Destan yalnız olağanüstü olayların, yiğitliklerin anlatıldığı düzyazı ya da şiirler değil, özgün, değerli, seçkin ve başarılı içerikli anlatım ürünleridir. Edebiyatımızda kendine özgü yeri olan destanlar daha çok kahramanlıkların, kazanımlarla sonuçlanan başarıların, katılanların övgüyle anıldığı ve anlatıldığı yazı ve şiir türüdür. Ancak “destansı” olmaktan öte gerçekten destan sayılacak yazılar da vardır. Günümüzde bunlardan biri de Prof. Dr. Hikmet ÖZDEMİR’in Doğan Kitap yayınlarından “Savaşta ve Barışta KEMAL ATATÜRK” adlı yeni yapıtıdır.

Atatürk, cumhuriyet, Türk Devrimi ve ilgili konular da beğeniyle izlenen yapıtları olan Özdemir’in bu yeni çalışması, tarihimizin önemli kişilerine ve olaylarına yeni ve yenilenen bilgilerle katkıda bulunmakta, cumhuriyetle yükselen ve yücelen ulusal yapımızın temeline ilişkin kanıtlarla duygu ve düşüncelerimizi güçlendirmektedir. Kapsamlı yapıtın kaynakça ve dizin dışındaki 17 bölümü ilginç başlıklarla konularına yönlendirmekte, anlatılanların özgünlüğü sıcak biçimde belleği kucaklamaktadır.

Dersleri ve konferanslarıyla laik cumhuriyete etkin katkılarını eğitim yoluyla veren Özdemir’in bilincimize ışık tutan çalışmasını övgüye değer bulduğum için değerli okurlarımızla paylaşıyorum. Son yıllarda Atatürk, İnönü, arkadaşları ve başta cumhuriyetimiz, tüm kazandırdıklarına yönelik saldırılarla değerbilmezlikler gözetilirse yapıtın değeri daha iyi anlaşılır. Siyasal savruklukların, atıp tutmaların, saçmalıkların yaygınlaştığı bir ortamda bize bizi veren, bizi mutlu kılan çalışmaları kutlamak bir görevdir. Atatürk dönemi 15 yılla son 19 yılı karşılaştırmak nasılken ne olduğumuzu ve nerden nereye geldiğimizi gösterir. Aydınlıktan karanlığa düştük ama yine aydınlığa çıkacağız. Kimsenin kuşkusu olmasın.