Yıllarca siyasetin tam göbeğinde bulunanlar, İstanbul’da yaşanan olayın şaşkınlığını yaşıyor. Çünkü, konuya hukuki değil, siyasi olarak bakıldığını görüyor. Açıklamalar da bu yönde olduğu için tartışmalar farklı yönlere kayıyor. Daha önce seçimlerde yaşanmayan durumlara da tanık olunuyor.
Hukukçu Yaşar Topçu, Adalet Partisi’nde (AP), Doğru Yol Partisi’nde (DYP) bakanlık, yöneticilik yaptı. Süleyman Demirel’in de avukatıydı. Seçimlerle ilgili itirazları o yapıyor ya da yaptırıyordu. “Ama bizim itirazlarımız şimdi yapılan itirazlara benzemiyordu” diyor.

YANLIŞ YOLDA 

İtirazlar, seçimin başladığı andan, sonuç ilan edilinceye kadar geçen süre içinde sandık kurullarının oy kullandırma ve tutanak işlemleriyle, seçim kurullarının işlem ve kararları aleyhine yapılabilir Olağanüstü itiraz ve tam kanunsuzluk hali, bu işlemlerden süresi kaçırılmış olanlar için geçerli.
Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ve seçimin başlangıç tarihinden itibaren askıya çıkarılan, bir örneği de seçime katılan siyasi partilere gönderilen sandık seçmen listelerine, Yüksek Seçim Kurulu’nun belirlediği tarihe kadar sadece seçmenlik açısından itiraz edilebilir.
İşte, süresi içinde o zaman yapılmayan itirazlar, bugün gündeme getiriliyor. Yani sandık kurullarının, seçim kurullarının işlemlerinden olmayan Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğü’nün hazırlayıp, askıya çıkardığı sandık seçmen listelerine olağanüstü de olsa itiraz edilemez. Çünkü, doğrudan oylama ile ilgili değil.

EVE GİRME İZNİ OLMADAN  

Büyükçekmece’de polisin ev ev dolaşması inanılır gibi değil. Evlerin kapısını çalıyorlar, tutanak düzenliyorlar ama bu yasal olarak mümkün mü? Hem siyasetçi, hem hukukçu kimliğiyle Topçu, şunları anlatıyor:
“Polis tarafından evlere gidilip, insanlara hangi siyasi partiye oy verdiklerini sorması yasalarımızda yer alan konut dokunulmazlığı açısından mümkün değildir. Evlere girilmesi bir yerde arama sayılır.  Bunun için mahkemeden arama kararı çıkarılması gerekir. Bir partinin yöneticisi ‘organize suç var’ demesi üzerine, polis ‘organize suç takibi yapıyorum’ diye evlere giremez. Polis, seçmene hangi siyasi partiye oy verdiğini soramaz.”

O TUTANAKLA OLMAZ

Mahkeme kararı olup olmadığını Büyükçekmece Cumhuriyet Savcılığı’ndan öğrenmek ise mümkün olmadı. Polisler, gittiği evlerde vatandaşa gerçekten orada oturup oturmadığını soruyor ve bunu tutanağa bağlıyor. Belki bunun sayısı sınırlıdır ama kamuoyunda polisin girilmedik ev, çalınmadık kapı bırakmadığıdır. Örneğin 25 yıldır Büyükçekmece’de oturanlara bile orada ikamet etmediklerine ilişkin tutanak düzenlediği iddialarını öğrenmek de mümkün olmuyor. Büyükçekmece olayının üzerinde bu kadar durulmasının nedeninin İstanbul büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini iptal ettirmektir. Böyle bir iptal gerçekleşirse, bu İstanbul’un ilçelerindeki seçimin de yenilenmesini gerektirir.
Peki, polisin hazırladığı tutanakla seçimin iptali için başvurmak mümkün mü? Başında da belirttim, yıllarca partisi adına seçim iptallerini yapan, YSK’da izleyen Yaşar Topçu, şu uyarıda bulunuyor
“Seçim sonuçlarına, iktidardan emir ve talimat almak durumunda olan kişi ve kurumların tuttuğu tutanaklarıyla itiraz yapılamaz. İtirazlar ancak seçim kurullarının ve  sandık kurullarının tutanaklarıyla yapılır.  Bu durum, seçim sistemine kökten aykırı bir durum.Yasa dışına çıkanlar, yanlış yapanlar günün birinde hesap vermek durumunda kalabilir.”

Bir seçime bu kadar gölge düşürülür. Yazık ediliyor ülkemize...