Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde israfın vardığı dudak uçuklatıcı boyutları, çarpıcı örneklerle anlatmaya devam ediyor.

İhtiyaç fazlası olarak kiralanan araçlara 5 yılda ödenen 50 milyon lira ile 128 kreş yapılabileceğini ve böylece binlerce yavrumuza okul öncesi eğitim sağlanabileceğini belirtiyor.

★★★

Belediye iştiraki bir şirketin kasasından TRT’de yayınlanan bir diziye 25 milyon lira aktarıldığını söyleyip “Dizilere sponsor olmak, Büyükşehir Belediyesi’nin görevi mi?” diye soruyor.

Başkan haklı... Zira tüyü bitmemiş yetimin hakkının bulunduğu o kaynaklarla çekilen dizinin oyuncularına inanılmaz paralar ödeniyor. Ayrıca reytinglerde belirli bir yere gelindiği takdirde elde edilen kazanç da yapımcının cebine gidiyor!..



Oysa konu İBB’nin eğitim, kültür ve sanata hizmeti ise acil destek bekleyen o kadar çok kurum var ki.

Uzağa gitmeyelim. Büyükşehir Belediye Başkanlığı binası, İstanbul’un köklü eğitim çınarlarının bulunduğu tarihi alanın tam ortasında bulunuyor. Başkanlık makamına birkaç dakika uzaklıktaki Pertevniyal Lisesi ile Şehzadebaşı Camii’nin hemen arkasındaki Vefa Lisesi bunların sadece ikisini oluşturuyor.

Bir Vefa Lisesi mezunu olarak biliyorum ki, Vakfımız, Derneğimiz, Okul Aile Birliğimizin el birliğiyle üzerine titremelerine rağmen, birbirinden değerli öğretmen ve öğrencilerimizin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamıyoruz.

İnanın bu gayretler olmasa, bu iki tarihi lisede eğitim durma noktasına gelir!..

★★★

Milli Eğitim’in hali pürmelalini anlatan çok sarsıcı bir örnek vereyim:

İzmir’in güzide eğitim kurumlarından biri, dünyaca ünlü seramik sanatçısı ve ressam merhume Ümran Baradan’ın yaptırarak Milli Eğitim’e armağan ettiği Ümran Baradan Güzel Sanatlar Lisesi’dir...

İzmir’de yaşadığımız son birkaç yıldır, öğrencilerin yetenek sınavı ile girdiği okulun mezuniyet kutlamalarına ailecek katılıyoruz. Çocuklar öylesine başarılı yılsonu konserleri icra ediyorlar ki biz izleyiciler adeta büyüleniyor ve coşkuyla alkışlamaktan yoruluyoruz.

Bu yılki konsere onur veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve eşi Neptün Soyer’in bu muhteşem tablo karşısında gözlerinin yaşardığının tanığıyım.

★★★

Ama göğsümüzü kabartan gurur verici başarı öyküsü, okul yöneticileri ve öğretmenlerinin insanüstü gayretleriyle sağlanıyor.

Şu kadarını söyleyeyim; değerli Müdür Mete Karapınar’ın bir yardımcısı yok, telefonlara bakacak memuru yok, okulun temizlikçisi yok, ödenek, para yok, yok, yok, yok!...

Ekonominin sancılı döneminde çoğu orta ve dar gelirli olan öğrenci velilerinin de maddi yardımda bulunacak imkanları yok.

Okulun içler acısı koşullarını anlatmak için bu köşeye yazan bir veli, yaz sınavları sırasında müdürü ellerinde eldiven, tuvaletleri temizlerken gördüğünde çok utandığını, hortumu ve diğer malzemeleri kaparak kendisinin yıkadığını anlatıyor.

Düşünebiliyor musunuz?

Bir güzel sanatlar lisesinin müdürü tuvaletleri temizlemek zorunda kalıyor!..

Biz Dündar Ailesi olarak elimizden geleni yapıyoruz ama, nereye kadar!

★★★

Ekrem İmamoğlu, araç saltanatına ve dizilere para yetiştirmek yerine, eğitime katkıda bulunma kararı almakta yerden göğe kadar haklı...

Zira israftan tasarrufla okullara aktarılacak paralar, can çekişen eğitime cansuyu olabilir!

Aksi takdirde vah ülkemizin yarınlarına!

Hem de ne vah!..