Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım, Yunanistan’ın işgal ettiği adalarımızı, ülkemiz aleyhine yürütülen faaliyetleri belgeleriyle gündeme getirir. Yunanistan’da bastırılıp dağıtılan sözde Pontus Rum Soykırımı broşüründe Pontus Rum devleti haritası yayımlandı. Yaklaşık 150 km. derinlikte ve 140 bin kilometrekarelik alanda bulunan Kastamonu, Sinop, Amasya, Samsun, Tokat, Ordu, Giresun, Erzincan, Bayburt, Gümüşhane, Trabzon, Rize ve Artvin illerimiz sözde Pontus Rum devletinin sınırları içinde gösterilmişti.

Bu konuyu “13 ilimiz daha gitti” başlığıyla bu köşeye taşımıştım. CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, yalnız Pontus’u değil, işgal altında olduğu belirtilen adalarımızla ilgili hazırladığı soru önergesini TBMM Başkanlığı’na sundu. Dışişleri Bakanlığı soruları cevaplandırdı.

PONTUS NİÇİN GÜNDEMDE?

İlk soru, 13 ilimizin sözde Pontus Rum devleti haritasında gösterilmesiyle ilgili. Dışişleri Bakanlığı’nın, Milletvekili  Ali Fazıl Kasaba gönderdiği cevabı okuyalım:

“Tarihi olayların siyasi amaçlar doğrultusunda istismar edilerek üçüncü ülke parlamentolarında ülkemizi hedef alan asılsız ‘Ermeni’ ve son dönemde baş gösteren ‘Pontus soykırım’ kararlarını kabul ettirmeye yönelik çabalara karşı hükümetimiz döneminde bugüne kadar görülmemiş yoğunlukta bilgilendirme, ön alma ve mücadele çalışmalarımız, çok yönlü bir yaklaşımla siyaset, hukuk, tarih, akademi ve kültür/sanat alanlarını kapsayacak şekilde her düzlemde sürdürülmektedir.

Bu çabalarımız kapsamında, Yunanistan’da 1915 olayları ve son dönemde bazı radikal çevrelerce dile getirilen asılsız ‘Pontus soykırımı’ iddialarına karşı mücadelede gerekli söylem ve eylemler kararlılıkla ortaya konulmaktadır.

Yunan Savunma Bakanlığı, ülkemizin ‘Pontus’ ve ‘Ermeni soykırım’ları gerçekleştirdiğine yönelik mesnetsiz iddiaları da siyasi saikle yapılıyor. Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisi ivedilikle Bakanlığımıza çağırılarak tepkimiz net ve güçlü şekilde vurgulanmıştır.”

ADALAR GÖRÜŞÜ

Yunan işgali altında olduğu belirtilen 18 adamız her fırsatta gündemde. Dışişleri Bakanlığı’nın bu yöndeki soruya cevabı da şöyle oldu:

“Türkiye ve Yunanistan arasında Ege’de birbirleriyle bağlantılı bir dizi sorun bulunmaktadır. Ülkemiz, 1960’lardan bu yana adaları silahlandıran Yunanistan’ın bu hukuk dışı tutumuna başından beri karşı çıkmaktadır. Bu husus, ülkemizce Yunanistan nezdinde yapılan girişimlerle protesto edilmektedir ve Yunanistan ahdi vecibelerine riayete davet edilmektedir.

Ege’de statüsü tartışmalı coğrafi formasyonların aidiyetine ilişkin sorun, esasen, Lozan ve Paris antlaşmalarının ilgili maddelerinin yorumuyla alakalı hukuki bir meseledir. Ayrıca, Ege’deki deniz sınırlarının Yunanistan ile bugüne kadar geçerli bir anlaşma ile belirlenmemiş olması da sorunun diğer bir veçhesini teşkil etmektedir. Ege meselelerinin bir parçasını teşkil eden bu konu diğer meselelerle birlikte mevcut diyalog kanalları kapsamında Yunanistan’la ele alınmaktadır.”

PARTİLERÜSTÜ MESELE

“Ege sorunlarının çözümü konusunda izlenen ve bu sorunların ortaya çıktığı ilk andan itibaren benimsenen bu milli politikada Hükümetimiz döneminde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Ege sorunlarının bu anlayış içerisinde çözüme kavuşturulması gerektiğine inanılmakta ve bu minvaldeki çalışmalarımız ilgili kurumlarımızla birlikte yürütülmektedir.

Yunanistan’ın bazı ada, adacık ve kayalıkların üzerinde yaratması muhtemel fiili durumları kabul etmeyeceğimiz ve teşebbüs edilmesi halinde bunların hukuki açıdan herhangi bir sonuç doğurmaz. Protestolarımız ile tüm Ege sorunlarının adil, kalıcı ve kapsamlı şekilde çözümüne ilişkin görüşlerimiz gerek mevcut diyalog mekanizmaları çerçevesinde Yunan muhataplarımızla, gerek Bakanlığımızın bu doğrultuda yapılan muhtelif Hükümet ve Bakanlık açıklamalarıyla iç ve dış kamuoyuyla paylaşılmaktadır.”

Bu konular sıkça gündeme geldiği için Dışişleri Bakanlığı’nın da görüşünü soru önergesine verilen cevapla aktarmış olduk.