Rusya’yı barıştırma girişiminde başarılı oldu.
Cavit Çağlar’ın fırtınalı yaşam öyküsü, ünlü biyografi yazarı ve gazeteci Hulusi Turgut tarafından 1997 yılından beri araştırılıyor.
22 yıl süren bu alan çalışması tamamlanmak üzere...
Yıl sonuna kadar basılması beklenen kitabı ben şahsen şimdiden merak etmeye başladım. Çağlar’ın anı-biyografisinde, gün ışığına çıkmamış kim bilir ne bilgiler var?

TEBESSÜM

Şoförün korkusu!


Bayram günü taksiye binen müşteri, şoförün bayramını kutlamak için omuzuna dokunur.
Şoför korkunç bir çığlık atıp direksiyonun kontrolünü kaybeder. Araba kaldırma çıkıp bir vitrini parçalayarak durur.
Müşteri, şoföre:
“Yahu kardeşim, sadece omuzuna dokundum. Bunda korkacak ne var ki?” der. Şoför:
“Öyle demeyin beyefendi” der “Ben 25 yıldır belediyenin cenaze arabasında şoförlük yapıyordum, emekli oldum. Bugün benim ilk taksi şoförlüğüm. Bir el omuzuma dokununca aniden ödüm koptu!”

GÜNÜ SÖZÜ


Beklemesini bilen sabırlı kişiye hayatta birçok şey kendiliğinden gelir!