Türkiye-Suriye arasında 20 Ekim 1998’de Adana’da imzalanan ve o yüzden adına “Adana Mutabakatı” denilen belge Türkiye’ye de önemli sorumluluklar yüklüyor.

Adana Mutabakatı, öncelikle Suriye ile diyalog yolunu açan bir özelliğe sahip olmasına rağmen, mutabakatın bu özelliği göz ardı edilerek, kamuoyunda daha çok “Türkiye’nin tek taraflı müdahale hakkının olup olmadığı” tartışılıyor. 1998 yılında imza altına alınan bu mutabakat metnine baktığımızda; PKK ile mücadelede Türkiye’nin, Suriye’den tek taraflı isteklerini içeriyor. Suriye topraklarından kaynaklanan PKK terör faaliyetlerinin Suriye tarafından engellenmesine dayalı isteklerimizi kapsıyor.

O SÖZLEŞME YENİLENDİ

Adana Mutabakatı, başlangıçta tek taraflı olarak Suriye’ye sorumluluklar yüklerken, 2010 yılında Ankara’da güncellenen bu mutabakatın kapsamı ile birlikte; sözleşme tek taraflı olmaktan çıkarıldı, ortak sorumlulukları içeren, Türkiye-Suriye’nin teröre karşı ortak hareket etme ve birlikte mücadele etme iradesini ortaya koyan bir çerçeveye oturtuldu.

Adana Mutabakatı’nın güncellenmiş olan bu hali, aynı zamanda Türkiye’ye de; kendi topraklarında cereyan eden terör faaliyetlerinin Suriye’ye intikal etmemesi gibi sorumluluklar yükledi. Genelkurmay İç Güvenlik Dairesi eski Şube Müdürü, 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Araştırma Merkezi Başkanı emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, konuyu eski görevinden dolayı da yakından bilen bir isim. Atabay, “Adana Mutabakatı, taraflara tek başına müdahale hakkı vermez” dedi ve şunları söyledi:

“Adana Mutabakatı ve 2010 yılında güncellenmiş hali de dahil olmak üzere; taraflara hiçbir zaman doğrudan tek taraflı bir müdahale veya bu kapsamda bir tasarruf hakkı vermemekte, aksine teröre karşı birlikte hareket etme ve iş birliğini amaçlamakta, sadece ortak operasyon imkânı sunmaktadır.”

HAREKAT HAKKI, MUTABAKATTAN DEĞİL

Türkiye ile birlikte ortak hareket edebilecek siyasi kapasitesi ve kabiliyeti parçalı hale geldiği için Suriye rejimi, Adana Mutabakatı’nın kendisine yüklediği sorumlulukları tek başına yerine getirebilecek durumda olmazsa ne yapılabilir? Emekli Albay Ünal Atabay bunu şöyle açıklıyor:

“Suriye’nin bu yetersiz kapasitesiyle teröre karşı tedbir alamaması sonucunda, Türkiye’nin; uğradığı veya uğrayacağı zararın karşılığı olarak, uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları çerçevesinde, Suriye topraklarındaki terör sahalarına müdahale hakkı doğabilecektir. Tek taraflı müdahale hakkı; Adana Mutabakatı’ndan kaynaklı değil, tamamen uluslararası hukuktan kaynaklanan hakkın kullanılmasıyla ilgili olacaktır. Özetle, Adana Mutabakatı’na; doğrudan tek taraflı müdahale amacını sağlayan bir sözleşme olarak değil, uluslararası sözleşmeler karşısında haklı müdahalenin önünü açan ve kolaylaştıran bir araç olarak bakılmalı.”

Cumhurbaşkanı, Suriye ile alt düzeyde görüşmelerin başladığını açıkladı. O sözleşmenin esası diyalog içeriyor. Diyalog kurulmadan Suriye’ye girilmesi, ülkemizi zora sokar.

“Gazi” ayrımı kimlikte kaldırıldı


05szt12a-ist-izm-ant-trb-ank-jpg-son

15 Temmuz darbe girişimi sırasında da şehitlerimiz, gazilerimiz oldu. Şehidi, gaziyi ayrıştırmak olmaz. Birisi demokrasi adına şehit düşerken, diğeri dağların zirvesinde, Suriye’de, Kuzey Irak’ta vatan görevi sırasında şehit düştü, yaralandı. Ama onları ayırıyorlar. Hem öyle ki ayrım daha kimlik kartında başlıyor.

Terörle mücadelede gazi olanlarla, 15 Temmuz gazileri arasındaki ayrımın daha kimlik kartıyla başladığını 21 Şubat 2018’de bu köşenin okurlarına aktarmıştım. Terörle mücadelede şehit düşen, gazi olanlar için tek tip bir kimlik kartı var.

DAVA BİLE AÇILDI

O kartın en üstünde “Şehit yakını, gazi, gazi yakını, vazife malulü yakını” yazıyor, örneğin o kartı taşıyan gazi ise alt bölümde “Kendisi”, gazi yakınıysa “Gazi yakını” yazıyor. Ama demokrasi gazisinin kartının en üstünde  “Gazi” yazısını okuyorsunuz.

Gazi Tarkan Yılgün ve diğer gazilerden konuyu mahkemelere taşıyanlar olmuştu. Sonunda, terörle mücadele gazilerinin de 15 Temmuz gazileri gibi kimliklerinde “Gazi” yazılmaya başlandı. Gaziler arasında birçok ayrıcalıklar devam ediyor ama en azından ayrım kimlik kartında kaldırıldı.