Çanakkale’nin tek içme ve kullanma su kaynağı olan Atikhisar Barajı ile Çan ve Bayramiç ilçelerinin su kaynaklarını besleyen havzalarda Kanadalı Alamos Gold ve Doğu Biga şirketlerinin Kirazlı Balaban’da doğal yaşam alanları üzerindeki çalışması tüm hızıyla devam ediyor. Şirket, belki 15 yıl sonra maden arayacağı bölgede bile “Belki ileride engel olunur” diye doğa katliamını bir an önce yapmanın çabasında.
İlginçtir, bunlar yaşanırken, AKP’nin Çanakkale milletvekilleri sessiz. Açıkçası kendi memleketleriyle ilgili önemli bir konuda bile sessiz kalıyorlar. Türkiye’de tespit edilmiş 6 bin 500 ton civarında altın olduğu belirtiliyor. Firma örneğin 100 liralık altın çıkardıysa, bunun sadece 4 lirasını devlete verirken, şimdi 6 liraya yükseltildi. Onca tahribatı dikkate aldığımızda bunun kamu yararı nerede?

GEDİZ İÇİN KARAR

Kütahya’nın Gediz İlçesi birinci derecede deprem kuşağında. Şimdi maden aranmak istenen Murat Dağı Gediz fayına da yakın. Altın aramasını önlemek için Karaağaç ve Sumaklı muhtarları ile Gümüle Köyü’nden üç vatandaş, Fırdan Köyü Gediz Nehri Koruma Derneği üyeleri, Gediz ve Uşak belediyeleri de altın aranmasını istemiyor. Kütahya ve Eskişehir belediyeleri de açılan davaya müdahil oldu. 19 Ağustos’ta arama bölgesinde mahkeme heyeti, bilirkişilerle birlikte keşif yapacak ve önemli bir karara varacak. CHP Kütahya İl Başkanı Zeliha Aksaz Şahbaz, su havzalarının bulunduğu bölgede altın aramalarının Gediz fayını harekete geçirip depreme yol açacağı kaygısının giderek arttığını anlatıyor. İYİ Parti Gediz İlçe Başkanı Alper İrikara da mücadelede etkin isimlerden birisi.
Altın aranmasına değil, altının vahşice aranmasına, doğa katliamına, aramanın tamamlandığı bölgenin o haliyle bırakıp gidilmesine karşı. Edremit’ten Çanakkale yoluna giderseniz, Havran Üstü bölgesinde her şey tahrip edildikten sonra o haliyle bırakılıp gidilmiş doğa katliamını da görürsünüz. Yeşillikler arasında bir çöl bırakmışlar.
26 Temmuz’da Kirazlı Balaban bölgesinde üç-beş kişiyle başlayan ve sayısı her geçen gün artan “Su ve Vicdan Nöbeti” için 5 Ağustos Pazartesi Kirazlı-Balaban eski orman deposu alanında önemli bir buluşma gerçekleştirilecek. CHP milletvekilleri de çadır nöbetinde olacak. Katliamın boyutlarını milletvekilleri de ancak tel örgülerin arkasından görebilecek. Toplumsal duyarlılığın oluşmasında Çanakkale Belediye Başkan Yardımcısı Rebiye Ünüvar’ın, Çevre Meclisi Başkanı Pınar Bilir’in, kendisini “Kaz Dağı Delisi” diye tanıtan Akın Andiç’in çabaları da unutulmayacaktır.

HER YERDEN FERYAT

Kanada, firmasının yaptıklarını görse, Kanada kamuoyu da isyan eder. Kanada firmasının su kaynaklarını ve barajın bulunduğu bölgeyi ne hale getirdiğinin Kanadalılara da anlatılması gerekiyor. Her yerden doğa katliamıyla ilgili bilgiler geliyor.
Kazım Çam şunları yazıyor: “Kaz Dağları ile ilgili gördükleriniz ve bize aktardıklarınız hepimizin canını fazlasıyla sıktı. Fakat bu gördükleriniz sadece üstteki o güzelim örtünün yok olması. Madenin işletilmesi ve sonrasında yaşanacakları görebilmeniz için halen işletilmekte olan Uşak’taki Kışla Dağı altın madenini de görmenizi isterim. Bölgedeki birçok köy boşaltıldı, bölge çevresindeki köylerde tarım bitme noktasına geldi. İnsan sağlığı üzerindeki etkilerinin ayrıca incelenmesine ihtiyaç var. Bu doğa katliamının durdurulması umuduyla.”
Necati Yıldız, “Altın madenini neden devlet ya da yerli madenciler işletmiyor? Nasıl işletildiğini çok iyi biliyoruz. Bu madenleri çıkarmak için neden yabancı şirketlere yüzde 50 devlet ortaklığı zorunluluğu getirmiyor? Sömürülmede Afrika ülkelerini geride bırakıyoruz” diyor. Balıkesir Barosu avukatlarından Alp Kaan da benzer düşüncesini şöyle aktarıyor:
“2004 yılında çıkan Maden Yasası ile yabancı sermayenin önü bir açıldı ki sormayın gitsin! Yabancı şirketlerin devlete bıraktığı pay Maden Yasası sayesinde devede kulak bile değil. Alemin sersemi biz miyiz? Bir devlet hem ormanlarını böylesine talan ettirir ve hem de nasıl kendisine bu kadar cüz’i bir pay bırakılmasını kabul edebilir? Bu nasıl bir düzenleme? Nasıl bir kaz ayağı?”

SORU ÖNERGESİ

İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü de Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un cevaplandırması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinin gerekçesinde şunları belirtiyor: “Milyon yılda oluşan ormanın ve ekosistemin sorumsuzca berhava edilmesine, eşsiz bir doğanın suyuna, toprağına siyanür ve ağır metallerle zehir saçılmasına, hayatın öldürülmesine, 10-15 yıl içinde parayı bulup çekip gidecek bir sermaye grubunun çıkarlarını halkın hayatından üstün tutuyorsunuz.”

Kalbi orada atan herkes “Büyük Su ve Vicdan Buluşması” için 5 Ağustos Pazartesi saat 11.00’de Kirazlı-Balaban Çeşme Mevkii’nde olacak.