Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Kuzey Irak’a gerçekleştirilen “Pençe” adı verilen harekat, askeri anlamda bölgedeki teröristlerin etkisiz hale getirilmesini içeren bir plan olma özelliğini taşırken, aynı zamanda ABD’nin İran’a yönelik operasyonel hazırlıklarını sekteye uğratabilecek içerikte olduğu düşünülmeli.
ABD’nin, İran’a askeri baskıyı sürdürmek istediği coğrafi alanlardan birisi de şüphesiz Irak ve Irak özelinde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) sahasıdır. ABD’nin Irak’ta üslenmesi ve burada asker bulundurması Irak yönetimi ile muhalefeti arasında önemli bir sorun. Bu durum ABD’yi IKBY’ne yaklaştırıyor.

ÇEKİLME, ABD PLANI

IKBY’nin, PKK’ya karşı politik manevraları dışında elle tutulur ciddi bir söylemi ve karşı duruş eylemi bulunmuyor. Bu durum, ABD’nin, IKBY bölgesindeki PKK ile olan ilişkisinde  işini kolaylaştırıyor. ABD’nin Irak’ta bulunan dokuz askeri üssünden üçünün bu bölgede olduğunu da unutmayalım.
Terör örgütünün önemli bir bölümü Suriye’den, Kuzey Irak sahasına çekildi. Bu durumu, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Araştırmalar Merkezi Başkanı, Genelkurmay eski Asayiş Şube Müdürü Kurmay Albay Ünal Atabay, SÖZCÜ’ye şöyle değerlendirdi:
“PKK’nın Kuzey Irak’a çekilmesinin amacı, yeniden organize, teçhiz, teşkil, eğitim ve yeni mücadele konsepti arayışından kaynaklanıyor. Nitekim, geçmiş yıllarda, geri çekilme vb. veya sözde ateş kes gibi dönemlerle kendilerine toparlanma fırsatı yaratarak, yeniden yurt içerisine dönüş yaptıklarını da unutmayalım. Ayrıca, terörist başı Abdullah Öcalan’ın yakalanışı sonrasında yaşandığı gibi, PKK’nın, yaklaşık 20 yıl sonra tekrar yurt içerisindeki terörist sayısını 500-600’ler seviyesine indirmesini, Kuzey Irak sahasına çekilmesini ve bu durumun ABD-İran geriliminin yaşandığı sürece denk gelmiş olmasını, birbirinden bağımsız düşünemeyiz.”

İRAN’A KARŞI

Terör örgütünün, yurt dışına çekilmesinde, operasyonların önemli bir etkisi olduğu doğrudur. PKK’nın geri çekilme sebebinin arkasında yatan asıl nedenin; PKK, PKK’nın İran kolu PJAK ve hatta KDP-İ’nin (Kürdistan Demokrat Partisi-İran kolu) peşmergleri de dahil olmak üzere İran’a karşı kullanılmasını içeren bir ABD planı olduğu değerlendirilmeli.
Belgedeki gelişmeleri değişik kaynaklardan araştıran emekli kurmay Albay Ünal Atabay, bu kiritik gelişmeyi şöylme değerlendiriyor:
“ABD ve küresel odaklar; önümüzdeki süreçte, Suriye’de yaratılan durumun benzerini İran’da yaratmak istiyor. Kuşkusuz böyle bir gelişme, Türkiye’yi Suriye’den daha olumsuz etkileyeceği ve hatta daha ağır koşullarla karşı karşıya bırakacağı muhakkaktır. İran’ın maruz kalabileceği Suriye benzeri bir gelişme ve sonrasında; PKK’nın yeniden organize edilerek, yeni konsept ile terör örgütünü Türkiye’de etkili kılmaya çalışacakları ve tekrar bir tehdit olarak önümüze çıkaracakları düşünülmelidir. ABD-İran geriliminin askeri anlamda tırmandığı şu dönemde PJAK/PKK’nın, İran sınırının Irak tarafında bulunan Assos Dağları’ndaki hareketliliği, ABD’nin bölgedeki faaliyetlerinin ve muhtemel niyetinin anlaşılması bakımından önem kazanıyor.”

VEKALET UNSURLARIYLA

PJAK/PKK’nın sözde lideri, ABD-İran arasında bir çatışma çıkması halinde; “Tahran’a karşı demokratik cephe kurmaya hazır olduklarını” ifade ediyor. Muhtemel ABD-İran çatışmasında, Suriye’de olduğu gibi “Vekalet unsurlar” üzerinden çatışmalar yürütülecek. İran’ın etnik ve mezhebi yapısı, bu tür vekalet savaşları için uygun bir zemin oluşturuyor. Özellikle, Kürt etnik kimliği üzerinden yürütülebilecek vekalet savaşlarının en başında PJAK/PKK ve KDP-İ peşmergeleri geliyor.
Pençe Harekâtı ile birlikte; PKK ve PJAK/PKK’nın IKBY sahasındaki faaliyetleri akamete uğrayacak ve ABD’nin İran’a yönelik kullanacağı vekalet aparatları elinden alınmış olacak. Özetle, ABD’nin PKK ve PJAK/PKK üzerindeki İran planına darbe vurulmuş olacak. Bunun sonucu olarak Türkiye’nin ABD ile Suriye üzerindeki uyuşmazlığı ve S-400/F-35 meselesi üzerinden Türkiye lehine yeni bir pazarlık yolu açılabilecek.