Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, mart ayında kendisiyle yapılan bir röportajda, 2700 orman muhafaza memuru alınacağını açıklamıştı.
Ormanlara verilen zararların ve yangınların önlenmesinde büyük payı bulunan Orman Muhafaza Teşkilatı’nın güçlendirilmesine yönelik bu adımın, yangın mevsiminden önce atılacak olması, ormanlarımızı vatanla özdeş gören tüm yurtseverleri memnun etmişti.
Ama alım ne zaman gerçekleşti biliyor musunuz?
Dün, bu satırları yazarken!
Yani birçok yöremizde, özellikle de İzmir’de güzelim ormanlar günler boyu cayır cayır yandıktan sonra!..
Gerekçe de tiraji komik:
Bütçe imkanları ancak elverdi!..
Yani şatafata ve her türlü lüks harcamaya para var, ormanların muhafazasına yok!
Bari biraz daha bekleselerdi, henüz yanmamış ormanlar da kül olsaydı, o zaman belki bu istihdama hiç gerek kalmaz, bütçede de büyük tasarruf sağlanırdı!..

İçleri kum ve deniz kabuğu dolu pet şişeler!..


★★★

Önceki gün bir yakınımı Çeşme’den, İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na götürüyorum.
Urla’ya doğru, yanan ormanlardan yükselen kopkoyu duman bulutunu gördük. Yüreklerimizi yakan buluta bakarken aklıma, değerli okurum Sabiha Baxter’in gönderdiği çok çarpıcı bir haber geldi.
Olay şu:
Akdeniz’in Sicilya’dan sonra ikinci büyük adası Sardunya’da tatil yapan Fransız bir çift, plajdan aldıkları deniz kumunu kaçırırken yakalanmışlar. Feribota binecekleri sırada araçlarının bagajında yapılan aramada kum ve deniz kabuğu dolu pet şişeler bulunmuş. “Biz bunları hatıra olarak götürüyorduk” diyen çiftin savunması geçerli görülmemiş ve 40 kiloluk “kum hırsızlığının” sanıkları, 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle mahkemeye sevk edilmişler.
Daha önce kum hırsızlarına genelde 3 bin doları bulan cezalar veriliyormuş.
Ancak adanın en büyük zenginliği olan doğal plajlarda erozyonun yanı sıra, iklim değişikliği nedeniyle denizlerin yükselmesi sonucu kamunun malı olan ünlü beyaz kumsallar azalınca, cezalar da arttırılmış!..

★★★

Şu hale bakar mısınız?
Elin oğlu hatıra olarak pet şişe içinde kum götürenleri cezaevine atmaya uğraşıyor, biz ise Allah’ın cömertçe bahşettiği güzelliklerimizi ya yakıyor, ya küresel şirketlerin zehir saçarak talan etmelerine göz yumuyor, ya da rant peşinde koşan arazi ve yapı yağmacılarına peşkeş çekiyoruz.
Kazdağları’ndaki meteor çukurunu andıran oyukları, Salda Gölü’nün göz koyulan pırıltılı kumsallarını, ucube beton yığınlarıyla doldurulan kıyılarımızı gözünüzün önüne getirin...
Bir de Sardunya’da el konulan kum dolu pet şişeleri...
Haa bir de, eşsiz doğal zenginliklerimizi gelecek kuşaklara aynı güzellikte bırakabilmek için çırpınanlara “vatan haini” diyenleri!..