Gerçekten okkalı bir Osmanlı tokadı oldu...
Seçim sonuçları yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da gündemin ilk sırasına oturdu... Ortak yargı ise epey ağırdı:
-Balon patladı!..
Dünyanın en önde gelen yayın organları, partili Cumhurbaşkanı’nın neredeyse beldelere varana dek belediye başkanlığı seçim propagandasını tek başına yapmasını, çok ağır dil kullanmasını, projeleri bile kendisinin anlatmasını eleştirerek “kendisinin ve partisinin geleceğini zora soktuğunu” anlattılar... Benim de katıldığım bu görüşün görünen sonucu ise şu:
-Seçimin en büyük kaybedeni Erdoğan!..
AKP’nin oylarının düşüşe rağmen önde olması, Cumhur İttifakı’nın yüzde 51 küsur oy toplaması genel algıyı değiştirmiyor; Ankara İstanbul, İzmir’in yanı sıra Adana, Antalya, Mersin, Aydın gibi kentleri kaybetmesi “tek adam” efsanesinin sonuna gelindiğinin en açık göstergesi!..
Üstelik, bunu yalnızca ben söylemiyorum; bizzat o mahallenin kalemleri söylüyor!.. Mesela iktidar destekçisi Akit gazetesi yazar Abdurrahman Dilipak dün yazdığı “Sonuç bu” başlıklı yazısında aynen şu cümleyi kaleme aldı:
-Daha ilk günden uyarımı yapmıştım, “Belediyeler ile geldiniz, belediyeler ile gidebilirsiniz diye!”
Sesini duyuramadığını söyleyen Dilipak, bu seçimin bugün için bir yerel seçimden daha fazla anlam ifade ettiğini belirterek, Saray’daki danışmanların ve politika kurullarının da gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi!..
Bitmedi; Anadolu Ajansı eski Genel Müdürü ve Yeni Şafak gazetesi yazarı Kemal Öztürk de “Ne demek lazım gelir bilmiyorum” başlıklı yazısında şunları yazdı:
-Bize ne oldu? Partimize ne oldu? Seçmene ne oldu? Kendimize gelmezsek daha da kötüye gidecek!..
Gördüğünüz gibi derin bir endişe iktidar kesimini sarmalamış durumda!..

Mahalle kavgası başladı bile!..


Kaybedenler kulübünde iç çekişme ve sarsıntılar başladı bile...
Mesela ilk adımı YSK Başkanı Sadi Güven attı ve Anadolu Ajansı’nı suçlayarak “benim müşterim değil, sonuçları nereden aldığını bilmiyorum” dedikten sonra Ekrem İmamoğlu’nun kazandığını ilan ediverdi!..
Anadolu Ajansı’nın “Erdoğan Şapkalı” Genel Müdürü Şenol Kazancı’nın ise dün sabah ajanstaki sabah toplantısında söylediği sözler gündeme oturdu:
-Benim veri akışım durdu. YSK veri göndermedi!.. YSK Başkanı bizi neden hedef gösterdi anlamadım... Ben Erdoğan’ın adamıyım arkadaş... Kızım bile bana inanmıyor...
Tanrı hiç kimseyi böyle acıklı duruma düşürmesin tabii!.. Kızının bile inanmadığı genel müdürün “YSK” verilerinden bahsetmesi de pek hazindi doğrusu; YSK Başkanı “Müşterimiz değil, bizden veri almıyor” demişti oysa!..
Bu şok ve çekişme sürerken, geçmişte AKP’de genel başkan yardımcılığı yapmış bir isim Artı Gerçek’ten Can Bursalı’ya konuşarak “Ahmet Davutoğlu liderliğinde, Ali Babacan’ın da içinde bulunduğu yeni partinin yola çıktığını” anlattı... Eski AKP’li açıklamasında, partide bakanlık yapmış isimlerin de yeni oluşumda yer alacağını söyledikten sonra ilginç bir iddiada da bulundu:
-Millet AK Parti’ye “Ben sana bu ülkeyi tek başına yönettirmem” dedi!.. İki ay içinde CHP’den, İYİ Parti’den ve MHP’den isimler de yeni harekete katılacak!..
Kısacası sular kaynama noktasına doğru hareketlenecek!..

Din sömürüsü ayaklarına dolandı!..


Seçim süreci boyunca dinin siyasete tepe tepe alet edildiği akıl almaz örneklerle karşılaştık!..
Ben bu örnekleri olabildiğince paylaşmaya çalıştım. Ama seçimlerin eşiğinde öyle bir örnek ortaya çıktı ki, sizlerle paylaşmaya söz vermiştim... Esenyurt’ta  AKP’nin görevden istifa ettirilen belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu’nun yerine göreve gelen Ali Murat Alatepe, halka hitaben yaptığı konuşmada şu sözlere imza atmıştı:
-Esenyurt’un hiçbirimize ihtiyacı yok ama Tayyip Erdoğan’a ihtiyacı var. Niye var? Burayı kaybedersek Kudüs’ü kaybederiz, İslam’ı kaybederiz, Mekke’yi kaybederiz...
Yani hiç utanıp sıkılmadan AKP adayını seçmezseniz dininizi, kutsal yerlerinizi kaybedersiniz demeye getirmişti, muhterem!..  Esenyurt’ta CHP adayı Kemal Deniz Bozkurt seçimi yüzde 51.52 ile açık ara kazandı!.. Din sömürüsünden bıkmış olan halk müthiş bir ders vermişti!..
MHP genelde oy kaybına karşın, AKP ile yarıştığı hemen her yerde ipi göğüsleyerek biri büyükşehir olmak üzere 11 kenti kazandı!.. Ancak Adana ve Mersin gibi iki büyükşehiri de CHP’ye karşı kaybetti!..
Siz bakmayın AKP’nin Ankara ve İstanbul itirazlarına; Bir zamanlar Reisleri ne demişti?
-Atı alan Üsküdar’ı geçti!..
Liderlerinin ve seçmenlerinin öfkesini yatıştırmak için yazdıkları senaryo bir kaç gün içinde tarihin çöplüğündeki yerini alacak... Hep böyle olur zaten:
-Keser döner sap döner, bir gün gelir hesap döner!..