İstanbul’u paniğe sürükleyen deprem 5.8 büyüklüğündeydi...

Hemen ardından her kafadan bir ses çıkmaya başladı; “İyiye işaret, enerjiyi aldı, büyük deprem en az 25 sene sonra” diyenler, “Her an her şey olabilir” diyenler TV ekranlarını doldurdu... Bu işi iyi bilen deprem uzmanlarının söyledikleri ise arada kaynadı gitti!.. Son olarak kandilli Rasathanesi Müdürü çıkıp şöyle dedi:

-Bir sona doğru yaklaşıyoruz!..

Gayet bilimsel, gördüğünüz gibi!.. Bir sona doğru gidildiğini beş yaşındaki çocuklar biliyor; hani bıraksalar da ciddi bilim insanları, halkın anlayacağı şekilde anlatsa diyeceğim ama bizim ülkemizde maalesef böyle şeyler pek mümkün görünmüyor!.. Zaten bu yazının konusu da bu değil!..

Bakın, millet büyük paniğe kapılmış, geceyi sokakta geçirmiş, “Nerede bu devlet” haykırışları dört bir yanı sarmışken, AKP’li Cumhurbaşkanı konuştu ve şöyle dedi:

-İstanbul’da on binlerce toplanma yeri var!..

On bin bile değil, on binlerce!.. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bu iddiaya acı bir gülümsemeyle yanıt verdi:

-Keşke ben de on binlerce toplanma yeri var diyebilseydim, ama yok!..

Gerçek neydi peki? Onu da İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Nusret Suna anlattı... Bırakın on binlerceyi bir yana, 1999 depreminden sonra yapılan çalışmalar sonucu 496 adet büyük toplanma alanı tespit edilmiş, bugün bu rakam 70’e inmişti!.. Peki geriye kalan 426 alana ne olmuştu?

-AVM’lere, plazalara yem olmuştu!..

Bir bilgi daha vereyim: 1999 depreminden sonra her mahalleye bir ya da iki turuncu renkli “deprem
konteynırı
” konulmuştu. İçinde acil yardım
malzemeleri, ilaç, kazma, kürek, haberleşme cihazları bulunuyordu. Bunlara ne oldu peki?..

-Geriye 39 tane kaldı, anahtarı kimde onu bile bilen yok!..

Yaptıkları itirafı bile yine kendileri yalanladılar!..


Şimdi asıl konumuza gelelim...

1999 depreminden sonra zamanın hükümeti, deprem hasarlarının giderilmesi ve geleceğe yönelik önlemler alınması amacıyla yurttaşlardan toplanmak üzere bir deprem vergisi koymuştu... Sonra iktidar değişti, AKP hükümeti kuruldu ve deprem vergisi kalıcı hale getirildi, iyi mi! Ancak toplanan verginin bir kısmının 40 milyar gibi devasa bir para olduğu da öğrenildi sonraları...

Haysiyetli basının sürekli gündemde tutması sayesinde zamanın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, toplanan deprem vergisinin sağlık, eğitim ve duble yollar için harcandığını açıkladı!.. Şimşek’in bir de alay eder gibi, yaptığı itirafın ardından “Bir aylık maaşımı da depremzedelere bağışlayacağım” dediğini de paylaşayım!..

Aradan zaman geçti, kalıcı hale getirilen deprem vergisi 50 milyarın üzerine çıkmış ancak Şimşek’in itirafından sonra, Meclis’te verilen önergelere dahi bir yanıt verilmemişti!.. Sonunda zamanın AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik şu açıklamayı yaptı:

-Deprem vergisi diye bir vergi yok! Özel İletişim Vergisi var! Bu parayla devlet, halkın ayağına hizmet götürüyor!..

Yılların deprem vergisi bir anda “İletişim Vergisi” olmuş, yıllar içinde toplanan paralar da “halkın ayağına hizmet götürme” kaynağı oluvermişti!..

Daha sonra yine zamanın Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün de tıpkı Hüseyin Çelik gibi “Deprem vergisi diye bir şey yok” açıklaması yapıyor, bir adım daha ileri gidip, hiç sıkılmadan şöyle diyordu:

-Özel İletişim Vergisi, 1999 yılında depremden sonra konulmuş bir vergidir. Deprem vergisine ne olduğunu sormak siyasi istismardır!..

Hani derler ya “Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış” durum aynen bu atasözünü çağrıştırıyordu!...

Telekom’un tellerine kuşlar mı konar!..


Gelelim ikinci yaşamsal konuya..

İstanbul’u sallayan 5.8’lik depremde telefonlar iflas etti, kimse kimseyle uzun süre konuşamadı!.. Özelleştirilen Telekom, büyük değil, orta halli bir depremde bile “out of order” oluvermişti, yani kullanılmaz duruma düşmüştü!..

Türkiye’nin ulusal ve stratejik kurumu Türk Telekom 2005 yılında özelleştirildi ve şirketin yüzde 55’i iktidarın yakın dostu Lübnanlı Hariri ailesine ait Saudi Oger şirketine geçti. Yandaş basında en büyük özelleştirme diye kutsanan Türk Telekom, Oger’e geçtiğinde kasasında 2 milyar dolar bulunuyordu!..

Oger, yıllar içinde bırakın yatırım yapmayı, Türk bankalarından aldığı kredileri bile ödemedi!.. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası’nın yaptığı hesaba göre Oger, 2005 yılıyla 2017 yılı arasında en az 10 milyar dolar kar etti! Buna rağmen ödeme sıkıntısı bahanesiyle 2013 yılında Türk bankalarından 4.3 milyar dolar daha kredi çekti ve bir iki yıl taksit ödedikten sonra bu borcun da üstüne yattı!.. Sonuçta bankalar Rekabet Kurumu’na başvurarak Oger’in hisselerine el koydu!

Ancak “atı alan Üsküdar’ı geçmişti!” Hariri ailesinin 12 yıllık Türk Telekom macerası yaklaşık  20 milyar doları cebine indirmesiyle sonuçlanmıştı!..

-Siz hala o telefonlarla konuşabildiğinize şükredin!..

Bu yazının başlığı neydi? Deprem vergileri nerede? Dağa kaçtı...

-Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu!..