Kendi isteklerinin ve beklentilerinin gerçekleşmesi için her yolu geçerli sayanların düş kırıklığı daha ağır olur. AKP iktidarının başındaki Bay RTE anayasal konumunu ve yükümlülüğünü gözardı ederek, içtiği andı geçersiz kılan yanlı tutum ve davranışlarıyla, partizan çıkışları ve olumsuz örnek oluşturan siyasal ilişkileriyle yönetimde sarsıntılara neden olmuştur. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri bu durumun kanıtı sayılacak çok belirgin bir siyasal uyarı, hatta tepkidir. Tüm çabalarına karşın AKP’nin seçimi yitirmesinin sorumlusu Bay RTE’dır.

Halkı “emir kulu” sanarak, kahve paketleri dağıtarak, mitinglerde çiçek atarak, kendilerinden olmayanlara ağır sözler ve benzetmelerle çatarak kazanacağını sanması büyük bir yanılgı ve aldanıştır. Sorumluluğu başkalarına yükleyerek ağır yenilginin hesabını kimi düzenlemelerle atlatmaya çalışması yadırganmamalıdır. Düzenleyip yönettiği, adayını saptayarak sahneye çıkardığı seçim, gerçekte onun yenilgisidir.

19 Mayıs 1919’un yıl dönümü etkinliği Ankara’dan kaçırılmış, Samsun’da sönük biçimde kutlanmış, Amasya Genelgesi’nin yıl dönümüne yaraşır önem verilmemiştir. ATATÜRK ve arkadaşları ile onların kazandırdıklarına karşı soğukluğu, konuşmaları bilinen RTE’nin Anıtkabir için sözleri de unutulmamıştır. Partizanlığının sınır tanımazlığı da eklenince kendisine inanmadığımı, güvenmediğimi bir kez daha yineliyorum. Siyasal ve ekonomik gidişi asla gerçekçi, yeterli bulmuyorum.

Kullandığı dil bir devlet yöneticisinin, memurunun, hele cumhurbaşkanının dili hiç değil. Ayrıştırıcı, saldırgan, çok yanlı ve çok sert. Önce kendisinin özen göstermesi gereken sıfatına hiç yakışmıyor, yükümlülükleriyle bağdaşmıyor. Ulusal varlığımızın temeli, özü, gücü ve açılımı olan cumhuriyetimizin seçkin ve eşsiz kurucularının açtıkları sonsuzluk yolunda onlara yaraşır olmanın çabalarıyla yürüyecek, koşacağız. Bu doğrultuda karşılaşılacak engeller demokratik yöntemler ve hukuk kurallarıyla aşılacak, ülkemizi ufkundaki Atatürk güneşi sonsuza değin aydınlatacaktır.