Önce önemli bir anımsatma yapmalıyım...
Stratejik ortağımız (!) Amerikan’ın tarihinin en güvenilmez, en kaypak ve en tehlikeli başkanlarından Donald Trump, daha bir ay önce, Türkiye “Fırat’ın doğusuna operasyon” kararını açıkladığında, sosyal medya hesabından nasıl bir mesaj vermişti hatırladınız mı:
-Kürtlere saldırırlarsa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvedeceğiz!..
Kürtler dediği PKK/PYD teröristleriydi!.. Her fırsatta “Eyy Amerika” diye yeri göğü inleten en büyük Türk büyükleri, bu son derece küstahça, düşmanca ve bayağı bu tehdit mesajını gayet yumuşak bir şekilde geçiştirdi; “üzüldük”, “kırıldık” filan diyerek üstüne yattı!.. Trump’la telefon görüşmeleri, dışişleri bakanları arasında konuşmalar falan derken, millet uyutuldu!..
Öncelikle belirteyim; bizimkilerin “yumuşama sağlandı”, “birbirimizi anlıyoruz” minvalindeki açıklamalara karşın, o bayağı mesaj hala Trump’ın hesabında sırıtmaya devam ediyor!..
Değişen ne oldu peki? Göründüğü kadarıyla hiç; o tehditten bu güne “havanda su dövmekten” başka bir görüntü yok ortada!.. Diğer tarafa baktığınızda ise harıl harıl bir çalışma yürütüldüğünü görmemek için kör ya da çok saf olmak gerekiyor!..
Çok taze bir örnek vereyim müsaadenizle; Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu dün Washington’da ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile görüşecekti. O görüşmeden önce Pompeo’nun bir küçük, kapalı toplantısı vardı... Katılanlara bakalım:
-İngiltere, Fransa, Kanada, Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan dışişleri bakanları!..
Konu neydi peki?.. Fırat’ın doğusunda oluşturulacak “Güvenli Bölge” için uluslararası askeri güç yapılandırması!..
Türkiye’nin “asla kabul edilemez” bulduğu, burnumuzun dibine “yabancı güç” konusu, Türk dışişler bakanı ile görüşmeden hemen önce kotarılmıştı...
-Terbiyesizliğe, küstahlığa bakar mısınız?!.

Gölge CIA’nın şantaj ve tehdit raporu!..


Tabii böylesine bir kumpas elbirliği ile hazırlanırken, ABD gizli servisi CIA’nın bölgede fink attığını söylemeye gerek yok!..
Bu ünlü casusluk örgütünün bir de gölgesi var; geleceğe dair öngörülerini içeren raporlar hazırlamakla ünlü bir kuruluş:
-Stratfor Araştırma Merkezi!..
İşte bu kuruluş, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna bir operasyon düzenlemesi halinde uygulanabilecek senaryolarla ilgili bir rapor hazırladı. Senaryolar, adeta Trump’ın “Ekonomik olarak mahvederiz” mesajının açılımı! Analizde özetle şöyle deniliyor:
-Türkiye’ye ekonomik yaptırımlarla ağır zararlar verilebilir!..
Nasıl zarar verilebileceğine dair tavsiyelerine onların ağzıyla bakalım:
-Türkiye’ye yatırımı engellemek ve tüketici güvenini yok etmek için birden çok kalemde yaptırım uygulanmalı!..
-Türkiye’yi cezalandırmak için ihracatta vergi artırımları kullanılabilir!..
-Sadece alüminyum ve çelik üzerinden yaptırım bile Türk lirasında büyük düşüşlere neden olmuştu!..
-Türkiye’nin yoğun ithalat ve ihracat yaptığı partnerleri hedef alınmalı... Böylece Türk ekonomisinin geleceğinde belirsizlikler oluşturularak dış yatırımlar kesilebilir!..
-Türk Hava Yolları’na tedbirler uygulanarak ABD’ye uçuşlardan elde ettiği yıllık kazancının yüzde 10.6’sı baltalanabilir!..
-Türkiye pamuk alımında ABD’ye bağımlı.. Yüzde 25’e ulaşan pamuk alımını Başkan Trump durdurursa tekstil sektörüne ciddi hasarlar verilebilir!..
-ABD’nin Türkiye’den aldığı tütün yüzde 8 oranında. Bu az görülebilir. Ancak ihracat kesilirse yoğun işçilikle üretildiği için etkili olacaktır!..
Bu baltalama harekatı “Gölge CIA” Stratfor’un “şimdilik kaydıyla” verdiği tavsiyeler. Yoksa Stratfor’da melanet çok!..
NATO’da 67 yıldır birlikte hareket ettiğiniz, “Stratejik ortak” olmakla övündüğünüz ABD’nin Türkiye’nin yakın geleceğiyle ilgili şahane planları böyle!..
-Acaba siz Türk büyükleri A, B, C planlarınız var mı yoksa övünmekten dövünmeye mi geçiş yapıyorsunuz?!..

Nilhan “Sultan’ın” acıklı, mide bulandıran halleri!..


2’nci Abdülhamit’in torunu bir hanımefendi var, biliyorsunuzdur...
-Nilhan Osmanoğlu Vatansever.
Sık sık gündeme gelmekle ünlü; önceleri başı açık olarak gündeme düşerken, yanılmıyorsam geçen yıl başını kapatınca daha bir gündem oluşturmaya başladı... Nilhan Hanım önce yüzükler, kolyeler, tespihler, sultan kokuları sattığı internet sitesi ile gündeme gelmişti... Sonra “Kim milyoner Olmak İster” yarışmasına katılarak 60 bin TL kazandığını öğrendik...
Sonrasında “bıktık artık bu parlamenter sistemden” sözleriyle dikkat çekti... Hemen ardından da Galatasaray Adası’nı “dedesinin mirası” olarak istemesiyle gündeme oturdu...
Müjdat Gezen, geçen gün bu hanımefendiye hakaret ettiği gerekçesiyle hakim karşısına çıktı ve şöyle dedi:
-Suç olan şeyin ne olduğunu anlamış değilim!..
Unuttuğum başka şeyler de vardır mutlaka ama gözünü hırs ve miras bürümüş bu kadıncağız, son olarak Kurtuluş Savaşı Kahramanı, İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye, hiçbir belgeye, bilgiye dayanmayan, mide bulandırıcı bir iftira sıvamaya kalkıştı. Bu iftiraya da ne idüğü belirsiz bir mektubu kaynak gösterdi...
İddiasına göre Paris’te görüştüğü, Türkiye’ye dönmek isteyen Abdülhamit’in eşine “her şeyin bir bedeli var” diyerek mücevherlerini almış, bu mücevherler daha sonra Mevhibe Hanım’ın üzerinde görülmüştü!..
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar derler; öyle de oldu; Şadiye Sultan’ın yardımcısının aşık olduğu İsmet Paşa’nın yaverinden yüz bulamayınca böyle bir iftirada bulunacağını o yavere yazdığı ve zehir zemberek bir karşılık aldığı bu kez kapı gibi mektuplarla ispatlandı!.. İnönü Ailesi ise Cumhuriyet savcılarını göreve çağırdı...
-Değer miydi kendini böylesine maskara etmeye diyeceğim ama değmez!..