Yıl 1974...
Bülent Ecevit ile Prof. Necmettin Erbakan’ın kurdukları hükümet, Kıbrıslı Türkleri Rum çetelerin soykırımından kurtarmak için tarihi “Barış Harekatı”nı yapıyor.

★★★

Bu karara başından itibaren karşı çıkan ABD, harekatın başarıyla sonuçlanmasının ardından ambargo kararı aldırıyor.
Amaç, söz dinlemeyen iktidarı cezalandırmak ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) caydırıcı gücünü kırmaktır.
Askeri araç-gereç ve ekipman kısıtlamasıyla başlayan ambargo öylesine boyutlara ulaşıyor ki o tarihe kadar bazı sınır karakollarında görev yapan Alman çoban köpeklerinin gönderilmesi bile durduruluyor. TSK bunun üzerine öz kaynaklara ve kendi savunma sanayisini geliştirmeye yöneliyor. Bu arada Gemlik’teki Askeri Veteriner Araştırma Enstitüsü’nde sürdürülen çalışmalarla, halk arasındaki adı Karabaş olan Kangal köpeklerinin de aynı görevi başarıyla yapabilecekleri kanıtlanıyor. Böylece Kangallların ünü, Türkiye sınırlarını aşarak dünyaya yayılıyor. Hatta daha önce “Bu köpekler eğitilemez” raporu veren Amerikalılar bile, kendi ülkelerinde Kangal çiftlikleri kurmaya başlıyor!

★★★

Ecevit, uyguladığı onurlu dış politikadan vazgeçmeyince, emperyalizm ambargoyu kumpasa dönüştürüyor.
Ülkede benzin, margarin ve tüpgaz sıkıntısı baş gösterince, uzun kuyruklar oluşuyor. Kumpasa karşı birlik ve bütünlük gerekirken, iş dünyası yangına körükle gidip, tam sayfa gazete ilanlarıyla Ecevit’e karşı tavır alıyor.
Ve margarin karaborsaya düşüyor!..

★★★

O yıllarda tek kanaldan siyah-beyaz televizyon yayını yapan TRT’de çalışıyorum.
Günün birinde İstanbul Mali Polisi, margarin karaborsacılarına baskın düzenleyeceğini bildirince, TRT’’den ben ve kameraman arkadaşım operasyonu izlemekle görevlendiriliyoruz.
Önce karaborsacının deposu basılıyor, tavanlara kadar yükselen tonlarca margarin kolilerine el konuluyor.
Ekipler daha sonra karaborsacının aynı zamanda depo olarak kullandığı evine yöneliyor.
Ama o da ne?
Evde margarin yerine, ağzına kadar zeytinyağı dolu çok sayıda kavanozun depolandığı ortaya çıkıyor.
Dayanamayıp karaborsacıya soruyorum:
“Zeytinyağını da karaborsa için mi stokluyorsunuz?..”
Adam gülüyor.
“Hayır!” diyor. “Bizim eve margarin girmez. Donmuş yağ kanserojen olduğu için sadece zeytinyağı tüketiriz. Pilavı bile zeytinyağı ile pişiririz!..”
Kendisi yemiyor, ailesine de yedirmiyor ama halka yediriyor!.. Hem de karaborsasını yaparak fahiş fiyatla!..

★★★

Demem o ki;
Bugün de bazı temel tüketim maddeleriyle ilgili sıkıntılar, kuyruklar söz konusu.
Yıllarca Ecevit’i ve CHP’yi karalamak için kullanılan kuyruklar, üretim politikalarındaki yanlışlar sonucu değil, merhum Ecevit’in emperyalizmin buyrukları karşısında eğilip bükülmemesi ve Kıbrıslı Türklerin canlarını EOKA çetelerine teslim etmemekte direnmesi sonucu yaratılmıştı.
Günümüzdeki sıkıntıların nedeni ise üretimde planlama anlayışının rafa kaldırılması!..
Yani arada dağlar kadar fark var!..