Teröristbaşı karşısına dizdiği hainlere şu emri veriyor:
“Öyle iki iş makinesi yakmakla olmaz bu iş!.. Askere saldıramıyorsanız köyleri vuracaksınız. Öyle vuracaksınız ki, kimse silah alıp korucu olmayı aklından bile geçiremeyecek. Şimdi korucu dedim, hedefiniz bunlardır ya, çocuğu da hedeftir, anası da babası da. Yani köyü vurduğunuz zaman sağ adam koymayacaksınız. Hayvanını bile öldüreceksiniz. Evini, bağını yakacaksınız. Bilecek ki bu namussuz millet, silah alırsam, devlete yanaşırsam soyum kuruyacak. Kararımız budur. Emirdir, derhal uygulanacaktır. Anlaşıldı mı?“

★★★

Ve o gün...
Merhum Özal, aralarında benim de bulunduğum gazetecilere GAP bölgesini, oradaki dev yatırımları gezdiriyor.
Şanlıurfa’da, Atatürk Barajı’nda başlayan turumuz, Diyarbakır’da sona eriyor.
Programa göre Özal, Diyarbakırlılara bir konuşma yapacak ve sonra yaşadığımız şehirlere döneceğiz.
Miting saati yaklaşırken İdil’e bağlı Yuvalı Köyü’nün PKK baskınına uğradığı ve çok sayıda köylünün hayatını kaybettiği haberi geliyor.

Özal ve beraberindekiler hemen helikoptere atlayıp, olay yerine uçuyorlar.

Ben de son dakikada helikopterlerden birine binmeyi başarıyorum.

Köye geldiğimizde korkunç bir durumla karşılaşıyoruz.
Evler bombalanmış, yakılıp yıkılmış, deyim yerindeyse taş taş üstünde bırakılmamış! Bombalardan kurtulan kim varsa kadın, erkek, yaşlı, çocuk demeden kurşuna dizilmiş. Her tarafa cesetler saçılmış. Hayvanlar, hatta tavuklar bile öldürülmüş.

★★★

Ağıtlar ve feryatlar gökyüzüne yükselirken, iki özel harekat polisi yanıma geliyor. Ellerindeki gazeteye sarılı bir şeyi gösterip “Acımasızlığa bakar mısın abi?” diyorlar.
Açıyorum, açıyorum... Bir de ne göreyim?
Küçük parmağım büyüklüğünde, en fazla birkaç aylık bir bebeğin bombalarla kopmuş minicik ayağı değil mi?..
O ana kadar yay gibi gerilmesine karşın güçlükle tuttuğumuz sinirlerimiz boşalıyor, hıçkırıklarımız ağıtlara karışıyor.

★★★

İşte PKK terör örgütünün ve Suriye’deki uzantılarının gerçek yüzü budur!

PKK bebek katilidir!..

★★★

Mesleğe başladığım 70’li yıllardan bu yana, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizin en güç koşullarda, gerekirse at sırtında en ücra köşelerine kadar gidip, o coğrafyanın ve insanlarımızın sorunlarını anlatan bir haberci olarak söylüyorum:

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun, diğer bölgelerimize oranla geri kalmışlığının en önemli nedenlerinden biri; PKK terörü, diğeri ise kalkınmaya ayrılan kaynakların hırsızlık ve yolsuzlukla iç edilmesidir.

PKK’nın ilk terör eylemleri olan 1984’deki Şemdinli-Eruh baskınlarından bu yana, terörle mücadeleye giden milyarlarca dolar, eğer bölgenin kalkınması için harcanmış olsaydı, Doğu Anadolu ülkemizin en gelişmiş coğrafyası haline gelirdi.

Gelir dağılımı adaletsizliğinin zerresi yaşanmazdı.

Ama PKK hem buna izin vermedi, hem de on binlerce askerimizi, polisimizi ve masum Kürt kardeşlerimizi gözünü kırpmadan şehit etti...

★★★

Batı dünyasından “Türkler Kürt düşmanlığı yapıyor” sesleri yükseldikçe aklıma hep teröristbaşının o sözleri geliyor:

“...Hedefiniz bunlardır ya, çocuğu da hedeftir, anası da, babası da. Yani köyü vurduğunuz zaman sağ adam koymayacaksınız. Hayvanını bile öldüreceksiniz. Evini, bağını yakacaksınız!..”

Ve PKK bombasıyla kopmuş minicik bebek ayağı gözümün önünden gitmiyor!..