Furya 90’lı yılların ortasında başladı.

Özellikle Almanya’da kapı kapı dolaştılar, hatta camilerde bile para topladılar!

İkinci kuşak işçilerimizin, Almanların burun kıvırdığı, yapanlarla alay ettiği işlerde çalışarak, bel fıtığına yakalanma pahasına robotların bile zorlandığı ağır yükleri kaldırarak, gece-gündüz demeden vardiya alarak,Türkiye’ye döndüklerinde geri kalan ömürlerini kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmek umuduyla biriktirdikleri paralarına el koydular.

“Sizin paranıza para katacağız, hayallerinizin ötesinde kazançlar sağlayacağız” diyerek çuvallara doldurdular.

Kuryelerle havadan ve karadan genellikle kayıt dışı olarak yurda soktular.

★★★

Hiç unutmuyorum, bunlardan biri, arşivimdeki video kaydında, Cuma namazı için toplanmış cemaate şöyle sesleniyordu:

“Kar payları vereceğiz, televizyon bile kuracağız ve sizi Uğur Dündar’lara mahkum olmaktan kurtaracağız” diyordu.

Cemaat de camiye geldiklerinde abdest alıp, kendileriyle birlikte namaz kılan bu kişilerin söylediklerine inanıyor, elde avuçta ne varsa tereddüt etmeden veriyordu!

Görüntülerde paralar havada uçuşuyor, çuvallar tıka basa doluyordu!..

78 irili ufaklı holding ve kuruluşun topladığı meblağ, 31 milyar doları buluyordu!..

★★★

Sonrasında yaşanan korkunç dramları, çekilen dayanılmaz acıları biliyorsunuz.

Her zaman olduğu için gerçeklerin hayalleri ezip geçtiği bu süreçte, dini duyguları sömürülerek “Yeşil Sermaye” denilen holdinglere tüm birikimlerini kaptıranlar arasında üzüntüden ölenler, yuvaları dağılanlar, hatta akıl hastanelerine düşenler bile oldu...

Yeşil vurgun üzerine kitaplar, romanlar yazıldı, belgeseller yapıldı.

Ama bunları görüp, vicdanlarını dinleyerek harekete geçmesi gerekenlerin kılları bile kıpırdamadı!..

★★★

Üstüne üstlük, yeni vergi düzenlemeleri sırasında Meclis’ten geçirilen bir yasayla, 70 binden fazla “Yeşil Sermaye” mağdurunun haklarını mahkeme kapılarında aramalarının da önü kesildi. Geçenlerde Berlin’e giden  CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel ile CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, holdingzedeleri dinleyip “Gerçekle bağdaşmayan, vicdan sahibi herkesi üzen bu yasayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıma” sözü verdiler.

★★★

İzin dönüşü ilk yazım için bilgisayarımı açtığımda, şu mesaj dikkatimi çekti:

“Uğur Bey,

Size Almanya’dan yazıyorum. Parasını malum holdinglere kaptıran mağdurlardan biriyim. (Aradaki uzun açıklama ve bilgilendirme bölümünü atlıyorum)

Ne olur bizim sesimiz olun. Size yalvarıyorum, kurtarın bizi bu çileyi yaşamaktan!..”

★★★

Mağdurun yazdıklarını okurken gözümün önüne arşivimdeki o görüntü geldi:

“Televizyon bile kuracağız, sizi Uğur Dündar’lara mahkum olmaktan kurtaracağız!..”