Asrın liderimiz aynen böyle dedi valla...
MÜSİAD’ın vefa gecesinde patronlara hitap eden AKP’li Cumhurbaşkanı aynen şöyle konuştu:
-Satın alma paritesine göre bugün dünyanın 13’üncü büyük ekonomisi haline gelmiş durumdayız. İnşallah yıl sonunda bir üst sıraya çıkmış olacağız!..
Sevindim tabii!.. Ancak lafın başındaki “Satın alma paritesi” birazcık midemi bulandırmadı değil... Açtım telefonu, namusuna, bilgisine güvendiğim ekonomi uzmanı birkaç isme sordum, “Satın alma paritesinin” ne biçim bir şey olduğunu... IMF iki yıl kadar önce dünyadaki ülkelerin halklarının yıllık harcama kapasitelerine göre bir sıralama yapmış. Türkiye’de kişi başına harcama paritesini 25 bin dolar olarak göstermiş. Bu durumda da Türkiye 13. ülke olarak çıkmış. Daha sonra IMF hatalı hesaplama yaptığını kabul etmiş ama ne gam; atı alan Üsküdar’ı geçmiş!.. Düşünsenize; iki yıl önce kişi başına gelirin 10 bin dolar olduğu Türkiye’de harcama paritesi 25 bin dolar!.. Çarpın 81 milyonla, ne çıkıyor? Harca harca bitmez...
-Fantezinin çapı muhteşem yani!..
Ekonomi uzmanları bunları anlatınca keyfim kaçtı, “Ne güzel fantezi yapıyorduk” diye düşünürken, durumumu anlayan arkadaşlar, “Boş ver” dediler “Satın alma fantezisi pardon paritesi” o kadar da ciddiye alınacak bir şey değil!..”

16 yılda gelen uluslararası yatırım yıllık faiz borcunu karşılamıyor!..


Mühim olan neydi peki? Kişi başına milli gelir tabii ki!..
O cenahta durum ne merkezdeydi acaba?.. İşte bana anlatılanların özeti:
-Şu anda 19’uncu sıradayız. K.ç kadar Hollanda ile Suudi Arabistan bile önümüze geçmiş vaziyette!.. Şu sıralar 19’dan 20’nci sıraya düşmemek için Malezya ile çekişiyoruz!.. Maazallah bir de 21’inci sıraya düşersek G20 ülkelerinden de dışlanmamız söz konusu!..
Yani durum “Of ki off” durumu!.. Gerçi Cumhurbaşkanı, aynı konuşmasında iktidarda bulundukları 16 yılda ülkemize gelen uluslararası yatırım tutarının 201 milyar doları geride bıraktığını iftiharla açıkladı. Buna da çok sevindim, ancak sonra aklıma düştü baktım; güzel ülkemin her yıl katlanarak artan dış borçları ödemek için her yıl gereken para miktarı 210 milyar dolar!.. Başka şekilde söyleyeyim:
-16 yılda gelen uluslararası yatırım tutarı, yıllık faiz ödememizi bile karşılayamıyor!..
Maalesef bununla da bitmiyor; Fransız Haber Ajansı AFP de kara haber spekülatörü kılığında ortaya çıkıp “Türkiye’de inşaat sektörü çöküşe geçiyor” dedi iyi mi!.. İnşaat sektörünü “Ülkenin lokomotif sektörü” olarak tanımlayan ajans, “Konkordato ve iflas başvurularının dörtte üçünün inşaat şirketi olduğunu” da yazdı... Valla ben bir ajans ve birkaç uzmanın yalancısıyım!..
-Yoksa, millete açıklanan bu kadar müjde, akıtılacağı vaat edilen bunca milyar dolarlar da mı fantezi?..

 Ah bu kapitalistler ahh!..


Önce şu konuşmayı dikkatle okumanızı rica ediyorum:
-Deniz kenarlarını, ormanları betona çevirme gayreti içinde olanlar var. Şu para var ya nelere muktedir, bu kapitalizm nelere muktedir. Orman morman, ne ve var ne yok kesiyor, atıyor, götürüyor. “Oraya ben bir dikey mimari yapayım, malı götüreyim” yapılan iş bu. Yani doğa şöyle olmuş, böyle olmuş umurunda değil. Bize de örnek veriyor, “Manhattan şöyle.” Ya bırak, batsın senin Manhattan’ın. Bizim medeniyetimizde ne diyor biz ona bakalım, ona göre yapalım bu işi. Sanki orada yaşayanlar çok mutlu, mutlu değiller. Çevre ve Şehircilik Bakanıma da söylüyorum; kimsenin gözünün yaşına bakmayacaksın. Yıkmaksa yıkacağız. Ama daha önce müsaadeyi almış, orada yapacak bir şey yok, hukuken bitirmişler bu işi. Böyle bir şey olmamışsa kesinlikle müsamaha yok...
Ne müthiş, ne kararlı nasıl da çevreci bir bakış açısı değil mi?.. Betonlaşmaya karşı ne muhteşem bir çelikten duruş, bayıldım valla!.. Kim söylemiş peki?
-AKP’li Cumhurbaşkanı...
16 yıllık iktidarları sırasında 860 bin bina yapılmış; mesela İstanbul’da eskilerin dışında dikey yapılmamış binayı büyüteçle zor bulursunuz!..30- 40-50 katlı binaları Ataşehir, Maslak, Bakırköy gibi bir çok semtinde gezebilirsiniz...
İstanbul’un ciğerleri olarak bilinen, Yeni Havalimanı’nın yapıldığı yerde kesilen ağaçlardan kaç tane orman çıkardı acaba?..
Asrın liderimizin Marmaris Okluk Koyu’nda yapılan galiba 300 odalı yazlık sarayı, plajı, çevre düzenlemesi için kesilen ağaçların sayısı kaçtı acaba?..
İstanbul’da Ayamama Deresi taşıp, Basın Ekspres Yolu’nu sular bastığında kaç kişi boğularak can vermişti hatırlıyor musunuz?.. Pekii, dere yatağına yapılaşma iznini kim vermişti onu anımsıyor musunuz?..
Örnek çok, binlerce... Bugün, başta İstanbul, bir çok kentte kişi başına yeşil oranı nereye kadar geriledi biliyor musunuz? Kişi başına 1-2, bilemediniz 3 metre kareye!..
-Ama konuşma muhteşemdi!..