Yargıtay Başkanlığı’na ikinci kez seçilen İsmail Rüştü Cirit, yapılan çalışmaları, ileriye dönük hedefleri anlatmayı gelenek haline getirdi. Gazetecilerle bir araya geldiği toplantılara Yargıtay 1. Başkanvekilleri Ceza Genel Kurulu Başkanı Abdülhalik Yıldız, Hukuk Genel Kurulu Başkanı Mehmet Kürtül, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca, Genel Sekreter Yusuf Ziya Cenik katılıyor, alanlarıyla ilgili soruları cevaplandırıyor.

Yargıtay’ın iş yükünün bir bölümü İstinaf Mahkemelerine kaydırılmış olsa da, yükü alabildiğine ağır. İlk derece mahkemelerden kaynaklanan bazı özensizlikler de yükü artırıyor. Ceza Dairelerine 2017 yılından devredenle, 2018 yılında gelen dava toplamı 525 bine ulaşıyor. Bunlardan yıl içinde sonuçlanan 243 bin davadan 110 bini onanırken, 76 bini bozuluyor. 15 bin dosya kısmi onama, kısmi bozma olarak sonuçlanıyor. Diğerleri geri çevriliyor, reddediliyor. Ceza Genel Kurulu Başkanı Abdülhalik Yıldız, FETÖ davalarında dikkat edilen kriterlerin yeni bilgilerle arttığını belirtiyor, her olayın ince bir araştırmasının yapıldığını ekliyor.

472 GÜN GEÇİYOR  

Hukuk Dairelerinde de benzer durum yaşanıyor. Devredenlerle birlikte dosya sayısı 1 milyonu geçiyor. Daha önce haftada bir gün toplanan Hukuk Genel Kurulu, iş yükü nedeniyle haftada iki gün çalışıyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca ve arkadaşları 620 bin dosyadan yıl içinde 185 binini sonuçlandırdı. Bunlar az işler değil.

İstinaf mahkemeleriyle birlikte son iki yılda Yargıtay’a gelen dosya sayısında üçte bir oranında azalma oldu. 2020 yılı sonunda hukuk dairelerindeki dosyalar çok kısa sürede sonuçlandırılacak. Ceza daireleri bakımından birikmiş iş yükünün makul düzeye ulaşması için en az iki yıla ihtiyaç var. Şu anda hukuk dairelerinde davanın ortalama görülme süresi 472, ceza dairelerinde ise 483 gün. 2020 yılında hukuk dairelerinde dava süresinin 240 günü, ceza dairelerinde ise bir yılı geçmemesi hedefleniyor.

O FARKI KAPATMAK İÇİN

Son dönemlerde “Yargı Etiği” sözcüklerini sıkça duyar olduk. 2017 yılında başlatılan “Yargıtay Etik, Şeffaflık Güven Projesi” kapsamında batı ülkeleriyle aramızdaki 60 yıllık farkı kapatmak istiyoruz.

Yargıtay’da etik eğitimi veriliyor. “Yargı Etiği Danışma Kurulu” da ilk kararlarını da vermeye başladı. Haziran ayına kadar  bu eğitimden geçmeyen üye kalmayacak.

40’a yakın hukuk fakültesinde “Yargı Etiği”, “Hukuk ve Etik” okutuluyor. Bu konuya Yargıtay o kadar önem veriyor ki 6 eğitim kitabı bastırıp dağıtmış. Böylece ülkemizde ortak bir yargı etiği ve kültürü geliştirilmiş olacak. Kuşkusuz bu gelişmeler yargı bağımsızlığı, şeffaflığı, hesap verebilirliği ve yargıya güven konusunda daha iyi olmamızı sağlayacak.

ETİK KURUL KARARLARI

Yargı ile ilgili bastırılan etik kurallarla ilgili kitaplar, tüm hakim ve savcılara dağıtılıyor. Yargıtay’da oluşturulan “Yargı Etiği Danışma Kurulu”ndan da ilginç kararlar çıkmaya başladı.

Bir hakim, TRT-1’de yayımlanan “3’te 3 Tarih” isimli yarışma programına katılmak istiyor. Sonuçta kuruldan “Yarışmayla katılmasının uygun olmayacağı” kararı çıkıyor. Ama “Katılamaz” denilene kadar tam 7 sayfa gerekçe yazılıyor.

Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı, sorumluluğu altında yürütülen proje kapsamında uzman olarak çalışan kişinin, başka bir proje başvurusunda kullanmak üzere, kendisinden referans mektubu talep ettiğini, referans mektubu düzenlemesinin yargı etiğine uygun olup olmadığını  soruyor. Sadık Demircioğlu başkanlığındaki 13 kişiden oluşan kurul, 5 sayfalık gerekçesinde, “Hakimin, referans mektubu düzenlemesinin uygun olmayacağı” sonucuna varıyor.

Yılbaşı ve bayramlarda hediye alma yasağının kapsamıyla ilgili de Yargı Etiği Danışma Kurulu şu kararları alıyor:Kamu kuruluşunun avukatı, çalıştığı kuruma ait eşantiyonları Yargıtay’da dağıtmak amacıyla yardım talep etmesi halinde, hakimin bunu reddetmesi gerektiği belirtiliyor. Bir hakimin, hakimlik mesleğine atanmadan önce tanışmış olsa bile kamu avukatının verdiği eşantiyon niteliğindeki hediyeyi reddetmeli.

Yakında “Yargı Reform”u paketi de açılacak. Bekleyelim, görelim.