Birçok özlü sözle, birçok yazıyla tanımlanıp önemi ve değeri anlatılmaya çalışılan “adalet” ulusun namusu ve onuru, devletin de önünde asla bulut olmayan güneşidir. İnsanlığın en etkin güvencesi, hakların ve özgürlüklerin en soylu bekçisidir. Devlet adına yetkili yargı organının başlıca görevi, her tür kuşkudan ve etkiden uzak olarak tam bir bağımsızlık ve yansızlıkla, adaleti yaşama geçirmektir. Adalet, devletin en yararlı denetim çalışmasıdır. Yurttaşların haklarının ve özgürlüklerinin korunması, savunulması ve sağlanması adaletin anlamının ve amacının gereğidir.

Adalet, devletin saygınlığının koşuludur. Kişisel bir erk (güç) olmadığından kimsenin adına ya da yetkisine bağlı tutulamaz. Kimse adaletin kaynağı, dayanağı ve gücü olamaz. Bu nedenle bağımsızlık, adaletin mayasıdır. Aynı zamanda adaleti saptayıp yaşama geçirmekle yükümlü yargının varlık felsefesi ve kan damarıdır.

Anayasa Mahkemesi’nin salonundaki “Haklar ve özgürlükler insanlığın onuru ve erdemidir” sözümün anımsatmayı amaçladığı değerler, ilkeler, soylu düşünceler ve tutumlar, yaşamımızı aydınlatan toplumsal ve bireysel güçlerdir. Bu bağlamda bağımsızlık, yargının en seçkin, en özgün ırasıdır (karakteri). Etkilere açık, baskılara elverişli, yönlendirmeye uygun yargı bir hukuk oyunudur. Kararların “Ulus Adına” verilip açıklanması da kurumsal bir çalışmanın, tam bağımsız ve yansız bir yapının ürünü olduğunu belirtmek içindir.

Adaleti amaçlamayan, “Hukukun üstünlüğü ilkesi”ne bağlı kalmayan, yansızlığa özen göstermeyen yargı bir araç olmaktan öteye geçemez. Günün siyasal etkinlerinin uydusu gibi kimi gösteri çıkışlarıyla kendini savunup aklanmak ve hattâ desteklenmek ister. Bu tutum, kuşkulu bir yaşamın sıradanlaşmış yöntemidir. Dünyanın her yerinde bir yargının niteliği “Buyruk ve etkiden uzak, bağımsız ve yansız, akıl aydınlığında, ahlâk güvencesinde, vicdan süzgecinde bir ulusal yapı” olarak özetlenir. Hukuk bir barış kurumudur. Adalet, devletin temeli, varlığımızın güvencesidir. Son yıllarda cumhuriyet, demokrasi, hukuk devleti, ulusal egemenlik, yargı bağımsızlığı ve özgürlükler konularında yaşanan tutarsızlıklar, çelişkiler, aykırılıklar değişik yol ve yöntemlerle açıklanıyor. İlkellik yansıtan özentilerle, hukukun üstünlüğünden ve hukuk devletinden sapmalarla, düşülecek karanlıkta insanlar barınamaz.

Bir ara “Anayasa Mahkemesi’nin kararına saygı duymuyorum” diyen Bay RTE’nin şimdi de Anayasa Mahkemesi kararını hiçe sayarak Ahlat’taki yazlık saray yapımını sürdüreceğini övünerek söylemesi hukuk devletinin kimin yönetiminde olduğunu göstermektedir. Yargı kararını dinlemeyen kimsenin çalışma yerinde Adalet Yılı açılışı ağır bir çelişki ve düşüştür.

(Devamı yarın)