Halk deyişi vardır. “Kabak tadı verdi” diye. Bugün, üzerinde durulan “Seçim hilesi” değil, seçim öncesini ilgilendiren, üstelik de AKP’li İçişleri Bakanı’na bağlı kuruluşların yaptığı işlemlerdir.

Seçimden sonra, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “İlçe Belediye Başkanlarını Büyükşehir Belediye Başkanı atasın” önerisinde bulundu. Bu öneri, ilk kez 2004 yılında dönemin Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak tarafından gündeme getirilmişti.

HEPSİ “YAPILMALI” DEDİ

Belediyeler Birliği olarak hazırlanan teklif, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Ankara’da tartışıldı ve kabul gördü. Erdoğan başkanlığındaki toplantıda Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer ile dört büyükşehrin vali, belediye başkanı, Muhtarlar Federasyonu Başkanı ve üç uzman vardı.

Toplantıya başkanlık yapan Başbakanın sorularına, büyükşehir kanunundaki çarpıklığı anlatmak için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina, “Şehir planını bir tablo gibi kabul edersek; siz hazırlarken arkanızdan birileri fırça ile tabloya müdahale ediyor. Bir tablo aynı anda birkaç ressamın fırçası ile yapılamaz” dedi. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan, “Davul bizim boynumuzda, tokmak başkalarının elinde” yorumunu yaptı. Türkiye Muhtarlar Federasyonu Genel Başkanı Ramazan Özünal da “Başbakan nasıl bakanlarını seçiyorsa, belediye başkanı da seçmeli” değerlendirmesinde bulundu.

SİZ NE DİYORSUNUZ?

Taslak aleyhine konuşan olmayınca Başbakan Erdoğan, sağında oturan Aksu’ya görüşünü sordu. Aksu da “Benim şehrimde bir büyükşehir ve üç ilçe belediyesi var. Devamlı kavga ediyorlar, mahkemelikler” demesi taslağın sanki tuzu biberi oldu. Belediyeler Birliği’nin önerisi Başbakan’ın talimatı ile kanun tasarısı olarak hazırlandı.

Buna göre, büyükşehir belediye başkanı seçimle gelecek, ilçe belediye başkanları da en fazla meclis üyesi olan partiden seçilip atanacaktı. Ne var ki, o tarihteki İstanbul ilçe belediye başkanları bu öneriye blok olarak karşı çıktı ve düzenleme yapılamadı. Seçim sonuçları, yarım kalan o çalışmayı gündeme getirdi.

İki dönem belediye meclis üyeliği, beş dönem belediye başkanı ve en uzun süre Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı yapmış olan Aytaç Durak’a sordum, böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Artık gerisi siyasilere kalmış...

“Çok Gizli”, “Kişiye Özel”


İstanbul’da CHP’den Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçilen Ekrem İmamoğlu’na mazbatasının verilmemesi değişik söylentilere yol açıyor. Bu konuda sahte belgeler ortalıkta dolaşıyor. “Çok Gizli”, “Kişiye Özel” damgalı,Cumhurbaşkanı’nın adı kullanılarak, imzası monte edilerek düzenlenen sahte belge şu günlerde dolaşımda.

Yazı, belediyenin “Operasyon amirlerine” gönderilmiş ama belediyelerde böyle amirlikler yok. “Genel merkezden, kriptolu telefonlarınıza onay mesajı gelene kadar” deniliyor. Oysa... Belediye personelinde kriptolu telefon olmaz. İhale bilgileri, usulsüz evraklar, tapu kadastro bilgi ve belgeleri yok edilmesi isteniyor. Ama Devlette belge kaybolmaz. TÜRGEV, TÜGVA, Ensar vakıflarına devredilen bina, nakdi ödemeler, bilgi ve belgelerinin genel merkeze teslim edilmesi de isteniyor. Dahası, verilen tüm görevleri yerine getirenlere hiçbir suretle “yargı ve ceza kanunlarına maruz kalmayacağı” belirtiliyor.

Doğrusunu yazmak görevimiz. Siz, yazıda konusunu yorumlayın ama Cumhurbaşkanı imzasıyla böyle bir yazı yazılmayacağını da biliniz.