Önceki gece tüm yandaş kanallar, 31 Mart’a kadar “beka tehdidi” olarak gösterdikleri İmralı’daki Abdullah Öcalan’ın, yani terör örgütü liderinin propagandasını yaparak, bir bakıma Ekrem İmamoğlu’nun bu seçimi kazandığını ilan etmiş oldular!..

★★★

Öyle ki daha düne kadar CHP’yi PKK ile yapışıkmış gibi göstererek, Ekrem İmamoğlu’nu destekleyenleri vatan haini ilan edenler, Anadolu Ajansı eliyle servis edilen “Öcalan Kürt seçmenin tarafsız kalmasını istedi” içerikli habere, sanki bir can simidiymiş gibi balıklama atladılar!..
Anlaşılan o ana kadarki kumpaslar ve iftiraların İmamoğlu aleyhine işlemediği görülmüş, gözü kara bir şekilde Öcalan’ın açıklamasına sığınılmıştı.
Ondan medet umulurken Kürt seçmen yurttaşlarımızın tercihlerine de saygısızlık yapılmıştı!..
Evet düne kadar devlet için beka sorunu olan Öcalan gitmiş, İstanbul’daki AKP hakimiyetinin devamını sağlayacak bir “beka umudu” gelmişti!..

★★★

Aylardır tüm devlet gücünün kullanılmasıyla sürdürülen kara propagandaların, kumpas ve iftiraların, işi Pontus’a, Sisi’ye kadar götüren akıl tutulmalarının nedeni çok açık:
AKP İstanbul’u vermek istemiyor.
Çünkü Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesiyle başlayan 25 yıllık öyküsünün çok net biçimde anlattığı gibi, İstanbul’u alanın Türkiye’yi de alabileceğini görüyorlar.
Başkanın 80 milyar dolarlık bütçenin yanı sıra, 350 milyar dolarlık bir rant havuzuna hükmedeceğini çok iyi biliyorlar.
Bu nedenle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na Merkez Bankası’ndan bile daha büyük önem atfediyorlar.

★★★

Şunun şurasında 2 gün kaldı.
Mizah tarihine geçen “Hiçbir şey olmadıysa bile kesinlikle bir şey oldu! Ama fark edemedik” söylemi ile başlayıp, YSK’nın seçimleri iptal etmesiyle devam eden sürecin sonuna geldik.
AKP tarafından söylenen her kem söz, yapılan her çaresiz girişim bir kez daha gösteriyor ki;
#herşeyçokgüzelolacak...
Yeter ki herkes sandığa gitsin ve oyuna sahip çıksın!..