AKP Genel Başkanı Ağrı mitinginde müjdeli bir ses tonuyla açıkladı:
-Ağrı’yı kayyumla çok güzel bir yere getirdik. Şimdi daha da iyi bir noktaya taşıyacağız...
Bu sözleri kayyum atanan diğer kentlerde de aşağı yukarı aynı sözcüklerle tekrarlıyor... Aslına bakarsanız yalnızca kayyum atanan kentlerde değil, başta ülkenin başkenti olmak üzere belediye başkan adayları, belediye meclis üyeleri için de “Kazansa da teslim etmeyiz, açığa alırız” türünden sözler söyledi!.. Neye dayanarak söyledi peki?..
-Muhalefet listelerinde PKK’lı adaylar olduğu gerekçesiyle!..
Liderinin ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, daha da ileri giderek terör örgütleri ile irtibatı bulunduğunu iddia ettiği 378 meclis üyesi adayı ile ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
- Bu meclis üyesi adayları seçilmeleri halinde açığa alınacak!..
Bu adaylar hakkında mahkumiyet kararı var mı? Yok! Zaten olsaydı, savcılıklardan temiz kağıdı alamazlar, YSK tarafından zorunlu olarak elenirlerdi!.. Peki, başka ne var?.. Hürriyet ve Sabah gazetelerinin geçenlerde bir skandala imza atarak “CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin PKK ile bağlantılı adayları” başlığı ile isimlerini TC kimlik numaralarını yayınlayarak teşhir ettiği, hedef gösterdiği yüzlerce aday hakkında bal gibi “istihbarat”  kokan haberi var!.. Sabah Gazetesi bununla da yetinmeyerek ilgili kişilerin fotoğraflarını da yayımladı!..
Öncelikli soru; bu haber bu gazetelere nasıl, kimin eliyle servis edildi?.. İkincisi ise bunun adı dünyanın her yerinde “fişleme” olarak geçer!..
-O adaylar şimdi yargıya başvurma yolunda!..

Kara komedinin böylesi!..


Tabii bu “hedef gösterme” çirkinliğinden sonra ülkenin “kara komedi” tarihine altın harflerle geçecek durumlar su yüzüne çıkmaya başladı!..
Mesela, hedefe konulan isimlerden Kenan Güler’in daha önce AKP’den aday olduğu ortaya çıktı, iyi mi! Güler şu açıklamayı yaptı:
-Ben siyasete AK Parti’de başladım, 2 ay önce istifa edip CHP’den aday oldum!..
Demek ki AKP’liyken “PKK ile ilişkili olduğu” fark edilmemiş, komediye bakın!.. Bitmedi geçen dönem AKP Mamak Belediye Meclis Üyeliği’ne de aday olmuş. Mamak’ın AKP’li Belediye Başkanı Mesut Akgül de bir açıklama yaparak Güler’i şöyle savundu:
-Kenan Bey benim listemden adaydı. Onun Bitlisli olması ille de HDP’li, PKK’lı olduğu anlamına gelmiyor. Ben o yanını hiç görmedim!..
Şimdii, iktidarın en üst düzeyinden başlayarak “kayyumları övmek”, muhalefetin adaylarını açıkça “görevden alırız” diye tehdit etmek ne anlama geliyor?
-Korku bu denli mi dağları sardı?!.
Adalet Bakanı sıfatına haiz Abdülhamit Gül Beyefendi de bu minvalde sözler söyledikten sonra “Niçin haklarında işlem yapılmıyor?” sorusuna ne yanıt verdi biliyor musunuz?
-Haklarında yargı kararı yok!..
Haklarında böyle bir karar olmayan Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını hangi hakla teşhir ediyor, daha da ileri giderek “Seçilirseniz görevden alırız” tehdidine maruz bırakıyorsunuz o halde?!. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da aynı soruyu gayet kısa bir şekilde sordu bile:
-Niye tutuklamıyorsunuz o zaman?!.
Madem bu şekilde baskı, tehdit, görevden alma, kayyum atama sözleri revaçta, o halde seçime ne gerek var; yazık değil mi o kadar masrafa, atarsınız kentlere, ilçelere birer kayyum olur biter, siz sağ biz selamet!..
-Hiç olmazsa “demokrasi var, sandık var” diye dünyayı kendimize güldürmekten de kurtulmuş oluruz, fena mı?!.

Şu seviyeye bakar mısınız!..


Muhalefete hakaret kervanına Tarım Bakanı sıfatlı muhterem de katıldı... Tarım şahane durumda olduğu için sıkılıyor tabii adamcağız!..
Amasya Taşova’da düzenlenen mitingde konuşan Bekir Pakdemirli, muhalefeti işaret ederek aynen şöyle dedi:
-Bu adilere sandıkta ders verecek misiniz?..
Düzey bu kadar ne yazık ki!.. Ehh, bakan seviyesi bu düzeyde seyredince alt katmanlar da ağzına geleni söylemekte beis görmüyor doğal olarak!.. Cumhur İttifakı’nın Oğuzeli Belediye Başkan Adayı Mehmet Sait Kılıç da yurttaşlara ve gazetecilere açtı ağzını yumdu gözünü:
-G.tünüzü yırtıp başınıza geçirseniz de bu millet size hak ettiğiniz  dersi verecek.... Adam saydığımdan değil ama bazı kalemini satan, parasıyla satan gazeteciler, köşe yazarları...
Video bu kadar. Kalemini satan, bağlandığı kapının propagandasını her türlü yalan dolanla hiç utanmadan yapan sıfatı “gazeteci” tetikçiler de bolca mevcut; ancak bu muhterem yönü şaşırmış!..
İktidar mahallesinin yazarları dahi “Biz ne zaman böyle olduk”, “Bu gidiş gidiş değil” yazıları yazarken, üslup uyarıları yaparken, en büyük Türk büyükleri, miting meydanlarında TV ekranlarında hakaret ve tehdidin boyutunu her geçen gün daha da artırıyorlar...
-Dört gün sonra anlayacağız bu üslubun nasıl tesir ettiğini!..