Son dönemde pompalı silahla gerçekleştirilen ve çoğu kez de ölümle sonuçlanan olaylar basında sıkça yer alıyor. Pompalı silah edinmenin ne kadar kolay olduğu da sıkça vurgulanıyor. Siz isteyin yeter ki, kargoyla silah adresinize geliyor.

Pompalı silahla gerçekleştirilen cinayetler giderek arttığı gibi, bu silahları edinmek, evinizde bulundurmak da suç sayılmıyor. Silahlanmanın alabildiğine yaygınlaştığı bir dönemdeyiz. Denetimsiz bir biçimde yapılan silahlanmanın sonuçları da ağır oluyor.

O KARARI HATIRLAYALIM

28 Şubat 1997 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) alınan kararlardan birisini hatırlatalım:

“Çeşitli nedenle verilen, kısa ve uzun namlulu silahlara ait ruhsat işlemleri polis ve jandarma bölgesi esas alınarak yeniden düzenlenmeli, bu konuda kısıtlamalara gidilmeli, özellikle pompalı tüfeklere olan talep dikkatle değerlendirilmelidir.”

MGK kararlarına bağlı olarak dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener tarafından 28 Mart 1997’de il valiliklerine gönderilen kapsamlı genelgede, pompalı silahlar için şu uyarıda bulunuluyordu:

“Çeşitli nedenlerle verilen kısa ve uzun namlulu silahlara ait ruhsat işlemlerinin yapılması sırasında büyük titizlik gösterilmesi gerekmektedir. Kanun ve yönetmeliklerin uygulanmasında verilen yetkilerin sınırının aşılmaması ve daha dikkatli davranılması gerekmektedir. Aksine davranışların suç teşkil edeceği unutulmamalıdır.”

GEREĞİ YAPILMADI

Belli kesimin silahlandığı, bunun için silah ruhsatları konusunda duyarlılık gösterilmesi, pompalı silahların da ruhsata bağlanması konusundaki kararlar uygulanmadı. Uygulanmadı da ne oldu: Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bireysel silahlanma raporuna göre, son 2,5 yılda 250 bin silah ruhsatı verilmiş, son 10 yılda ruhsatlı ateşli silahlarla 25 bin, ruhsatsız ateşli silahlarla 159 bin suç işlenmiş.

Özellikle liseli gençler ellerinde pompalı silahlarla dolaşıyor, “sevgili” yüzünden birbirlerine bu silahlarla saldırıyor. Neden?  Ruhsata gerek yok. İnternet, telefon ve sosyal medya aracılığıyla siz siparişi verin, gerisi kolay. Ruhsatsız silah satışı öyle boyutlara ulaştı ki yetkililerin deyimiyle “Peynir - ekmek gibi satılıyor.” Bunu engellemeye de kimsenin niyeti yok gibi.

HIZLI KARGO, KAPIDA ÖDEME

Bu kadar kolay edinilen ruhsatsız silahlara karşı adım atılıp atılmadığını araştırdığımda, Emniyet Özel Güvenlik Dairesi’nin bu konuda hiçbir şey yapmadığını, proje üretmediğini öğreniyoruz. Sadece İYİ Parti İstanbul Milletvekili Ahat Andican’ın, yasa teklifiyle karşılaştık. Ölüm, yaralanma ve sakatlanma gibi olayların birçoğunun kontrolsüz bireysel silahlanmadan kaynaklandığı anlaşılıyor. Özellikle izinsiz üretilerek sosyal medya sitelerinden usulsüz olarak satışı yapılan yivsiz tüfekler herkesin elinde.

Ülkemizde her yıl ortalama 4 bin 500 kişi bireysel silahlarla hayatını kaybediyor. Dünya Sağlık Örgütü Şiddeti Önleme Programı’nda ateşli silahlara erişimin kısıtlanması alınacak ilk 3 sıradaki önlemler arasında yer alıyor.

Silaha ulaşım kolay. Telefonla veya internetten verilen siparişle hiçbir yetki belgesi aranmaksızın “Hızlı kargo, ücretsiz kargo, taksitli ödeme” gibi yöntemlerle, üstelik hediye silah malzemeleri içeren kampanyalarla pazarlanıyor.

YASAKLAMAK YOK MU?

Bir taraftan kutuplaştırma bir taraftan silahlanmanın tehlikeli boyutlara doğru gittiğinin bir çok kişi farkında. O yüzden olsa gerek, Ahat Andican yasa teklifinde yerli ve yabancı menşeli silahların satışının uzaktan iletişim araçlarıyla satış sözleşmesi kurulmak suretiyle yapılmasının, naklinin kargo veya posta gönderimi yoluyla sağlanmasının yasaklanmasını, satın alanlara da 3 yıla kadar hapis cezası verilmesini öneriyor.

28 Şubat 1997 tarihli MGK kararlarında yer alan pompalı silahlar konusuna hâlâ çözüm getirilemedi. Silahlanmaya, ölüm ve yaralanmalara hep seyirci kalındı. İyi de bu durum ne zamana kadar, nereye kadar?