Türkiye’nin, Irak ve Kürt bölgesel yönetimi ile siyasi, ekonomik-ticari ve güvenlik alanında iş birliğini geliştirdiği bir dönemde, terör örgütü PKK; 27 Haziran 2019’da Kuzey Irak dağlarında, ‘Güney Kürdistan Öz Savunma Güçleri’ adı altında yeni bir silahlı güç kurduğunu duyurdu. Bu silahlı gücün, Kuzey Irak yönetiminin Türkiye’nin sözde işgalciliğine karşı sessiz kalması nedeniyle oluşturulduğu, Irak’taki Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait noktaları hedef alacağı da belirtildi.

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Araştırmalar Merkezi Başkanı, Genelkurmay eski Şube Müdürü emekli Kurmay Albay Ünal Atabay’la sohbetimizde, “PKK’nın Kuzey Irak’a çekilmesinin amacının; yeniden organize, teşkil ve yeni mücadele konsepti arayışından kaynaklandığını” özellikle vurgulamıştı. 7 Haziran’da bu köşenin okurlarına duyurduğumuz değerlendirmeden tam 20 gün sonra “Güney Kürdistan Halk Savunma Güçleri” adı altında yeni bir silahlı teşkilatlanma gerçekleştiğini görüyoruz.

YENİ YAPILANMANIN AMACI

Terör örgütü; Türkiye, Suriye ve İran’da örgütlüdür. Kuzey Irak’taki teröristler ise Türkiye’deki örgütlenmesinin bir parçasıdır. PKK’nın Türkiye’deki silahlı gücü PKK/HPG, İran’daki PJAK/YRK, Suriye’deki ise PYD/YPG’dir. Terör örgütü, bu üç ülkedeki terör yapılanmasında olduğu gibi, bu defa Irak’ta da yeni bir silahlı güç kurduğunu açıkladı. İki gün önce de İran’da böyle bir yapılanmaya gidildiğini duyurdular.

PKK/HPG, bünyesinde Kuzey Iraklı çok az sayıda terörist barındırıyor. Çünkü örgüt, bugüne kadar, Barzani’nin tutumundan ya da Barzani ile ilişkileri bozmamak adına, Kuzey Irak’tan eleman teminini tercih etmedi ya da edemedi. Diğer taraftan Barzani’de; kendi aşiret-kabile yaşantılarını ve düzenlerini sekteye uğratacağı düşüncesiyle yöre insanını öteden beri PKK’yla paylaşmaktan ve karşı karşıya getirmekten kaçındı. Tüm bunlara rağmen örgütün, eleman temininde güçlük çekmeyecek kadar yöre halkı üzerinde taban oluşturduğu ve bu çerçevede bölge insanından “milis tipi” silahlı bir güç kurdu. Bunun amacını emekli Albay Ünal Atabay şöyle değerlendirdi:

“Türkiye’nin, Kuzey Irak bölgesinde artan operasyonlarından ve Irak ile Kürt bölgesel yönetimiyle geliştirdiği iş birliğinden tedirgin olan PKK, Kuzey Irak yerel halkından örgütlediği bu yeni silahlı güçle; ilişkileri sabote etmeyi, baskıdan kurtulmayı ve kendisine karşı oluşan cepheyi kırmayı hedeflediği anlaşılıyor.”

KIŞKIRTMA EYLEMLERİ

Yeni örgütün, Kuzey Irak’ta; dağ kadrosunun yanı sıra meskûn mahallerde Suriye benzeri bir yapılanmaya giderek sözde ordulaşma şeklinde teşkil edildiği, bu yapılanmasını bölgede yerel halka dayalı bir “Toplumsal direniş gücü” şeklinde Kürt-Arap-Ezidi-Süryani vatandaşlarından oluşturduğu ve önümüzdeki süreçte bu unsurlar vasıtasıyla Kuzey Irak sahasının önemli bir bölümünde varlık gösterme çabasında olacak.

Söz konusu yapılanmayla birlikte; Suriye-İran sahası arasında coğrafi, siyasi ve terör eksenli bir alan yaratılarak, “Suriye’den İran’a kadar uzanan terör koridoru” oluşturulmak isteniyor. Ayrıca önümüzdeki süreçte, özellikle; TSK’nın Kuzey Irak’ta uzun yıllardır konuşlu olduğu üslerine, bazı yerel aşiretlere ve şahıslara, bölgenin ileri gelenlerine yönelik saldırılarda bulunabilecekleri ve yerel halkı TSK üslerine karşı kışkırtarak bölgede güvenlik sorunu yaratmaya çalışacakları da beklenen bir durum.

PKK-PEŞMERGE ÇATIŞMASI

Kuzey Irak’ta PKK’nın hedeflediği, sabit ve yerleşik TSK üslerinin güvenliğinden, aynı zamanda Kürt bölgesel yönetiminin sorumlu olduğunu da bu arada hatırlatalım. Diğer bir konu, PKK’nın; Kuzey Irak’tan eleman temin etmesi, yeni silahlı güç oluşturması ve TSK’nın üslerini hedef alması gibi gelişmeler karşısında, önümüzdeki dönemde PKK ile Kürt bölgesel yönetimi arasında da kuvvetle ihtimal çatışmalar yaşanacak.

Gündemin yoğunluğu nedeniyle gelişmelerden kamuoyunun pek haberi olmadı ama önümüzdeki günlerde Kuzey Irak bölgesi yeni bir hareketliliğe sahne olacağa benziyor.