Emine Bulut uyandırdı!

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Başkanı Canan Güllü, “Hükümet, Emine Bulut cinayetinden sonra kadına yönelik şiddet suçlarını yakın izlemeye aldı” diyor.

2019 Ağustos’unda kıstırıldığı bir büfede, 4 yıl önce boşandığı eski eşi Fedai Baran tarafından öldürüldü Emine Bulut...

Emine Bulut’un “Ben ölmek istemiyorum” feryadı da, bu dehşet anını yaşayan 10 yaşındaki kızının “Anne lütfen ölme!” diyen sesi de kulaklarımızda...

İnsansızlaştırdıkları kadının eteğinin altında iktidar arayan eril kafaların vahşiliği, Emine Bulut cinayeti ile son bulmadı.

TKDF’nin kayıtlarına göre; ocak-kasım döneminde 390 kadın cinayetine tanık olduk.

Aralık ayı en fenası...

Hafta 7 gün, kadın cinayeti 16!

Kadın cinayetleri sayacı, son 11 yılda an itibarıyla 2 bin 865’i gösteriyor.

★★★

Fransa’da kadın aktivistler Emine’nin son sözlerinin yazılı olduğu afişi, Paris’teki ünlü Louvre Müzesi’nin pramidine astılar.

Fransa’da da her yıl 100’ün üzerinde kadın cinayeti işleniyor. Dert ortak.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, “kadın kırımı” diye tanımladığı sorun, başbakanlık konutunda ele alındı.

3 Eylül’de başlayan Çiftler Arasında Şiddet Çalıştayı 3 ay sürdü.

Hukukçular, şiddet mağduru yakınlar, doktorlar, milletvekilleri, sivil toplum temsilcileri 91 ayrı toplantı yaptı.

Ülkede 1000 sığınma evinin açılmasına, kadın cinayetlerinin önlenmesi için STK’lara 5 milyon Euro fon ayrılmasına ve karakollarda polis denetimlerinin başlamasına karar verildi.

Son madde Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.

Ayşe’yi 23 şikayet dilekçesine rağmen, Ceren’i firari bir katil yüzünden kurtaramadık.

★★★

15 Kasım’da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un katılımıyla, “13. İzleme Komitesi” toplandı.

“25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü” vesilesiyle hazırlanan kamu spotunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan “Kadına şiddet insanlığa ihanettir” dedi.

Bardağın taştığının herkes farkında.

Güllü, kadınlarda “eylemsellik” talebinin yükseldiğini söylüyor.

İstanbul’dan sonra Ankara da; Şili’den dünyaya yayılan “Yolunda bir tecavüzcü” adını taşıyan protesto performansının dışında kalmayacak.

★★★

Eşitlik otobanına ters yönden giren araçlar uzunları yakıyor...

MEB ve YÖK, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Programı”nı belgelerinden çıkardı.

AKP’nin “dindar nesil” yetiştirme vizyonu; Ensar Vakfı ile MEB’in 2017’de imzaladığı işbirliği protokolünde karşılık bulmuştu.

Danıştay, söz konusu protokolü, “Milli Eğitim Temel Yasası”na aykırılık gerekçesiyle iptal etti.

Vizyon kesintiye uğramadı (!), üniversitelerde “külliyeler” kuruluyor.

29 Kasım’da Maltepe’de 245 hektarlık arazide “Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi” nin temeli atıldı.

★★★

Erdoğan’ın itirazıyla 2016’da Meclis’ten geri çekilen “cinsel istismarı cezasızlaştıran” tasarı, Yargı Reformu Strateji Belgesi rafına kondu.

Güllü bunları bile bile umutlu...

Örnek de veriyor: “İstanbul Valiliği, kamu kurumlarına İstanbul Sözleşmesi eğitimi verdiriyor. 6284 sayılı (Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair) kanun çerçevesinde suç oluşmamasına  çalışıyorlar.”

“Erkeklik yandaşlaşıyor” saptaması yapan Güllü, Bakan Zümrüt Selçuk’a sesleniyor: “Kalkın oradan, biz oturalım! En geç 1 yılda kadın cinayetleri sorununu çözeriz.”

Vaat iddialı! Şimdi ben de umutlandım.