Millet İttifakı’nın amacı, Cumhur İttifakı’nı küçültmek ya da geriletebilmek. Turizm merkezi Bodrum’da, seçim yarışında gelinen noktaya bakıldığında İYİ Parti ve CHP’nin görece güçlü adaylarının, ittifakın amacına değil de kendi siyasi ikballeri için bir çalışma yürüttüğü izlenimine yol açıyor. Bu durum, ülke genelinde amaçlanan diğer ittifakın gerilemesine hizmet etmeyeceği noktasına gelmiş görünüyor.

Muğla’nın Bodrum ilçesinde CHP tabanında önemli bir rahatsızlık var. Son seçimlere baktığımızda Millet İttifakı’nın oy oranı yüzde 65,59 olurken, Cumhur İttifakı yüzde 21,62’de kalmıştı. Oyların partilere göre dağılımında CHP’nin yüzde 51, AKP’nin yüzde 16,51, İYİ Parti’nin yüzde 14, HDP’nin yüzde 12,23, MHP’nin ise yüzde 5,11 olduğunu görüyoruz. Referandum sonuçlarına da bakalım: Referandumda “Hayır” oyları yüzde 80’e ulaşırken, “Evet” diyenlerin oranı ise yüzde 20’de kalmıştı. 2014 yerel seçiminde de CHP adayı Mehmet Kocadon oyların yüzde 50,83’ünü almıştı.

CHP’NİN KALESİ AMA...

Resmen açıklanmamakla beraber ittifakın adayı olarak İYİ Parti’den Mehmet Tosun’un adı geçiyor. Tosun, 2009 seçiminde MHP’den başkan adayı olmuş, Mehmet Kocadon’la yarışmıştı. Gelişmeleri yakından izleyen bir siyasetçi Bodrum’da yaşanan gelişmeyi şöyle anlattı:

“Mehmet Tosun ve  Mehmet Kocadon’u değerlendirdiğimizde, onların isimlerine duyulan tepki nedeniyle, ittifaktan ciddi oy kopması olur. Bu durum, Cumhur İttifakı’nın gerilemesi bir yana, daha da büyümesi sonucunu doğurabilir. Yani bu isimler ittifakın sorunlarını çözmüyor daha karmaşık hale getiriyor. Bodrum’da gelinen noktada en iyi çözüm olarak, ittifakın amaçlarına hizmet edecek yepyeni ve Bodrum’a yakışan, ayrışan değil birleştirici etki yaratacak bir CHP adayının üzerinde durulmalı. CHP’nin kalesinin ittifak denklemine dahil edilmesi de düşündürücü.”

Bodrum konusu hemen çözülecek gibi gözükmüyor. Bakarsınız Mehmet Tosun CHP’den, Mehmet Kocadon DSP’den bile aday olabilir. Bekleyelim görelim

ADAY ADAYLARI SON TURDA

Siyasi partilerin belediye başkan adaylarının önemli bir bölümü belli oldu. Açıklanmayan il ve ilçe aday adayları da son dönemece yaklaştı. Menemen’de 6 aday adayı var. Karayollarında görevli Ali Kemal Elitaş da bunlardan birisi.

Büromuzu ziyaret ettiğinde iddiasını “Devrim Şehidi Kubilay’ın kentinde bir Cumhuriyet hikayesi yazacağım” sözleriyle açıklıyor. Projelerini uzun uzun anlatıyor. Ama bunları parti yöneticileri dinledi mi bilemem.

Belediyecilik çöp toplamak, asfalt yapmak değil. Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen, İzmir’de Aziz Kocaoğlu, Muğla’da Osman Gürün, Aydın’da Özlem Çerçioğlu kooperatifçilik, tarım, hayvancılık, seracılık alanında ilkleri başardılar. Onların yaptıkları genç adaylara ilham kaynağı oldu.

SAYIŞTAY'IN ELİ KOLU BAĞLI

TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri muhalefet ile iktidar arasında karşılıklı tartışmalar, atışmalar ve yer yer yumruklaşmalarla geçti. Bütçe Kanunu, iktidara sadece bütçe hakkını kullanma yetkisi veriyor. Bütçe uygulama sonuçlarının denetlenmesi, Anayasamız uyarınca TBMM adına Sayıştay tarafından yapılması gerekiyor.

O GÖREVİ ALINDI

“Yapılması gerekiyor” diyoruz da, peki Sayıştay bu görevini yapabiliyor mu? Hayır. Kanunla Sayıştay’ın “Hesap yargılama”, yargısal denetim yetkisi 2010 yılında elinden alınmıştı. Sayıştay, 2010 yılından bu yana sorumluların hesap ve işlemlerini inceleyip yargılayamadı. Tabii sorumlular bu durumdan gayet memnun.

Sayıştay Kanunu’yla, Sayıştay sadece kurum ve kuruluşlarda uygunluk (hukukilik) denetimi yapıyor. Fakat bu denetimler de sonuç alacak şekilde tamamlanmıyor. Denetimlerin en önemli mevzuatı olan “Denetim Rehberleri”ne göre ilk denetimlerden sonra “İzleme Denetim”lerinin yapılması ve yapılacak değerlendirmeler sonucunda düzenlenecek “İzleme Raporları”nın da üst makamlara gönderilmesi gerekiyor. Bugüne kadar izleme denetimleri yapılmadığı için denetimler ortada kaldı, boşa gitti. Diğer bir deyişle izlenmeyen denetim, gerçekte yapılmış olmuyor.

Bu haliyle Sayıştay görüntüde kalıyor, asıl görevini yapmış olmuyor. Sayıştay denetimlerinin aksayan yönlerine sıkça dikkat çekilmesi gerekiyor.