Başkan Posbıyık, Saygı Öztürk’e ‘üç başlı köpek’ heykeli hediye etti. Yunan mitolojisine göre, Cehennemağzı Ereğli’dedir. Üç başlı köpek Kerberos’u yakalama öyküsü de Ereğli’de geçiyor.


Halil Posbıyık, 5 yıl aradan sonra Karadeniz Ereğli Belediye Başkanlığı’na yeniden seçildi. 20 yıl önce başkanlığa seçildiğinde “Denizin mavisi, ormanın yeşili, güneşin sarısı sadece Kdz. Ereğli’dedir. Ereğli’yi görmeden öbür dünyaya gitmek büyük bir eksikliktir” diyordu. AKP’li belediye başkanının yaptırmadığı “Sevgi, Barış, Dostluk Festivali”nin 21’ncisini on binleri meydana toplayarak gerçekleştirdi. Sosyal çevresi hayli geniş olan Posbıyık, bunu belediyenin kasasından para çıkmadan yaptı. Daha önce festivallere alışık olan Ereğlililer, uzun bir aradan sonra festival coşkusunu da yaşadılar.
Zonguldak’ın 120 bin nüfuslu ilçesinde bu hareketlilik yaşandı ama ilçeyi yıllardır ayakta tutan Ereğli Demir Çelik Fabrikası’yla ilçe halkı arasına kalın duvarlar örülmeye başlandığına tanık olduk. Bunu Belediye Başkanı da meclis üyeleri de vatandaşlar da anlattı.

AYAKTA TUTUYOR

Kdz Ereğli Belediyesi’nin en önemli gelirini Erdemir’den alınan elektrik-havagazı, emlak vergisi oluşturuyor. AKP’li belediye 54 milyon borç bırakmakla kalmayıp yeşil alanlar meclis kararıyla imara açılmış. Baktığınız zaman yapılan bu işlerde hiçbir usulsüzlük yok. Ama birilerine önemli rantlar sağlandığı da ortada.
İlçenin 5 büyük tersanesinde 6 bin kişi çalışırken, şimdi bir tersanede sadece 200 kişi kalmış. Erdemir’de 10 bin kişi çalışıyor. Özelleştirilmesinden sonra yeni işçi almıyor, taşeronlar eliyle işleri yürütüyor. Erdemir’in özelleştirilmemesi için Ereğliler çok mücadele vermişti. İhaleyi OYAK alınca “Yabancılara gitmedi” deyip yine de mutlu olmuşlardı. Ama artık durum görüldüğü gibi değil. Değişik spor dallarında önemli başarılara imza atan takımlar kapatıldı. Posbıyık, Ereğli Demir Çelik’te gelinen noktayı şöyle anlatıyor:

STAT DA, PLAJ DA KAPALI

“OYAK geldikten kısa süre sonra tüccarımız bağırmaya başladı. Nakliye şirketi kurdular, yıllardır Erdemir’e hizmet veren araçlara iş vermiyorlar. Burada yapılacak işleri başka il ve ilçelerde yaptırıyorlar.
Erdemir stadını kullanmak için saati 250 lira ödeme yapmanız gerekiyor. Okulların mezuniyet günlerini, sosyal etkinliklerini yaptığı kültür sitesini kullanmak için 4 bin 800 lira istiyorlar. İnanın bu durumdan utanıyorum. Halka tamamen kapalı olan stadyumda Erdemir’in müdürleri haftada bir-iki defa kendi aralarında maç yapıyorlar. Hepsi bu kadar.
Erdemir’in plajı var. Buraya vatandaşlarımız da giderdi. ‘Masraf oluyor’ diye plajı da kapattılar. Bunun anlamı Ereğli halkını boğmaya çalışmak demektir. Erdemir 6 milyar kâr etmiş. Ereğli halkından kısıntı yapıp ortaklarına daha fazla para dağıtmak istiyorlar. Evet, daha çok kazansınlar ama plajını, salonlarını, statlarını Ereğli halkına kapatmayı asla doğru bulmuyoruz.”

RANDEVU VERMİYOR

Erdemir’in yarattığı hava kirliliği ilçenin kabusu. Büyük kâr eden Erdemir, bu sorunu kalıcı olarak çözemedi. Belediyeye bir yerde hava kirliliği bedeli olarak aylık 600 bin lira veriliyordu. Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvurusu sonucu, bu yılın ocak ayından bu yana, mahkeme kararına dayalı olarak bu para yatırılmıyor. Belediyenin önemli bir geliri de kesilmiş oldu.
Erdemir’in yaklaşık 4 milyon metrekare yüzölçümü var ve buradan belediyenin emlak vergisi olarak geliri 15 milyon lirayı buluyor. Erdemir’in bulunduğu alanın endüstri bölgesine dönüştürülmesi planı var. Bu durumda belediyenin, emlak vergisi geliri de kesilecek. Bu çalışmalar yapılırken, Başkan Posbıyık’ın karşı planını dinleyelim:
“Bu durum hem belediyemizi, hem Ereğli halkını boğmak olur. Emlak vergilerimiz de kesilirse o zaman belediyenin anahtarını OYAK yönetimine teslim etmek gibi bir düşüncem var. Erdemir’in cevher tozu başta olmak üzere havamızı kirletmeye, sosyal yardımları kesmeye hakkı yok. Sorunları anlatmak için 2 aydır OYAK yönetiminden randevu alamıyorum. Erdemir’i yönetenlerden şikayetçiyiz. Açıkçası belediye ve halk batmak üzere.”
Bu şirin ilçenin böylesine ağır sorunlar yaşadığı, belediyenin anahtarını teslim etme noktasına geldiği düşünülmezdi. Ama tablo bu...