NATO’nun miadı doldu mu?

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un dediği gibi NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti de cenazesinin kaldırılması mı bekleniyor?

NATO’nun önemli ülkelerinin liderleri dün Londra’da toplandı. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg’in “Türkiye ile çatlağın bu toplantıda çözüleceğine söz veremem” demesi ilginçtir.

Macron’un, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı’na karşı çıkarak “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” demesi, toplantıyı çok gergin bir havaya soktu.

Erdoğan’ın “Macron kendi beyin ölümüne baksın” şeklindeki cevabından sonra Başkan Trump da:

“NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiğini söylemek çok nahoş ve aşağılayıcı. Hiçbir ülke NATO’ya Fransa kadar ihtiyaç duymuyor. Türkiye çok iyi bir NATO ülkesi. Erdoğan ile çok iyi anlaşıyorum” diyerek Erdoğan’dan yana çıktı.

70 yıldan beri ilk defa böyle kritik bir NATO toplantısı yapılıyor. Bugün sona erecek olan zirve inşallah zırva bir sonuçla bitmez!



Asgari ücret yine mesele oldu.

Tuzu kuru olanlar asgari ücret konusuna önem vermeyebilirler. Fakat...

8 milyon işçinin umudu “Asgari Ücret Tespit Komisyonu” toplantısında... 8 milyon aile açlık sınırından kurtulmak için ümitle, heyecanla bekliyor.

2020 yılında geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları ay sonuna kadar devam edecek.

DİSK, asgari, ücretin 3200 lira olması gerektiği görüşünde...

Fakat devlet sanırım bu görüşe katılmıyor.

Önceki gün yapılan ilk toplantıya başkanlık yapan Aile-Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un “Hem işçi, hem işveren bakış açısını dikkate alıp ortak noktada buluşmak esas gayemiz. Temel meselemiz istihdamı korumak olmalı” demesi biraz umut kırıcı oldu.

Bakan Hanım’ın “İstihdamı korumak” şeklindeki ifadesinde işçilere dolaylı bir tehdit var. Yani “Asgari ücrete fazla zam beklemeyin. Çok zam yaparsak işveren altından kalkamaz, işsiz kalabilirsiniz” demek istiyor.

★★★

Ee, ne olacak? Hani ekonomimiz çok iyiydi?

8 milyon işçi ve ailesi açlık sınırında yaşamaya devam mı edecek?

İktidarın her seçimde vaat ettiği refah bu mu?

Vergiler aşırı derecede artarken ve piyasadaki her türlü mala ağır zamlar yapılırken asgari ücrette cimri davranmak devlete hiç yakışıyor mu?

Türk-İş “Resmi, enflasyon ile halkın enflasyonu arasında büyük farklar oluştu. Gıda fiyatlarındaki artışın aile bütçesine getirdiği yük, mutfak harcamalarında kısıntıya yol açtı. Ücretli çalışanlarda, zam için ölçü, alırken kepçe, verirken kaşık olmuştur. Bu defa öyle olmasın!” demekte haklıdır.

Asgari ücreti tespit için ay sonuna kadar üç toplantı daha yapılacak.

★★★

Bugün asgari ücret İngiltere’de 1489 Sterlin (11 bin 152 TL.)

Almanya’da 1593 Euro (10 bin 163 TL.)

Fransa’da 1521 Euro (9 bin 703 TL.)

İspanya’da 1050 Euro (6 bin 688 TL.)

Yunanistan’da 721 Euro (4 bin 600 TL.)

Türkiye’de  317 Euro (2020 TL)

Avrupa örneklerini uzatmaya gerek yok. Kısaca özetlersek, tüm Avrupa’da Türkiye’den daha az ücretli sadece 3 ülke var:

Sırbistan ve Arnavutluk’ta asgari ücret (1965 TL.), Bulgaristan’da 1633 TL.)

★★★

Eğer dedikleri gibi ekonomimiz çok iyi gidiyor ve dünya bizi kıskanıyorsa, devletin 8 milyon aileyi açlık sınırından kurtarması lâzımdır! Sosyal bir devletin, kamudaki tüm gereksiz harcamaları bırakıp, vergi ayarlamaları ile, dar gelirli vatandaşlarına yapması gereken budur.

685 gazeteciye darbe!


Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, medya camiasında yaşanan olumsuzluklara işaret edip, son dönemdeki toplu işten çıkarmaları protesto ederken, basına bir darbe de devletten geldi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 685 gazetecinin basın kartlarının iptal edildiğini açıkladı.

Basın kartları ellerinden alınan yüzlerce meslektaşımız ne yapmıştır, hangi suçu işlemişlerdir, bu iptaller nedendir, bilinmiyor?

Demokrasi ve hukukun işlediği ülkelerde böyle iptaller ancak mahkeme kararı ile olur.

Türkiye’de ise yargıya ihtiyaç duyulmuyor ve yetkiyi eline geçiren kurum her türlü tasarrufu keyfi bir biçimde yapabiliyor!

Yazık değil mi bu ülkeye?

Olaya tepki gösteren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bir açıklama yayınlayarak iptalleri şöyle protesto etti:

“Basın Kartları Komisyonu kapalı kapılar ardında, gazetecilere bilgi verilmeden toplanıyor. Bu durum, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla yerleştiği ülkelerde çok sağlıklı işliyor. Fakat Türkiye’de İletişim Başkanlığı gazetecilerin ağır sorunlarına maalesef yeni bir darbe daha ekledi!”

GÜNÜN SÖZÜ


İnsanlığın en aşağılık, en adi işlerinden biri, “linç” kültürüdür!