İlişkilerdeki içtenlik ve gerçeklik uygulamalarla belli olur. Özellikle dış ilişkilerde aranıp gözetilen bu durum, dostluğun geçerliği için de başlıca öğedir. ABD’nin Fetö’yü teslimden kaçınması gibi PKK-YPG desteği de dostlukla asla bağdaşmayan çelişkili bir tutumdur. AKP liderinin Trump ziyareti de bu çarpıklığı giderememiş, kandırıcı fotoğraf çekimleriyle kamuoyumuzun tepkilerini önlenmek uğraşısı yeğlenmiştir. Güneydoğudaki yerel yönetimlerin kimileri kayyıma verilirken, Fetöcülük’le suçlananlar yakalanırken Fetö’yü Pensilvanya’da ziyaret eden AKP’lilere asla dokunulmamıştır. Kökü içerde olan akımların önlenmesi çok güçtür. Çoğu Fetö’yü övüyor, seviyordu.

İktidar partisi liderinin konuşmalarındaki çelişki, yanlışlık ve haksızlık, son 10 Kasım konuşmalarıyla da ortaya çıkmıştır. Yeterli incelemeye, doyurucu bilgiye dayanmayan konuşmalarıyla ATATÜRK dönemini eleştirip Osmanlı dönemini özlem ve özentiyle övmesi ağır bir yanılgıdan öte amaçlı bir koyu yandaşlıktır. Tutumu yadırganmayan bir kendine özgü davranışla birlikte, içinde yer aldığı kesimin doğrultusudur. Makamına yakışmasa da aldığı eğitim, geldiği yer, başkanı olduğu parti ve arkadaşlarıyla yaşam çizgisinin doğal sonucudur. ATATÜRK’ü Osmanlılıkla nitelemesinin kaynağı da budur. Hele harf devrimini kötülemesi asla bağışlanamaz.

Cumhuriyetin anayasal nitelikleriyle bağdaşmayan tutumun ve durumun giderilip düzeltilmesi Türk siyasetinin günümüzdeki başlıca amacı olmalıdır. Temeli, kaynağı yadsımak, kendini yok saymakla, saydırmakla birdir. AKP’lilerin CHP karşıtlığı İNÖNÜ üzerinden ATATÜRK’e uzanmakta ve gerçekleri bile yadsıyıp karalamaktadırlar.

AKP liderinin dış ilişkiler konusundaki tutumu da yanlışlar ve yanılgılar içermektedir. Örneğin, Suriye bağlamında Esed’le Türkiye’deki birliği, samimiyeti anımsanırsa, nerden nereye, niçin ve nasıl gelindiği değerlendirilirse Suriye politikasında da kusurlu davranıldığı anlaşılır. Güney sınırımızın güvenlik içinde olması, göçmen yükü çekilmemesi gerekirken gereksiz çıkışlar, suçlamalar ve kimi heveslerle günümüzdeki güçlüklere, tersliklere gelindi. Partizan Bay RTE yüksek sesli konuşmalarıyla gerçekleri istediği gibi değiştirip dayatarak benimseteceğini sanıyor olmalı. “Görünen köy kılavuz istemez” sözü duruma uygun düşüyor. Her şey ortada.

Kendileri gibi düşünüp davranmayanlara, karşıtlarına, özellikle CHP lideri Kemal KILIÇDAROĞLU’na kaba ve sert sözlerle yanıtı, yaklaşımı ve eleştirileri konumuyla, sıfatıyla asla bağdaşmıyor.

Seçkin gazeteci Bekir COŞKUN’un iyileşme haberleri hepimizi sevindiriyor. Kendisine sağlıklı günler, değerli eşiyle mutlu birliktelik diliyorum.