Şehit cenazesinde linç girişimine uğrayan Meclis Başkanvekili Levent Gök’ten mektup var:

“21 Nisan 2019 Pazar...
Gelecek kuşaklar maalesef bu tarihi, en karanlık ve en tartışmalı günlerden biri olarak anacaklar...
O gün, bir şehidimizin ailesinin acısını paylaşmak, ulusumuzun büyük üzüntüsüne ortak olmak amacıyla Genel Başkanımız, Genel Başkan Yardımcılarımız ve TBMM Başkanvekili sıfatıyla şahsım, cenaze törenine katılmak üzere Çubuk İlçesi’nin Akkuzulu Köyü’ne gittik.

★★★

Bir gün önce Çubuk İlçe Başkanımız, Çubuk Emniyet Müdürü’nü arayarak, geleceğimiz konusunda bilgilendirmeyi yaptı. Ayrıca Genel Başkanımızın resmi koruma görevlileri köye gitmekle yetinmeyip, Koruma Müdürlüğü ile de, gereken tüm bilgileri paylaştı.

★★★

Ancak belirttiğim çabalara karşın Genel Başkanımızın aracından, cenaze töreninin yapılacağı camiye yakın bir yerde indiğimiz andan itibaren, farklı konumlarda toplanmış kalabalığın hakaret ve sözlü tacizlerine hedef olmaya başladık.
Cenaze namazında saf tuttuğumuz sırada sözlü tacizlerin boyutu öylesine arttı ki, namazın kılınmasını dahi engelledi! Görevli imamların birçok kez uyarmasına rağmen cenaze namazı yoğun gürültü ve hakaret ortamı içerisinde güçlükle tamamlanabildi!
Dehşet içinde kalmıştım. Zira hayatımda ilk kez bir şehidimizin cenazesinde böylesine tüyler ürperten saygısızlığa tanık oluyordum.

★★★

Cenaze namazı kılındıktan sonra, Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Emniyet Genel Müdürü, Ankara Emniyet Müdürü, Jandarma Genel Komutan Yardımcısı ve diğer devlet erkânı, cenaze aracının arkasından başka bir alana yöneldiler. Bizler de cenaze aracını takip ederek şehidimizi son yolculuğuna uğurlamaya çalışırken, cenazeyi bekleyen grubun içine girdik. Ve o andan itibaren hakaretler sözlü olmaktan çıkıp, fiili saldırıya dönüştü!
İnanın hiç abartmıyorum, adeta arenada aslanların önüne atılan insanlar gibi kalakalmıştık! Yüzlerce öfkeli kişiden oluşan topluluğun tepkisi her saniye daha da artıyor, fiziki saldırılar yapılıyor,  buna karşılık çevremizde bir koruma çemberi oluşmuyordu.
Korumasız ve çaresizdik...

★★★

İşte o anlarda yaşamımın sonuna geldiğini düşünmeye başladım, hatta içimden “Levent, hayat bu kadarmış” dedim.

★★★

Değerli Uğur Bey,
Bu sıradan bir girişim olmayıp, organize bir olaydır, arkasında yüzlerce insan vardır. 8-9 kişiyi tespit ederek soruşturma yürütmek, siyasi tarihimizin bu kapkara gününü hafife almaktır.
Ankara Valisi Vasip Şahin’in, olayı protesto mahiyetinde gören açıklamalarını büyük üzüntüyle karşıladım. Ülkeyi yöneten kadroların, pek çok vahim olayda olduğu gibi bu saldırıda da ürkütücü gerçekleri kavramadığını tespit ettim!..
Tekrar ediyorum, yaşadıklarımız sıradan bir protesto değil, organize bir linç eylemi ve geçmişte Sivas’ta yaşadıklarımızın bir benzeridir. Oradaki can pazarından sağ çıkabilmemiz mucizedir. Devlet aklı Akkuzulu’da iflas etmiştir! Devletimizin bütün önlem alıcı ve koruyucu refleksleri acz içinde kalmıştır. Devletin güvenlikten sorumlu birimleri, saldırıyı haber alıp bertaraf etmek bir yana, ülkenin ana muhalefet liderini ve TBMM Başkanvekili’ni koruyamamıştır!

★★★

Buradan çıkarılması gereken derslere gelince:
Türkiye Cumhuriyeti’ni ve demokrasiyi korumak, herkesin görevi. Tüm siyasiler kullandıkları sözcükleri dikkatle seçmeli, toplumu gergin ortamlardan çıkarmak için gayret sergilemeli...
Ülkemizin bir an önce, gerilimi tetikleyen kutuplaşma ve ayrıştırmadan kurtulup, normalleşmesi gerekiyor. Bu ülkenin evlatları bizler, hepimizin ortak değeri olan aziz şehidimizin cenazesinde buluşup birbirimize sarılamayacaksak, nerede buluşacağız? Demokrasiden ve hukukun üstünlüğünden yana olan tüm yurttaşlar, bir daha böylesine vahim olayların yaşanmaması için siyasetçilerin özenli bir dil kullanmalarını ve kamu vicdanını rahatlatacak etkin bir soruşturmanın yürütülmesini bekliyor.

★★★

Türkiye yaşadığımız tüm sorunları hukuk devleti ve demokrasi içinde aşacak birikim ve tecrübeye sahip bulunuyor...
Saygılarımla,

Levent GÖK
TBMM Başkanvekili”

★★★

Levent Gök’e teşekkür ediyor ve başta CHP Lideri Kılıçdaroğlu olmak üzere linç girişimine uğrayanların tümüne, geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum.
Bu tür vahim olayların bir daha yaşanmaması için de sorumlu mevkideki herkesin tarihten ibret dersleri çıkarmaları gerektiğine inanıyorum.