Türkiye aleyhine gelişen son olayları özetlemekle başlayalım...

Rusya Savunma Bakanlığı bir açıklama yaparak, “Suriye Hükümet Güçlerinin Menbiç ve yakınındaki yerleşim birimlerinin tamamında kontrolü ele geçirdiğini” duyurdu!.. Devamı daha da ilginç; bakanlık  “Rus askeri polisinin Menbiç’in kuzeybatı sınırında Suriye Ordusu ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasındaki kesişim hattında devriye faaliyetlerini sürdürdüğünü de” açıkladı!.. Bu ne anlama geliyor peki?

-Gayet basit; Rusya’nın, Türkiye için yaşamsal öneme sahip bölgede artık ağırlığını koyduğu anlamına geliyor!..

Bu açıklamanın yapıldığı zaman dilimine neredeyse eş saatlerde Menbiç bölgesinden yapılan topçu ateşi sonucu bir askerin şehit olduğunu 8 askerin ise yaralandığını Milli Savunma Bakanlığı açıkladı... Diğer bir deyişle, Suriye Ordusu’nun Menbiç’de kontrolü ele geçirdiğinin Rusya tarafından duyurulduğu saatlerde!..

Yine aynı zaman diliminde, Azerbaycan’da bulunan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ise yaptığı açıklamada, harekatın 7. gününde Güvenli Bölge haritasına uygun şekilde operasyonun sürdüğünü, sabah itibarıyla bin km alanın terör örgütünden kurtarıldığını açıklıyor ve şu cümleyi kuruyordu:

-Menbiç’ten Irak sınırına kadar olan bölgeyi terörden temizleyeceğiz!..

Cumhurbaşkanı bununla yetinmiyor, şu iddialı öngörüyü de seslendiriyordu:

-Afrin, Cerablus, Azez’de olduğu gibi burada da uluslararası desteklerle hastane, altyapı, konut projeleri yapacağız!..

Olayları izleyen gazetecilerin de kafası iyice karışıyordu doğal olarak!..

2 - Trump’a “Kobani taahhütü” iddiası!


Kafa karışıklığına sahada yaşananlar ve yapılan açıklamalar neden oluyor tabii...

Rusya, “Menbiç Suriye Ordusu’nun elinde, Rus polisi iki ordu arasında devriye görevinde” derken, TSK’ya Menbiç’ten yapılan saldırıda Türk askeri şehit olup, yaralanırken, sınır bölgesindeki Türk yerleşim birimlerine havan ve roket saldırıları yapılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söyledikleri doğal olarak kafa karıştırıyordu...

Çok daha önemli bir gelişme de aynı sıralarda yaşandı; Çin Dışişleri Bakanlığı da Türkiye karşıtı cephede yer alarak, Suriye’deki harekatın durdurulmasını istedi!.. İngiltere de Türkiye’ye silah satışını durdurduğunu ilan etti...

Bir başka iddia da New York Times gazetesi tarafından ortaya atıldı; habere göre ABD Dışişleri ve Enerji bakanlıklarından yetkililer Türkiye’deki İncirlik Üssü’nde bulunan 50 nükleer silahı tahliye etme planları yapıyordu!..

Trump’la ilgili haber ise çarpıcıydı; ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Başkan Trump’ın hem Cumhurbaşkanı Erdoğan ile hem de SGD (siz PKK diye okuyun lütfen) komutanı Mazlum Kobani ile telefonda görüştüğünü duyurdu!..

Bir ABD Başkanının bir terör örgütü komutanıyla konuşmasını bir taraf koyup,  Pence’in Trump ve Erdoğan arasında geçen konuşmayla ilgili açıklamasına dönelim:

-Trump Erdoğan’dan “Suriye’nin kuzeyinde derhal ateşkes ilanı ve müzakere ilanı talep etmiş!..

Yani, Türkiye’nin terör örgütüyle ateşkes yapmasını ve masaya oturmasını istemiş! Olmayacak istekler diyebiliriz, çünkü Cumhurbaşkanı asla böyle bir şey yapılmayacağını defalarca açıklamıştı... Bitmedi; bir de üçüncü talep var, Pence bu talebi şöyle anlattı:

-Başkan Trump, Kobani konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’la çok doğrudan konuştu ve Erdoğan’dan, Kobani kentine hiçbir saldırı olmayacağına dair katı bir taahhüt aldı!..

Bunu da Türkçe’ye çevirirsek, TSK’nın en önemli iki hedefinden biri olan Ayn El Arab yani Kobani ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı, Başkan Trump’a “Saldırmayacağız” sözü verdi hem de en katı biçimde!..

-Eee, ne oldu peki şimdi?!.

3 - Türkiye’nin nefesini kesme oyunu!..


Kısaca toparlayalım...

Menbiç’te artık Suriye Ordusu var... Ayn El Arab’da (Kobani) ise ABD’nin iddiası olarak Trump’ın almış olduğu “Kobani’ye dokunmama taahhütü” var hem de en katı şekliyle!.. O zaman şu soru, tek soru haline geliyor:

-Bu şartlar altında, Güvenli Bölge nasıl oluşturulacak?..

Diğer bir anlatımla “Güvenli bölge hayal mi oluyor?!.” Üstelik ABD Türkiye’ye yönelik ekonomik yaptırımların yürürlüğe sokulacağını da duyurdu... Yetinmedi ABD Hazine Bakanlığı’nın ağzından “Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi tarafından Türkiye’nin Milli Savunma Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in yaptırım listesine alındığı” açıklandı!.. Gerekçe ise son derece traji-komik:

-Türk hükümetinin bölgenin barış, güvenlik ve istikrarını bozan eylemleri!..

Şu utanmazlığa, şu kargaları bile güldürecek gerekçeye bakar mısınız?.. Yüzyıllardır bölgeyi kan ve ateşe boğan, kaynaklarını acımasızca sömüren ve bu kanlı sömürüyü sürdüren emperyalist kalkmış, kendi bekası için savaş veren bir bölge ülkesine hayasızca saldırıyor!..

Görünen o ki, elbirliği ile bir tuzağın içine sıkıştırılmak isteniyor Türkiye... Yarın, çok daha acımasız, Türkiye’yi iyice çıkmaza sürüklemeye yönelik oyunlar sahnelenebilir!.. Türkiye, adımlarını çok daha dikkatli, her türden sinsiliği öngörerek atmalıdır...

-Emperyalistin ne oyunu ne kaypaklığı ne de kalleşliği biter; tarih tanıktır!..