Kendisini günümüzün Roma İmparatoru olarak gören Trump, ülkesinde bile alay konusu olan tweetlerinin birinde baklayı ağzından çıkardı.

“Petrolü güvence altına aldık, Suriye’den çekiliyoruz” dedi.

★★★

Koyu Evanjelist Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri Bakanı Pompeo ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptıkları ‘Güvenli Bölge’ görüşmelerinden sonra doğruca İsrail’e gittiler.

★★★

Bu iki gelişme, ABD’nin Orta Doğu’daki her operasyonunun iki amacı olduğunu kanıtlıyor. Bunlardan biri; 8 milyon nüfuslu İsrail’in 200 milyon Müslüman’a, özellikle Şiilere karşı güvenliğini sağlamak ve ‘Büyük İsrail’ projesinin önünü açmak...

★★★

Diğeri ise bu coğrafyanın petrol ve doğalgaz zenginliklerinin üzerine çökmek!

Enerji kaynaklarını ve başka coğrafyalara giden enerji yollarını kontrol altına almak.

★★★

Adına Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) denilen ve ABD-İsrail ortak yapımı olan bölme-parçalama senaryosu bu amaç doğrultusunda sürdürülüyor.
Parçalanan Irak’tan sonra Suriye de aynı nedenle bölünmeye çalışılıyor! Böylece Şii İran kuşatılıp yalnızlaştırılıyor.

★★★

Trump’ın Türkiye’yi general (!) dediği terörıstbaşıyla masaya oturtma gayretleri ve kahraman Türk Sılahlı Kuvvetleri’yle, PKK/YPG/PYD teröristlerini aynı kefeye koyan tweeti, ülkemizin bölünmek istenilen son büyük hedef olduğunu gösteriyor.

Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını sürdürmesi, ABD ve İsrail’in işine gelmiyor!

★★★

Şimdi filmi biraz geriye saralım...

35 bin ABD askerinin topraklarımızdan Irak’a geçmesine, 40 bininin de Güneydoğu’yu ana üs olarak kullanmasına imkan sağlayan 1 Mart Tezkeresi’nin Meclis’te reddedilmesinden sonra yaşadıklarımızı düşünelim...

Örneğin Mehmetçik’in başına çuval geçirilmesini... Ergenekon, Balyoz ve diğer FETÖ kumpaslarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ağır darbelerin indirilmesini... Yurtsever, Atatürkçü komutanların cezalandırılıp TSK’dan atılmalarıyla boşalan kadroların FETÖ’cülere teslim edilmesini... Çıkarılacak iç çatışmalar gerekçe gösterilerek ülkemizin işgalinin hedeflendiği 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimini hatırlayalım...

Ve tüm bunları TSK’nın başarılı Barış Pınarı Harekatı’nın başlamasından sonra yaşadıklarımızla yan yana getirelim.

Senaryo çok net değil mi?

★★★

Tüm öngörüleri doğru çıkan bilge diplomat emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ, ‘Suriye Krizi’nin başladığı günden bu yana AKP iktidarını sürekli uyarıyor.

“Mezhepçi politikalardan, Suriye’de İhvancı rejim kurma gayretlerinden, Orta Doğu’da Osmanlı’yı ihya ve inşa hayallerinden vazgeçin. Türkiye’nin çıkarının Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından ve teröre karşı Şam rejimiyle Adana Mutabakatı kapsamında iş birliği yapmamızdan geçtiğini görün” diyor.

Ama iktidar buna bir türlü yanaşmıyor!

AKP’nin gerçekle yüzleşmesi için acaba daha nelerin yaşanması gerekiyor?