İstanbul Maltepe’de yaklaşık 16 gün süren, AKP ve MHP sayesinde bir türlü bitmeyen, defalarca itiraz edilip itiraz edilen oyların sayımı önceki gece saat 22.05 itibarıyla nihayet sona erdi... Sonuç:
-Ekrem İmamoğlu 13 bin 781 oyla başkanlığı bir kez daha kazandı!..
Sonra ne oldu? İlçe Seçim Kurulu tutanakları birleştirip, İl Seçim Kurulu’na gönderdi... Gün içinde Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın mazbatası da teslim edildi... Peki ya sonra?.. Dün akşamüstü saatlerinde, yazımın gazeteye teslim saatini de zorlayarak bekledim; ufukta bir mazbata görünmeyince bilgisayarımın başına oturdum!..
Bir kez daha anladım ki, bizim memlekette yasaların, içtihatların hiç mi hiç önemi yoktur!.. Bu ne demektir peki?.. Şöyle de anlatılabilir:
-Bu güzelim ve kahredici ülkede adaletin gücü değil, gücün adaleti geçerlidir!..
Gücü elinde tutan, istediği konuda istediği gibi davranabilir, tehdit edebilir, baskı yapabilir, yasaları çiğneyebilir!.. Bu ülkenin namuslu hukukçuları günlerdir haykırıyor, iktidar partisinin ve küçük ortağının olağanüstü seçim iptali başvurularının yasaya aykırı olduğunu, YSK’nın seçimleri yenilenme istemini reddetmesi gerektiğini tüm gerekçeleriyle, yasa maddeleriyle ortaya koyuyor ama nafile!..
Yukarıda değindiğim gibi dün akşamüstü saatlerine dek ne İl Seçim Kurulu’ndan ne de Yüksek Seçim Kurulu’ndan tık çıktı...
-Derken hava birden değişti!..

Helal olsun bu halka!..


Bir anda güneş açtı, bahar geliverdi!..
Saat 16.00 civarlarında Ekrem İmamoğlu, İl Seçim Kurulu’na davet edildi...
-Bu önce vefakar ve cefakar halkın sonra da böylesine devasa bir kumpas sürecini hakkıyla idare eden, milim geriye adım atmayan Ekrem İmamoğlu’nun zaferidir!..
Herkes, şapkasını önüne koyup seçim gecesinden bu yana 16 gün boyunca yaşananları düşünsün lütfen; bir kabus yaşandı adeta... İpe sapa gelmez iddialar, istekler, algı yöntemleri üst üste geldi... Ancak İktidar ve küçük ortağı bir şeyi hiç hesaba katmadı, katamadı!..
-Halkın demokrasi nöbetini!..
-O halktan güç alan Ekrem İmamoğlu gibi bir “sakin güç” ile karşılaşacağını!..
Tam iki hafta, yağmurda, soğukta hiç şikayet etmeden bekleyen bir halk ve o halkla sarmaş dolaş süreci yürüten bir siyasetçi; işte sonunda büyük güç, örgütlü gücü, yüreğini ortaya koymuş insanları yenemedi!..
-Yüreğimde öyle bir bahar kıpırtısı var ki, sormayın gitsin!..
Bundan sonra ne olur?.. YSK’nın seçimin iptali dilekçesini kabul edeceğini düşünmüyor, düşünemiyorum... Her şey bu kadar açık, bu kadar net görünürken böyle bir karar çıkacağına ihtimal vermiyorum; “Burası Türkiye, ne olur ne olmaz” dediğinizi duyar gibiyim!.. Ancak tarih bize buna karşı başka bir şey söylüyor:
-Halkın gücünü, kararlılığını hiçbir güç yenemez!..
Örneği çok, pek fazla.. Şu anda saatler 16.37, İstanbul’un yeni Belediye Başkanı Çağlayan Adliyesi’ne giriş yaptı, ancak yürüyemiyor bile; duyanın koşup geldiği adliye tıklım tıklım dolu!.. Birazdan mazbatasını alacak ve başkanlığı devralmak üzere belediye başkanlığı binasına gidecek...
-Ehh, bana da müsaade, bu tarihi an kaçmaz, Saraçhane’ye koşuyorum!..