Belediyelerle ilgili geçmişe dönük önemli yolsuzluk, usulsüzlük konuları gündeme getiriliyor. AKP’li belediye başkanının yerine AKP’li başkanın seçildiği il ve ilçelerde de bunlar eksik olmuyor. “Partilimiz” demeden bazı başkanlar gerçeği kamuoyuna açıklıyor. Var olsunlar.
Bir dönem CHP’nin kalesi olan Malatya, yıllardır AKP’yi hep zirvede tutuyor. Bir siyasi partinin belediye başkanı, kendisinden önce aynı partide görev yapanların açığını kolay kolay ortaya koymaz. Ama, bazı gerçekleri de açıklama, toplumu bilgilendirme hakları vardır. Nasıl savurgan bir belediye teslim aldığını, 2 milyon liraya yaptırılacak ihaleyi iptal edip aynı işi nasıl 20 bin liraya yaptırdığını da başkan övünerek açıklamalı.

AKP’Lİ BAŞKANA BRAVO

İşte bu örnek Malatya’nın AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’dan geldi. Göreve başladıktan sonra “Kiralık araç, huzur hakkı, harici maaş ödemelerini sonlandırarak her ay 10 milyon TL tasarruf ediyoruz. Tasarrufumuz 4 ayda 40 milyona ulaştı ki bu rakama iptal ettiğimiz diğer ihaleler dahil değil. Örneğin 2 milyon TL’ye verilmiş olan alt yapı ihalesini iptal ederek kendimiz 20 bin TL’ye yaptık. Bu sadece bir örnek” dedi.
Gürkan, durumu ortaya koyuyor. Ama bundan, başta önceki belediye başkanı halen AKP Milletvekili olan Ahmet Çakır ve bazı partililer rahatsız oldu. Aslında Çakır’ın çıkıp, “Başkanın 20 bin liraya yaptırdığı işe niçin 2 milyon liraya yani 1 milyon 980 bin lira fazlasıyla ihale ettiğini” açıklaması gerekir. Ama sorsanız, “Bu konuda konuşmak istemiyorum”  deyip konuyu kapatır.
Rahatsız olmayın, 4 ayda 40 milyon lira yakın tasarruf yapan, 2 milyona yapılmış ihaleyi iptal edip 20 bin liraya yaptırmayı başaran başkanı ayakta alkışlayın. Siz neden yapamadığınızı açıklayın. Kendinden önceki dönemi eleştiren, tasarruflarını ortaya koyan, birilerine kazanç sağlamak için 20 bin liralık işi 2 milyon liraya verildiğini açıklayan hangi siyasi partiye mensup başkan olursa olsun kutlanmalı. Biz böyle bakıyoruz. Gerçeklerin, hakikatin yanında durmayı da görev biliyoruz. Bildiğimiz bir şey daha var, bundan böyle Başkan Selahattin Gürkan’ın bu tür açıklama yapmasına izin vermeyecekler. Malatya halkı önceki dönemde belediyede neler olup bittiğini bilemeyecek.

TRABZON’DA NE OLDU?

Trabzon’da kurulan “Alo 170” çağrı merkezi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı. Bu merkezde 170 kişi asgari ücretin 1,5 katı maaş alıyor. Takım lideri, mevzuat uzmanı, takım mühendisleri gibi unvanlar verilen 30 kişinin maaşları ise asgari ücretin 3 veya 5 katı arasında değişiyor. Peki yüksek maaşlılar, diğer 170 kişiden daha mı kıdemli veya daha mı tahsilli? Hayır. Aslında takım liderinin üniversite mezunu olması gerekirken, çoğunda buna da uyulmadığı anlaşılıyor.
Ancak, yüksek maaşlı 30 kişinin başka özelliği var. Bunlar ya AKP’de görev yapan ya da AKP’nin üst düzey yöneticilerinin, bürokratların yakını. Arka arkaya seçimler yapılırken, bu kişiler AKP il ve ilçe teşkilatlarında görevli olduklarından aylarca iş yerine bile uğramadı. “Ücretsiz izinli” olduğunu düşünürsünüz. Böyle bir durum da söz konusu değil.
Yenilenen İstanbul seçimi için onlar da “Takım halinde” İstanbul’a gidip, Binali Yıldırım’ın kazanması için çaba gösterdiler. AKP’nin seçimi kaybetmesiyle aylardır uğramadıkları iş yerine döndüler. “Takım lideri” dedikleri yüksek maaşlı 30 kişi arasından birkaç örnek vereyim: Milletvekili Bahar Ayvazoğlu’nun Kadın Kolları Başkanlığı yaptığı dönemde yardımcılığını yapan Gülşah Kurtoğlu, AKP eski belediye başkan adayı ve milletvekili adayı Mazhar Yıldırımhan’ın oğlu Fatih Yıldırımhan, İçişleri Bakanlığı Danışmanı Ali Faik Hacıoğlu’nun kardeşi Neslihan Hacıoğlu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turan, milletvekilleri, AKP’den Düzce Milletvekili adayı olan ve seçimi kazanamadığı için Trabzon Valiliği’ne getirilen İsmail Ustaoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, İlçe belediye başkanlarının da katıldığı 15 Temmuz Özgürlük Meydanı’nda gerçekleştirilen 4.000 kişiye yemek verilen törene katıldı. O törende anonslarını yapan, onları yere-göğe sığdıramayan Bülent Uzunoğlu da takım lideri olarak maaş alıyor ama AKP’li bazı belediye başkanlarının gittiği yerlerde sunumları nedeniyle işyerine gitmeye fırsat bulamıyor.
Yalnız büyükşehir belediyelerinde değil, küçük ilçelerde bile maaş alıp işe gitmeyen, hatta başka şehirlerde oturanlar olduğu ortaya çıkıyor. Bunlar, özellikle farklı partiden belediye başkanının seçilmesiyle ortaya çıkıyor. Araştırmalar devam ettikçe daha ne yolsuzluklar, ne usulsüzlükler çıkacak görelim...