Seçimlere hile karıştırıldığı, sahte tutanak düzenlendiği, sahte isimler adına oy kullandırıldığı, hayali adreslere seçmen kaydırması yapıldığı, ölmüş insanlar adına oy kullanıldığı son yıllarda hemen her seçimde konuşuldu. Konuşuldu da ne oldu? Yapanlar hakkında dava bile açılamadan özel af düzenlemeleriyle sorumluluktan, cezadan kurtarıldı.

İstanbul’da hep seçimi kazanmaya alışık olan AKP, bu kez Büyükşehir Belediyesini kaybettiğine hala inanamıyor. O yüzden arayış içinde. Seçim hileleriyle ilgili CHP’nin şikayetlerine kayıtsız kalan AKP, hayali adreslere yapılan seçmen kaydırması iddiaları üzerine şimdi ev ev araştırma yapıyor. Bunun nedeni yeni başvuru için gerekçe oluşturmak.

AFFEDEN DE AKP

Geçmiş seçim dönemleriyle ilgili araştırma yaparken, dönemin CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın soru önergesine dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın cevabını okudum. Kart, önergesinde, seçim suçlarına ilişkin eylemlerde zamanaşımı süresinin 2 yıldan 6 aya indirilmesini AKP’nin “Fiilen örtülü affı” olarak niteliyor. 4 Temmuz 2012’de, sözü edilen “Örtülü af” Torba Yasa içinde yer alıyordu.

2010-2013 yılları arasında 2 bin 586 dosya (yaklaşık 10 bin kişi) hakkında “Seçim Suçlarına Muhalefetten” soruşturma açıldığını belirten bakan, bir çok soruya ise karartma uyguluyor, kaçının AKP üyesi, kaçının kamu görevlisi olduğunu açıklamıyor. Böylece, onlar yasayla koruma altına alınıyordu.

Araştırmaya devam ediyorum.  Atilla Kart, konunun peşini bırakmıyor. 26 Şubat 2015’de bu kez dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na, seçim suçlarına ilişkin eylemlerde zaman aşımı süresinin 2 yıldan 6 aya indiren ve “örtülü af” niteliğindeki bu düzenlemeden yararlananların kaçının AKP üyesi, kaçının kamu görevlisi olduğunu ısrarla soruyor. Açıklanmasa bile bunlar isim isim biliniyor, devlette kaydı tutuluyor.

ENGELLEME ÇABASI 

Haklarında soruşturma açılmak zorunda kalanların kimlik bilgilerinden, parti üyelikleri de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kayıtlarından rahatlıkla çıkarılabilecekken, “Kişisel verilerin ihlali” denilip konu  kapatıldı. Oysa, bunların açıklanması gerekirdi. AKP, o dönemde de, şimdi de o soruları cevapsız bıraktı. Atilla Kart, bu durumu şöyle yorumladı:

“Seçimlere hile karıştırıldığı, sahte tutanakların konuşulduğu dönemde, parti memuru haline getirilenler eliyle seçime hile karıştırılmıştı. Oradan seçim suçu yoluyla haksız oy temin edilmesi yoluna gidildiği kuşkusu doğdu. Yargılama sonucu bunların işlediği suça göre cezalandırılması gerekirken, onlar hakkında özel af düzenlemesi yapılması kabul edilemez. Seçim suçu işleyenlerin isim isim ve kamuda nerede çalıştıklarının  açıklanması gerekir.”

ŞİMDİ HESAP BAŞKA

Hukukçulara göre, seçmen naklinin suç oluşturan bir yönü yok. Yüksek Seçim Kurulu, şubat ayında seçmen listelerini askıya çıkarmıştı. Seçmen kütüklerinde bir şaibe olmadığına karar vermişti. Polise, şu anda, adres taraması yaptırılıyor. İki bakan da konuya ilişkin emir ve talimatlar veriyor. İstanbul’da tüm sandıkların yeniden sayılması yönündeki talebi reddedilen AKP, seçimi yeniletmek ya da sandıkları yeniden saydırmak adına “Olağanüstü itiraz” için gerekçe hazırlamak için uğraşıyor.

Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da zoru başardı. Kuşkusuz bu başarıda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeri ayrı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, parti yönetimi de başarılı bir sınav verdi. Canan Hanımın gideceği beklentisi içinde olanlar, yerinin daha da sağlamlaştığını görmeli.