Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 74. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sunumunda iki harita gösterdi. Biri, İsrail’in 1947’den bu yana Filistin topraklarını işgal ettiğini gösteren haritaydı.

Diğeri, Türkiye’ye göç eden 2 milyon Suriyeli için tasarlanan “barış koridoru” iskan planıydı.

Fırat Harekatı’yla Cerablus ve Azez’de ortaya konan “Türkiye Modeli”, Barış Pınarı Harekatı’yla 30 kilometre derinliğe, 480 kilometre uzunluğu erişen “güvenli bölgeye” yayılmak isteniyor.

Geçtiğimiz pazar günü “Arsa Şam’ın, proje Ankara’nın” başlıklı yazımda bu konuya dikkatinizi çekmeye çalıştım.

Zira ekonomiyi takip ederek, siyasi hedefleri çözebilirsiniz.

★★★

2003’te Amerika’nın Irak’ı işgali ve 2011 yılında Suriye’de başlayan iç (!) savaş sürecine bakıyorum.

Irak’ta Türkiye, Amerikan’ın işgaline onay vermedi. Bu olayı “3 Mart Tezkeresi” diye anıyoruz...

Saddam sonrası Irak’a ilk kazmayı Enka-Bechtel (Türk-Amerikan konsorsiyumu) ortaklığı vurdu.

Mesut Barzani Başkanlığı’nda ilan edilen Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY), bu dönemde her türlü ihtiyacını Türkiye’den karşıladı.

Irak’a yapılan ihracat 2013 yılında patladı ve 12 milyar dolara ulaştı. Bu ihracatın 7-8 milyar doları IKBY’deki raflarda yer buldu.

Türk müteahhitlik firmaları Kürt bölgesinde yaklaşık 30 milyar dolarlık iş bitirdi.

Irak petrolü Kerkük-Ceyhan hattından Türkiye’ye akmaya devam etti.

Şam’da dilimlenen 400 milyar dolarlık yeniden inşa pastasından pay alamıyoruz. Rusya, Çin, İran anlaşmalar imzalıyor.

Suriye’deki petrol kuyuları, Esad rejimi ve ABD kontrolü altında.

Suriye ile de Irak ile de gerginliğin adresi aynı: PKK/PYD terörü!

Aradaki tutum farkı nedir diye sorsanız; IŞİD derim!

İşgalcilerin Irak’ta nüveledikleri, Şam’da beslendikleri Irak Şam İslam Ordusu!

★★★

BM Güvenlik Konseyi’nin “Barış Pınarı Harekatı” kınama oylamasından ortak metin çıkmamıştı.

Harekatın durdurulması yönünde oy kullanan İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika ve Polonya’nın kapalı toplantı sonrası yaptığı “Türkiye’nin güvenli bölge planı, BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin belirlediği uluslararası kriterleri karşılamayabilir” açıklaması güncelliğini koruyor.

Erdoğan’ın BM’de tanıtımını yaptığı 140 milyon metrekare araziyi içeren projenin maliyeti 151 milyar TL.

Finansmanı yabancı fonlardan sağlanacak.

AB üyesi 5’linin itirazı bu noktada önem taşıyor.

Türkiye’nin “güvenli bölge” olarak tanımladığı alana “Arap Kemeri” yorumu yapanlara kulak verelim...

★★★

IKBY Başkanı Mesut Barzani’nin dünürü Diyarbakırlı Cemilzadelerden iş kadını Ferda Mustafa Cemil Paşa (Cemiloğlu), Erbil’in ilk müteahhitlerinden... Burada 16 proje bitirdi.

1926’da Şeyh Said İsyanı’yla Diyabakır’dan Suriye’ye göç eden Cemiloğlu Ailesi’nin kızı olarak Şam’da dünyaya gelmiş.

Cezire bölgesindeki topraklarına 1968 yılında çıkartılan “Zirai Islahat Yasası” ile el konulmuş. Suriyeli olmayan Kürtler göçe zorlanmış.

Cemiloğlu “Cezire bölgesinde (barış koridorunun içinde yer alıyor) halen tapusu üzerimize kayıtlı 5-6 köyümüz var. Kürt köyleri zorla boşaltıldı. Büyük bölümü Irak Kürt bölgesine göç etti. Derbesiye’de 5 kilise, 3 cami vardı. Hristiyan kökenliler Avrupa’ya sığındı. Yerli halk, köylerine mülteci olarak dönmez. Evlerine, arazilerine kavuşmaları için destek olunmalıydı” diyor...

Suriye’de Filistin’deki nüfus hareketine benzer bir durum mu yaşanıyor?

Cemiloğlu itiraz ediyor:

“Filistinliler evlerini 2-3 misli fiyatla sattılar. Cezire’de köyler zorla boşaltılıyor. Arada büyük bir fark var.”

Arap kemerinin Türkçesi bu!