Çetin Doğan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı, Ege Ordu Komutanlığı, 1’inci Ordu Komutanlığı gibi önemli görevlerde bulundu.
Mesleğinin 43’üncü yılında orgeneral rütsesindeyken kadrosuzluk nedeniyle 2003’te emekliye ayrılmıştı. Doğan, ‘TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası’, ‘TSK Üstün Hizmet Madalyası’ ile taltif edilmişti.



Bazı savcılara dönemin başbakanının zırhlı araç verdiği, her gün yeni bir “operasyon dalgası”nın olduğu günlerdi. Kimisi o savcıların Fethullahçı olduğunu o günlerde de belirtiyor, buna karşı çıkanlar ise o savcılara övgüler yağdırıyordu. Dönem öyle bir dönemdi.

EN GÜÇLÜ DÖNEMLERİNDE

2007’de Ergenekon soruşturması fırtınası başladı. Kimlerin tutuklanacağı televizyonlarda, gazetelerde günler önce yazılıyordu. Olaylarla ilgisi olmayanların bile iddianamelerde adı geçiyordu. İmzasız ihbar mektuplarına büyük önem veriliyor, o mektuplar iddianamelerin dayağı oluyordu. Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın adı da iddianamede yer aldı.

Çünkü o iddianameyi, dönemin İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın hazırlamıştı. Çetin Doğan şüpheli olmamasına rağmen, şahsıyla ilgili olarak kişiliğine saldırı niteliğinde, hukuken yok sayılması gereken imzasız ihbar mektupları dayanak yapılarak iddianameye girmişti. Amaç, Doğan’ı toplumda küçük düşürmek, hedef göstermekti. Çetin Paşa’nın avukatı İsmail Tepecik, İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yani Zekeriya Öz’ün Beşiktaş Adliyesi’nde imparator olduğu, Nihat Taşkın ve Mehmet Ali Pekgüzel’in de en güçlü olduğu 2009 yılında aleyhlerine 50 bin liralık tazminat davası açtı.

YARGI SÜRECİ

O günlerde, Zekeriya Öz’ün aleyhinde bir mahkemenin karar vermesi öyle kolay değildi.

İstanbul 3.Asliye Hukuk Mahkemesi “görevli ve yetkili olmadığı” gerekçesiyle davayı 30 Aralık 2010 tarihinde reddetti. Avukat İsmail Tepecik, kararı temyiz etti. Yargıtay 4.Hukuk  Dairesi, yerel mahkemenin görevli ve yetkili olduğunu bildirdi ve kararı bozdu.

Mahkeme, bozma kararına uydu ve yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile 3 bin lira manevi tazminata karar verdi.  Mahkemenin kararını, Çetin Doğan’ın avukatı “Takdir olunan manevi tazminatın az olması”, savcılar Zekeriya Öz, Taşkın ve Pekgüzel de, “Davanın reddi gerekirdi” iddiasıyla temyiz ettiler.

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi, yasa değişikliği nedeniyle yerel mahkemenin davaya bakmaya görevli olmadığı, görevli mahkemenin ilk derece mahkemesi olarak Yargıtay 4. Hukuk Dairesi olduğu gerekçesiyle kararı bozdu. Mahkemece bozma kararına uyularak dosya Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’ne gönderildi.

ARADAN GEÇTİ 10 YIL

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nde devam eden yargılama sonunda 25 Şubat 2014 tarihinde, “Tazminat davasının reddi”ne karar verildi. Bunun üzerine, Avukat Tepecik, kararı temyiz etti. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 4.Hukuk Dairesi kararını, “Davaya bakmaya davacının ikamet etmekte olduğu ağır ceza mahkemesi yetkili ve görevlidir” gerekçesiyle bozulmasına karar verdi.

Bozmaya uyan 4.Hukuk Dairesi davayı Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermesi gerekirken, Muğla Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Muğla Ağır Ceza Mahkemesi, dosyayı yetkisizliği nedeniyle Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.

Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılama sonunda davanın kabulü ile 3 bin lira manevi tazminatın tahsiline karar verildi. Doğan’ın avukatı “Takdir olunan manevi tazminatın azlığı”, Hazine avukatı ise “Davanın reddine karar verilmesi gerekirdi” gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulundular.

İzmir Bölge Adliyesi 14. Ceza Dairesi her iki tarafın istinaf başvurularının reddine karar verdi. Doğan’ın avukatı Tepecik, kesinleşen karar uyarınca 3 bin lira manevi tazminat ile 3 bin 29 lira faizinin ödenmesi için 2 Eylül 2019 tarihinde Bodrum Mal Müdürlüğü Hazine avukatlığına başvuruda bulundu.

YİNE DEVLETTEN

Mahkeme, Cumhuriyet savcılarının hukuksuzluk yaptığına karar verdi. Tazminata mahkum etti. Ancak, o para savcılardan değil devletin kasasından çıkacak. Aynı savcılar, ünlü bilim insanı Mehmet Haberal’a karşı da hukuksuz uygulamalar yapmıştı. Yargıtay, haksızlık yapan hakim ve savcılar hakkında tazminata hükmetmişti. Ne oldu? AKP iktidarı, apar-topar yasayı değiştirdi, savcı ve hakimleri tazminat ödemekten kurtardı.

Çetin Doğan’ın, hukuksuzluğa karşı mücadelesi tam 10 yıl sürdü. Bu da yargının durumunu anlatmaya yetiyor. Peki o savcılar nerede? İkisi, FETÖ bağlantılı oldukları gerekçesiyle cezaevinde, Zekeriya Öz ise yurtdışında.

10 yıl sonra da gelse yine de “Yaşasın adalet!”.