PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ın Suriye’de olduğunu Suriye yönetimi hiçbir zaman kabul etmedi. Toplantılarda, Türk tarafı, bölücübaşının kaldığı üç evin adresini, telefon numarasını veriyor, buna rağmen Suriye makamları ülkelerinde böyle bir kişinin bulunmadığını, bulunmasına da izin vermeyeceğini söylüyordu.

Malatya’da bulunan 2. Ordu’ya büyük görev düşüyordu. Orgeneral Aytaç Yalman, Suriye’deki gelişmelerden sorumluydu. 1998 yılında Silahlı Kuvvetlerimizin Suriye’ye girmesi an meselesiydi. İşte böyle bir dönemde, 20 Ekim 1998’de ‘Adana Mutabakatı’ imzalandı.

O GÜNE ŞÖYLE GELDİK

-17 Eylül 1998: Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Atilla Ateş, Hatay-Reyhanlı’da “Suriye iyi niyetimizi suistimal ediyor. Sabrımız tükenmek üzeredir. Her türlü fesatlıktan Suriye çıkmaktadır. Her türlü tedbiri almaya hakkımız vardır” dedi.

- 2 Ekim 1998: Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu “İlan edilmemiş bir savaş hali var. Suriye, sabrımızı zorlamasın. Sabrımız, bu ülkenin uyarılarımıza uymasıyla sınırlıdır” uyarısında bulundu.

- 3 Ekim 1998: Başbakan Mesut Yılmaz, “Suriye konusunda son noktayı koyduk. Asker harekete geçmek için emir bekliyor” dedi ve Suriye sınırında tatbikat yapılacağını duyurdu.

- 5 Ekim 1998: Hava Kuvvetleri Komutanı Org. İlhan Kılıç, Diyarbakır’da 2. Taktik Hava Komutanlığı’nda “Barıştan yanayız. Suriye yönetimiyle sorun çözülmezse, başka safhalar denenir” dedi.

- 8 Ekim 1998: Başbakan Mesut Yılmaz Bakanlar Kurulu’na, “Ordu savaşa hazır, planlar hazır, sizde hazır olun” dedi.

- 20 Ekim 1998’de 2. Ordu Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Nusaybin’de üst düzey komutanlarla, Kızıltepe’de 70. Mekanize Tugayı’nda Suriye’ye yönelik askeri açıdan ne gibi tedbir alınacağı konusunda toplantılar yaptı.

SESSİZ TANIK

Suriye’nin yapacağı bir şey yoktu. Türkiye’nin bütün koşullarını kabul etti, Abdullah Öcalan’ı ülkeden çıkardı, terör örgütünün kamplarını kapattı ve Suriye ile kırmızı telefon hattı oluşturuldu. O zorlu yılların sessiz tanıklarının önde gelenlerinden birisi de Orgeneral Aytaç Yalman’dı.

Suriye heyetini temsil eden Siyasi Güvenlik Başkanı Tümgeneral Adnan Bedir el Hasan, heyette bulunanların Türk yetkililerle görüşmelerini engellemek için odada bulunan telefonları topladı, kapıları kilitledi, anahtarları yanına aldı. Ancak, Suriye heyetinin, ayrı bir bölümde yemek yerken aralarında yaptığı konuşmalar, Arapça bilen erler tarafından dinleniyordu. Sonunda mutabakat imzalanmıştı.

Suriye’nin, mutabakat hükümlerine uyup uymadığını takip ve yapılacak güvenlik iş birliği toplantılarına üst düzey askeri temsilci olarak başkanlık etme görevi 2. Ordu Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman’a verilmişti. Suriye ile her alanda hızla gelişen ilişkiler, gündeme getirilen konuların ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlarının merkez teşkilatları tarafından koordineli olarak karar alınmasını gerektiren bir boyut kazandı. Genelkurmay Başkanlığı’nca ilgili kurumlarla koordine edilerek bu görevi de Orgeneral Aytaç Yalman’ın Jandarma Genel Komutanı olarak yürütmesi uygun görüldü.

NEREDEN NEREYE

Savaşın eşiğine gelen iki ülke arasında ilk kez Suriye Genelkurmay Başkanı’nın Türkiye ziyaretinde askeri alanda ‘Ortak Eğitim İşbirliği Anlaşması’ ile ‘Güven ve Güven Artırıcı Önlemler Paketi’nde mutabakata varıldı.

Komşu iki ülke arasında her alanda kopmuş ilişkiler ve savaşmayı göze almış iki devlet politikasından, her alanda gelişmiş ilişkiler ile Silahlı Kuvvetleri arasında askeri eğitim ve iş birliği anlaşmasına gelinmişti. Bu durum Türkiye’nin Orta Doğu’da yeniden denge unsuru olarak görülmesi açısından büyük önem taşıyordu. Türkiye bu anlaşmayla Orta Doğu’da denge politikasını somutlaştırarak, bölgenin barış ve istikrarına önemli katkılar sağlayacaktı.

KOMUTANI ŞAŞIRTAN SORU

Org. Aytaç Yalman’a bir Suriye ziyaretinde Siyasi Güvenlik Başkanı Tümgeneral muhatabı Adnan Bedir el Hasan “Payitaht nasıl?” yani başkent nasıl? diye sordu. Yalman, önce anlayamadı. Sonra İstanbul’u kastettiğini fark etti. Bu, Suriye’nin Türkiye’ye bakışını anlatan önemli bir konuşmaydı. Bir anekdot daha: Aytaç Paşa, Şam’a giderken, Malatya’nın ünlü kayısısını götürdü. Suriyeli komutan, “Bunu bize niçin getirdin? Kayısının iyisi burada olur. Boşuna dememişler, ‘Bundan iyisi, Şam’da kayısı”... Konuşma hayli esprili geçmiş.

Suriye ile 1998’de başlayan ve 2011’e kadar zirvede olan ilişkiler, bu tarihten sonra bozuldu. Türk askerinin 1998’de Suriye’ye girmesi planı, farklı gelişmeler nedeniyle  21 yıl sonra gerçekleştirildi. İlişkilerin iyi olduğu döneme gelmek zor değil. Yeter ki iki ülkenin liderleri bir araya gelsin. Gerisi kolay...