İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptal nedeni, bazı sandık kurulu başkanı ve bir üyesinin kamu görevlisi olmadığıdır. Ancak, ne seçimin iptaline ilişkin kararda, ne de karşı oy yazılarında “Kamu görevlisi” deyiminin kapsamı tartışılmamış. Buna karşılık iptal kararında “İstanbul ilinde, 12259’u adliye personeli, 108472’si devlet okullarındaki kadrolu öğretmenler olmak üzere sadece 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre aylık ödenen ve sandık kurullarında görev alabilecek durumda olan yaklaşık 220 bin kamu görevlisi bulunmaktadır” deniliyor.
İYİ Parti, 31 Mart seçimlerinin iptaline gerekçe olan hataların 23 Haziran seçimleri öncesinde de tekrarlandığı gerekçesiyle, İstanbul’un 39 ilçesinde ilçe seçim kurullarınca oluşturulan, sandık kurulu başkan ve üyelerinin tespitine itiraz etti. Avcılar İlçe Seçim Kurulu, İYİ Parti’nin itirazını kabul etti. Kamu görevlisi kavramının ne olduğu da soruldu.

ÇEŞİT ÇEŞİT 

Kamu Yönetimi ve Personel Hukuku Uzmanı İbrahim Pınar, sohbetimizde, “Kamu hizmeti görevlileri” kavramının, kamu kesiminde çalışan, hukuki durumları birbirinden farklı tüm görevlileri kapsadığını, tüm kamu hizmeti görevlilerini “memur” kavramı altında topladığını, bunların kendi içinde ayrılmasının da yasa koyucuya bırakıldığını hatırlatıyor. Pınar, şunları söylüyor:
“Kamu görevlilerinin en önemli öğesi olan memurun, memur sayılabilmesi için, 657 sayılı yasanın 1’inci maddesinde sayılan kurumlardan aylık almak suretiyle asli ve sürekli olarak görev yapması ve atama ile göreve getirilmiş olması gerekir. Memur bu tanımlamaya göre, kamu hizmetlerini yürüten genel kamu hizmet personelinin bir bölümünü oluşturur. Bazı yasalarımızda yer alan ‘kamu personeli’ tabiri memurların yanında sözleşmeli personeli ve diğer kamu personelini de içeriyor. ‘Kamu görevlisi’ deyimi ise kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da her hangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi olarak tanımlanıyor. Bu tanıma göre, bilirkişi, avukat, noter de kamu görevlisidir. ‘Diğer kamu görevlileri’ ise devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevlerde bulunan, nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri yasayla düzenlenen kişilerdir.”

YAPAR-YAPAMAZ

O halde “kamu görevlisi” tabiri; 657 Sayılı Kanun’a tabi MEMUR personeli; 2914 sayılı YÖK Personel Kanunu’na tabi ÖĞRETİM ELEMENLARINI, 2802 Sayılı Kanun’a tabi HAKİM VE SAVCILARI, 926 Sayılı Kanun’a tabi ASKERİ PERSONELİ, 399 Sayılı Kararname’ye tabi KADROLU ve SÖZLEŞMELİ personeli, sözleşmeli çalışan ÖĞRETMENLERİ ve SAĞLIK PERSONELİNİ kapsar.
Bunlardan mülki hizmetleri sınıfına tabi olan vali, kaymakam, mülkiye müfettişi, zabıta amir ve memurları, askeri şahıslar, hakim ve savcılar kamu personeli sayılmalarına rağmen sandık kurulu başkan ve üyeliklerinde bulunamıyor. Bunların dışındakiler, kamu personeli tanımına girdiğinden sandık kurulları başkan ve üyeliklerinde görevlendirilebilir. Özel okul öğretmenleri ‘Kamu görevlisi’ sayıldığından sandık kurulu başkan ve üyeliği yapabilir.

YETERLİ İSE GÖREVLENDİRİLMEZ

YSK kararında, “754 sandıkta, kanuni zorunluluğa karşın sandık başkanı olarak görevlendirilenlerin bir kısmının emekli memur, özel hastane çalışanı, emekli öğretmen, özel okul öğretmeni, mali müşavir, şirket/sektör çalışanı, muhasebeci, kargo şirketi çalışanı, özel banka çalışanı, avukat, hukuk bürosu ve sürücü kursu çalışanı, mühendis, bir kısmının çalışmadığı ve bir kısmının ise bireysel başvuru üzerine görevlendirildiği ve mesleklerinin belirtilmediğinin tespit edildiği” kaydediliyor. Kanunlar Genel Müdürlüğü görevinde de bulunan İbrahim Pınar, “Kamu görevlisi yeterliyse  bunlar, hiçbir şekilde sandık kurullarında görevlendirilemez” diyor. YSK’nın seçim iptaliyle ilgili kararı üzerine her şey tartışıldı ama tartışılmayan bir tek kamu görevlisinin kim olduğu kaldı. Bize de bunları hatırlatmak düştü.