Siyasal alanda kimi terslikler birbirine eklenerek sürüyor. İktidar ve muhalefetin birlikte istediği FETÖ’yü ABD Türkiye’ye vermiyor. Ama ABD’nin istediği kimileri cezaevinden ABD’ye gönderiliyor. Suriye sınırında Türkiye’nin istediği yapı, ABD’nin Türkiye karşıtlarını kanatları altında koruma çabasıyla oluşturulmaya çalışılıyor. Bay RTE’nin arada sırada ABD karşı söylem çıkışlarının hiçbir olumlu etkisi görülmüyor. Akdeniz’de petrol arama çalışmaları siyasal kamplaşma ile yürütülme çabaları istiyor. Yunanistan’la birlikte olan kimi devletler engel olma yolunu izliyor.

Yargıya güveni ve inanı sarsan tutumlardan kaçınma konusunda bir çaba izlenmiyor. SÖZCÜ gazetesi dâvasının yapaylığı iyice belirginleşti. Ulusal Parti Genel Başkanı Gökçe Fırat ÇULHAOĞLU’nun cezalandırılıp karanlıkta tutulması da hukuk konusundaki eleştirileri haklı çıkaran ayrı bir durum.

Değişik nedenlerle yurtdışında iş bulmaya giden gençlerle, eğitim-öğrenim için yurtdışına gidip dönmeyenler, kimi iktidar yakınlarına tanınan olanaklar ve ayrıcalıklarla kurulan yeni üniversitelere kıydırılan tarihsel değerler. Tarım sorunları, kadınların öldürülmesi, üreticinin mazot, gübre, işçi, satım güçlükleri, düşük bedel, aracıların vurgunu, giderek ağırlaşan, özellikle emeklileri üzen yaşam koşulları.

İktidar yol yaptıklarını savunuyor. Tüm yollar iktidara çıkıyor. Her şey bozuldu. Eğitim, ekonomi, sağlık, kentleşme, yapılanma, siyaset, hukuk. İyiye giden bir şey kalmadı gibi. Kimi belediyelerde yanan umut ışıkları bakalım özlenen, hakkımız olarak beklediğimiz olumlulukları getirecek mi?

Ankara’da Medipol Üniversitesi’ne tanınan kolaylıklar, yapılan devirler, Atatürk Orman Çiftliği’nden verilen arazi, Atatürk ve cumhuriyet karşıtlığına bağlanacak işlemler eleştirilirken Kazdağları’nda altın için girişilen ağaç kıyımı düşündürücü durumlar olarak sıcaklığını sürdürüyor. İktidarın neden olduğu çarpıklıklar, aykırılıklar, bozukluklar birbirine ekleniyor.